En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
rosetta
Takipçi
70 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
11 Ekim 2007 tarihinde eklendi
açgözlülüğün tema olarak işlendiği filmde miyazakinin farklı hayal gücüyle yoğrulmuş çok katmanlı bir yapı var.filmde arkdaşlık,aile,sınıf farkı,açgözlülük,hoşgörü adına öyle küçük dokunuşlar var ki.bir de bunun üstüne kusursuz çizimler eklenince bize sadece ustayı alkışlamak düşüyo
Yönetmen Hayao Miyazaki'nin, ?Bir zamanlar 10 yaşında olmuş ve bir gün 10 yaşında olacaklar için? diyerek anlattığı ?Ruhların Kaçışı'nı serbest bir ?Alice Harikalar Diyarında? uyarlaması olarak düşünmek mümkün. Harika çizimlerle, uygun izlenimlerle düş gücünü beyazperdeye taşıyan Miyazaki, bize ilk olarak ailesi, sonra da kendisi için kurtulma fırsatı arayan 10 yaşındaki Chihiro nun yaşadığı bir olayı izletme fırsatı veriyor.Eski evlerinden uzakta yeni bir eve taşınmakta olan aile, bir yerde mola veriyor ve yedikleri şeyler yüzünden domuza dönüşüyor. Karanlık yavaş yavaş basıyor. Chihiro burada kimsenin olmadığını farkediyor; fakat biraz sonra kimsenin olmadığını düşündüğü bu yer, bir anda tuhaf bir karnavala dönüşüyor. Annesi ve babası domuza dönüştükleri için onlara yardım etmeye çalışıyor; lakin biraz sonra garip yaratıklardan ötürü, asıl kendine yardım etmesi gerektiğini farkediyor. Chihiro, korkuyla sarsılırken kolunu tutan gizemli bir yabancı, Haku, ona yardımcı olacağına söz veriyor ve öğütlerini dinlemesini istiyor.Chihiro, hayatta kalmak için kendisini bir çeşit Hayalet Dinlenme Tesisi olan bir otele kabul ettirmek zorunda kalıyor. Kendisini otele kabul ettirmeyi başarsa da, asıl macera bundan sonra başlıyor...
SPİRİTED AWAY: Animeler sadece çocuklara hitap eden yapımlar değildir. Her yaştan izleyici için farklı dersler çıkarabilecek türden yapımlardır. Çocuklar için eğlence, macera kısmı ön plana çıkarken büyükler için ise daha çok gerçekçi kısmı; ders çıkarma, aşk ön plandadır.
İzlediğim animelere bu yüzden hep farklı bakmışımdır. Birçoğunun eğlence kısmından çok anlatmak istedikleri hep dikkatimi çekmiştir. Örneğin; 5 Centimetres Per Second da (Saniyede 5 Santimetre) aşk, Princess Mononoke de (Prenses Mononoke) savaşlarda kazananların olamadığı, My Neighbor Totoro da (Komşum Totoro) bağlılık vs. dikkatimi çeken bazı şeylerdi. Animelerin çekicilik kısmı da buradan gelir işte. Anlamadığınızdan çok anladığınız konu üzerine düşünürsünüz. Halbuki içinde anlamlandıramadığınız birçok olay, daha önce görmediğiniz birçok karakter vardır. Ama siz hep o gerçekçi yönüne takılırsınız. Anlatmaya çalıştığı önermeye, konuya takılırsınız. Bu yüzden Anime izlemeye bir kere başladınız mı bir daha bırakamazsınız.
Spirited Away, özgün adıyla Sen to Chihiro no kamikakushi, anime ustası Hayao Miyazaki’nin elinden çıkmış nadir güzel yapımlardan birisidir benim için. Miyazaki severler için tüm yapımları eşdeğer güzelliğe sahiptir aslında. Ancak yinede anlatılan konu açısından ayrım yapılabilir. Spirited Away, ruhlarla dolu kasabaya düşen Chihiro adlı küçük kızın ailesini kurtarmak için yaşadığı macerayı anlatır. Burada asıl anlatılmak istenen açgözlülüktür. Bu açgözlülüğü Chihiro’nun ailesinde, kasabada bulunan birçok ruh ve çalışanlarda görebilirsiniz.
