Katakulli eleştirileri

Detaylara çok kafa yormadan rahatça izlenebilecek eğlenceli bir film. Zaten tutmuş ki seriye dönüşmüş, devam filmleri de aynı şekilde keyifli. Tabii bizim yerli sinema geleneğimizin haddinden fazla liseli aşkı takıntılı olması -bu gelenek dizilerde çok daha bayıcı biçimde sürdürülüyor- çok daha çılgın olabilecek kurguyu bazen sekteye uğratmıyor değil. Yani neşeli bir film amaçlamışsınız bırakın da gülelim gönlümüzce,katıksız komediden korkmayın. Ayrıca en başından belli sipariş aşklardan da sıkılmış olabiliriz, olma hakkımız var. Bu nedenle Kemal-Isabel sahnelerine, araya bir tutam hüzün artı paket servis romantizm katmak için eklenen her süre bana senaryonun zamanından çalıyormuş gibi geldi, hadi bitirin sahneyi de filme geçelim duygusu yarattı. Bunun dışında dış mekan çekimleri hepsi sevdiğimiz şehrin sevdiğimiz yerlerinde, sadece gece çekimlerinin o kadar tenha olması biraz tuhaf göründü o kadar. Bir de tabii, ancak tercüman aracılığıyla konuşulabilen Isabel'in hemen ertesi gün kalktığında Türkçe'yi neredeyse sökmüş olarak uyanması kafamı karıştırdı açıkçası. Şimdi diyeceksiniz ki İtalya'daki düğünden kaçan gelinin kendini İstanbul'da bulması daha mı az garip? O noktayı da pek çıkaramadım aslında ama en başta dedik zaten detaylara kafayı takmak yok diye. Son olarak burdan Isabel'e sormak isterim. Yahu bacım Ayhan Sicimoğlu abimizden kaçılır mı hiç? Adam bu yaşında karizmasıyla senin o Kemal'i her türlü ezer geçer. Masalda bile inandırıcı olmuyor, senin aklından zorun mu var?