Hesabım
    Çığlık 6
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Çığlık 6

    Gür olmayan bir çığlık!

    Yazar: Fırat Ataç

    Geçtiğimiz senenin beklenmedik hiti Scream (2022), yeni kuşağı kolayca eline alırken eski usül fanlar tarafından kafa karışıklığıyla karşılanmıştı. Ortaya çıkan film söylenildiği gibi 'Wes Craven'ın gurur duyacağı' bir seviyede olmasa da seriyi yeniden inşa etmek konusunda hiç de fena fikirler barındırmıyordu. Yeni karakterlerini 'bir anda ortaya çıkan tipler' olarak değil, 'seriyi bize sevdiren efsane karakterlerle yaşanmışlıkları olanlar' olarak çizmesi, iki farklı kuşağı bir araya getiren filmin elini güçlendiriyordu. Bu aynı zamanda yazının başında belirttiğimiz iki farkı seyirci tipi için de geçerliydi. Artık Scream'i tanımlayan 'meta korku' biraz daha geri plana itilip günümüz izlenme alışkanlıkları daha öne çıkmıştı ama biz 'geçmişte yaşayanlar' Matt Bettinelli-Olpin ve Tyler Gillett ikilisinden razıydık.

    Elde edilen gişe başarısının da etkisiyle kaçınılmaz olarak yalnızca bir sene sonra vizyona giren Scream VI,  ikilinin hala Wes Craven'e tutunduğunu gösteren bir yapı bozum örneği. Orijinal Scream ve Scream 2 arasında kurulabilecek bağ, Scream (2022) ve Scream VI arasında da kurulabilir. O dönem tıpkı Wes Craven'in yaptığı gibi 'daha fazlasını iste, daha fazlasını göster, daha stilize ol' vurgusunu kendisisine motto olarak belirliyor yeni film. Hikayesini Woodsboro'dan New York'a (filmde Montreal tarafından canlandırılıyor) taşıyor, geçtiğimiz yıl yaşanan katliamdan kurtulanların yeni hayatına davet ediyor bizleri.

    Sam ve Tara Carpenter kardeşlerin, travmalarından kurtulmaları bir taşınmayla halledilecek gibi değil. Serinin yeni yan katalizörleri Chad ve Mindy kardeşler de onlarla birlikte hatta başka ev arkadaşları da var. 'Ne kadar kalabalık olursak o kadar iyi' düsturu ev sahibinin kulağına gitmemiş olsa gerek.

    Sam güçlenmiş ancak güven problemleri var. Billy Loomis'in kızı olmanın getirdiği sanrılar üstüne üstüne gelirken kız kardeşine karşı olan korumacılığı da rahatsız edici düzeyde. Tara, yalnızca geçmişin onun yakasını bırakmasını ve gençliğini yaşamayı istiyor. Ghostface'in New York'ta başlattığı yeni katliam serisi kulaklarına çalındığında kimi zaman fazla melodramatik olabilen ama seriyi yeniden inşa etmek için olabildiğine gerekli kız kardeş dayanışması zincirlerinden boşalıyor. Yeni bir Scream başlıyor ve kurallara göre 'seriyi tanımlayan çok sevdiğimiz eskiler' harcanamaz değil. Bu vesileyle ışıklar içinde uyu Dewey!

    Olmaması teklif edilemez açılış sekansından başlayarak yeni fikirlerde dengeyi gözeten yönetmenler, ağırlıklarını takip ve cinayet sahnelerine vermiş gözüküyor. Bu açıdan bakarsak, hem ciddi zirve anlar ve -izlediğimiz bir slasher bile olsa- inandırıcılıkta sınıfta kalan anlar arka arkaya sıralanıyor. Standart bir türlü sağlanamıyor. İlk filmde kendilerine yöneltilen 'yaratıcılık konusunda sınıfta kalan cinayet sahneleri' eleştirilerini kulak arkası etmeyen ikili, bıçağını sallarken elini korkak alıştırmayan katillerine 'sahne senin' diyor. Mesele Ghostface'in sahneler arasındaki geçişleri nasıl sağladığında. Takdir edersiniz ki Woodsboro küçük ama New York devasa.

    Mekan algısı, filme yarardan çok zarar getiriyor. Öyle ki; 70'lerin ikinci yarısında başlayan ve 80'ler boyunca örnekler vermeye devam eden New York merkezli ucuz slasherların çekiciliği bile yakalanayamıyor. Kimse o dönemin atmosferinin yaratılması gibi ağır bir yükün altına girilmesini istemiyor lakin geneli ev, polis merkezi ve artık kullanılmayan bir sinemada geçen Scream VI'nın, hakkı cidden verilmiş olsa da bir metro sahnesi için nakliye ücreti ödemesine gerek var mıydı?

    Filmin içine seripiştilen ipuçları ve sürpriz yumurtalarla peşine takıldığımız çözüm süreci hem göz göre camp hem de yeterince camp değil. Yaratıcıların sizi zekice trollediğine inandığınız anın hemen arkasından 'bu kadar da saçmalık olmaz' anı geliyor. 'Katil kim?' sorunun cevabını aldığımız andaki motivasyon monoloğu aynı zamanda bir motivasyonsuzluk örneği. Bu bir ucuzluk hicvi mi yoksa gerçekten ucuzluk mu karar size bırakılıyor. Scream VI'nın tıpkı bu örnekte olduğu gibi genel sorunu da bu sanki.

    Fan favorisi Kirby'nin (Hayden Panettiere) dönüşü mutlu etse de aklımızda kalan sinefil ve havalı kadının yerini nispeten sıkıcı bir FBI ajanı almış. Gale (Courteney Cox) bildiğiniz gibi... Güvenilmez ama en zor anlarda yanınızda. Yeni tayfadan Melissa Barrera, önceki filmdeki ölü toprağını üzerinden atmış, Jenna Ortega ise Wednesday sonrası dönüştüğü pop kültür ikonluğuyla daha ne kadar seride kalır bilinmez. Filmin sahne çalıcıları Jasmin Savoy Brown ve tabi ki Samara Weaving. Kısa ve öz çığlık kraliçeliği bunu gerektirir.

    Kendisine yapılan teklifin komik olmasından dolayı bu filmde yer almayan Neve Campbell'ın değerlimiz Sidney'i doyurucu olmayan 'onun da mutlu olmaya hakkı var' açıklamasıyla cezalandırılıyor sanki. Umarım yanlış düşünüyorumdur.

    Ne olusa olsun, altıncı filmini izlediğimiz bir slasher serisinden bahsediyoruz ve bu sayıya varabilen korku filmlerinin durumu ortada. Ya televizyona ya da DVD'ye hapsolmuş durumdalar, daha fazlasını da haketmiyorlar. Scream, hala mitolojisini büyütebilme potansiyeline sahip çünkü Woodsboro'da akrabalıklar bitmez. Tahminimce gişede yine çok iyi yapacak ve Scream VII çok fazla gecikmeden karşımıza çıkacaktır. Matt Bettinelli-Olpin ve Tyler Gillett ikilisine tavsiyem çektikleri iki filmin iyi yanlarını etüt etmeleri. Bunun yeterli olacağına eminim.

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top