Dönüşüm eleştirileri

Senaryosunu da...

Hamish Clayton'ın "Wulf" (2011) adlı romanından esinlenen Michael Bennett'ın yazdığı hikayeden uyarlayarak...

Shane Danielsen ile birlikte kaleme alan "Māori yerlisi" asıllı Yeni Zelandalı sinemacı Lee Tamahori'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "The Convert"; tarihi bir drama olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz...

Döneme dair dekor, kostüm ve makyajların...

Aslına uygun bir tarzda...

Başarıyla uygulanıldığını gördüğümüz bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Film...


"Māoriler 500 yıldan fazla bir süre keskin silahlarla savaştı... 1800'lerde tüfekler ile Hristiyanlığı da edindiler..."


Şeklindeki bir bilgilendirmeyle başlar...

***

Ve yıl 1830'u gösterirken de...

Britanyalı din adamı Thomas Munro (Guy Pearce) ve ona ait beyaz bir atı taşıyan yelkenli bir gemi...

Mürettebattan bir kişinin hayatını kaybettiği...

Tasman Denizi'nin azgın sularında, bu değerli iki yolcusunu bırakacağı Epworth'a doğru ilerlemeye çalışmaktayken...

***

Kaptan Kedgley'den (Dean O'Gorman) denizciliği öğrenen yerli şef Akatarewa'nın (Lawrence Makoare) oğlu ve varisi durumundaki Uenuku'nun (Ariki Salvation-Turner) yönlendirmesiyle...

Waikura açıklarına yanaşırken...

Gemideki herkes de karaya ayak basmaktadır...

***

Zira...

Bulabildikleri uygun bir ağacı kullanarak...

Fırtınada kırılan yelken direğini onarmayı planlamaktadırlar...

***

İşte bu çerçevede de...

Ada da karşılaştıkları yörenin yerlileri de kendilerine...

İstedikleri ağacı almalarına...

İlerleyen dakikalar içerisinde...

Elden ele gezerken seyredeceğimiz...

Munro'nun atı karşılığında izin verirken...

***

Gerçekte bilmedikleri asıl şey ise...

Adadaki yerliler arasındaki kanlı mücadelenin...

Tüm hızıyla sürmekte olduğudur...

***

Yani...

Başta Munro olmak üzere...

Gemidekiler kendilerini...

Hiç ummadıkları biçimdeki...

Ziyadesiyle vahşi bir can pazarının ortasında bulmuşlar...

***

Ancak...

Geleneksel üslubumuz gereği...

"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...

Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...

Burada noktalamışızdır...

Dakika 19...

***

Rahip Munro'nun yanı sıra...

Ana karakterlere Charlotte Hagerty (Jacqueline McKenzie), Rangimai (Tioreore Ngatai-Melbourne), Maianui (Antonio Te Maioha) ve Pahirua'nın da (Duane Evans Jr.) ekleneceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; Yeni Zelanda'nın tarihine ilişkin, destansı bir sunumun devam ettirildiği...

100 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,