Anime severlerin kaçırmaması gereken bir yapım. İMDB’nin en iyi 250 yapımları arasında 43. sıraya yerleşmiş Miyazaki’nin harika eserlerinden biridir. Şunu da belirtmek isterim ki hangi film olursa olsun beklentinizi asla çok yüksek tutmayın yoksa her zaman hayal kırıklığına uğrarsınız. İyi seyirler… Puanım:10/9
Bişeyi düzeltmek istiyorum izlediğim en iyi 3 animeden biri demiştim (ruhların kaçışı,prenses mononoke,yürüyen şato) ama grave of fireflies(ateş böceklerinin mezarı)i izledikten sonra değiştiriyorum 1.grave of fireflies(ateş böceklerinin mezarı)2.ruhların kaçışı3.prenses mononoke4.yürüyen şato
Merhaba Arkadaşlar !Bu kadar renklerin birbirine girdiği,yaratıkların çeşitlendiği,akıl dışı olayların olduğu ve saflığın,iyiliğin,dürüstlüğün uzun zamandır bir film de bu kadar naif işlendiğini ilk defa farkediyorum.Ne diyebilirim ki sanırım gözlerimi yaşartacak kadar masalımsı bir dünyayı izledim.Sanırım hayatımda ilk defa bir rüyayı uyanıkken izledim !!!
Miyazaki’nin dünyasına mutlaka girin! Bu filmi mutlaka izleyin! Aşk, korku, kan, domuza dönüşen anne ve baba, arkadaşlık...herşey var. Gerçek adı olan 'Chihiro ve Sen’in ruh saklanması' bence daha güzel. Filmi izlerseniz bir insanın adına sahip çıkması -ki bu aslında benliği ve özüdür- bu yolla anlatılıyor. Hayaletler, masal yaratıkları ve geleneksel halk canavarları (Japonya kültürünü sembolize ediyorlar) dinlenmek için bu kaplıcaya gelirler. Kaplıcanın sahibi olan cadı çalışanlarının ismini alarak onlara yeni isim vermekte ve benliklerini de satın almaktadır (bu anlamda Chihiro’nun ismi Sen olur). Japonya’nın öz kültürünü kaybetmesi ve Amerikan kültürünü almasını eleştirir burada yönetmen. Bu kültür karmaşasını ise en güzel bir canavarla sembolize eder: Yüzsüz. Bu canavarın yüzü yoktur. Yüz diye karşısındakileri kandırdığı bir maskesi vardır. Sesi yoktur, yuttuğu yaratıkların sesiyle konuşur. Karşısındakileri sahte altınlarla kandırır. İlerleyen dakikalarda Chihiro’nun da yardımlarıyla bir karakter kazanır, çünkü bir yere 'ait' olur. Yanlış anlama ve insanları dış görünüşüyle değerlendirme kıyasıya eleştirilir. İğrenç, kötü kokulu olduğu için kaplıcaya kabul edilmeyen yaratık aslında çevre kirliliği nedeniyle bozulmuş bir nehir ejderidir. Filmin başından beri kötü zannettiğimiz Yubaba’nın kızkardeşi, aslında iyi olandır. Cadı Yubaba, o kadar sevdiği bebeği fareye dönüşünce onu tanıyamaz. Chihiro ise bir sürü domuz içinden kendi anne ve babasını tanır. Ve büyür. Filmin başındaki şımarık ve yaygaracı küçük kız bize hiç hissettirilmeden olgunlaşır. Filmde şimdiye kadar duyabileceğiniz en güzel aşk cümlesi de vardır. Bir nehir ejderi Chihiro ile ilgili bir anısını hatırlar: 'Sen benim içime düşmüştün...'. Miyazaki dünyasına dahil olun...Mutlaka...
Aldığı ödülleri sonuna kadar hakeden bir anime başyapıtı!Büyüleyici bir masal, sinemada farklılık görmek isteyenlerin kesinlikle görmesi gereken bir film.
Animelerden nefret ederdim ama bu film olunca her şey değişir. Hayal gücünün sınırlarını zorlayan bir film. Kendi yarattığı fantastik dünyası sizi içine çekiyor hayran bırakıyor. Bu filmi gerçeklik, ciddilik, sorgulayarak izlerseniz filmi anlayamazsınız size saçma gelir. Sadece zevkle izlemelisiniz. Yarattığı fantastik karakterler ile ayrı bir havası var. Anime için oldukça iyi. Chiru'nun garip hikayesi. Anne ve babasının gördüğü yemekleri hiç izin istemeden doymak bilmeden yemesi üzerine domuza dönüşmüleri bile insanların sürekli daha fazlasını istemesini anlatıyor. Sihirli atmosferi, büyüleyici karakterleri ile tam bir şaheser.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.