12 Öfkeli Adam
Ortalama puan
4,7
707 Puanlama

141 Kullanıcı yorumları

5
71 Eleştiri
4
58 Eleştiri
3
6 Eleştiri
2
5 Eleştiri
1
1 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
Turgay Buğdacıgil
Turgay Buğdacıgil

Takipçi 2.326 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
27 Mayıs 2022 tarihinde eklendi
Senaryosunu da, kendi yazdığı aynı isimli televizyon oyunundan (1954) uyarlayarak Reginald Rose'un yazdığı ve yönetmen koltuğunda da Sidney Lumet'in oturduğu “12 Angry Men”:

Örneğin Türkiye'nin de dahil olduğu kıta Avrupa'sındaki uygulamayı eleştirenlerin ABD yargısındaki, kimilerince yere göğe sığdırılamayan "jüri sistemi" marifetiyle alınan kararların da; insanın içinde bulunduğu psikolojik durum ve sosyolojik kökenlerinden kaynaklanan zafiyetler nedeniyle malul olabileceğinin gözlerin derinliklerine sokulduğu "şahane" bir drama olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, daha önce de defalarca izlediğimiz, hikayesi kapalı tek mekan da geçen ve dönemin usta oyuncularının performanslarının damgasını vurduğu bu siyah - beyaz sinema klasiğine, 1080p formatındaki pırıl pırıl bir "Criterion Collection" Blu - Ray kopyası aracılığı ile biraz daha yakından bakalım...

***

Tüm görüşmeleri tamamlanan dava süreci sonunda Yargıç (Rudy Bond), babasını bıçaklayarak öldürmekle suçlanan 18 yaşındaki yoksul bir gencin davasını müzakere ederek karar vermeye hazırlanan Jüri Üyelerine hitaben:

"Bir adam öldü... Bir diğer adamın hayatı da, pamuk ipliğine bağlı...

Eğer aklınızın bir köşesinde, herhangi bir makul şüphe varsa; o zaman, sanığın suçsuz olduğuna dair karar vermelisiniz...

Ama eğer hiçbir şüphe duymuyorsanız ve bilinçli olarak karar verdiğinizden de eminseniz sanığı suçlu bulun...

Kararınız ne olursa olsun, oy birliği ile alınmalıdır...

Sanığı suçlu bulmanız halinde, sanığın affına asla karar verilemez...

Bu dava da idam cezası zorunludur...

Büyük bir sorumluluk ile yüz yüzesiniz...

Teşekkürler beyler..."

Şeklinde bir konuşma yapar...

Ve...

Cinayetle suçlanan çocuğu (John Savoca) süzen Jüri Üyeleri; bir karara varmak üzere, kapısının üstlerine kilitleneceği odalarına çekilirler...

***

Masanın etrafında, jüri numaralarına göre sıralanan üyeler, öncelikle bir oylama yaparlar ve sonuç; on bire karşı bir, "suçlu" çıkar...

Zira karşı oy kullanan 8 numaralı (Henry Fonda) jüri üyesi; babasının kalpazanlıktan hapiste olması sebebiyle, 9 yaşındayken annesini kaybettiğinde, bir buçuk yıl ıslah evinde kalmaya mecbur bırakılan delikanlıya dair konunun, geçirdiği zorlu yıllar da göz önünde bulundurulmak suretiyle biraz daha derinliğine tartışılması gerektiğini düşünmektedir...

Buna ilk itiraz, "Onlara asla güvenemezsiniz... Hepsi doğuştan yalancıdır..." diyen 10 numaradan (Ed Begley) gelir...

***

Derken...

Başkanlığını kendiliğinden 1 numaranın (Martin Balsam) üstlendiği oturumda; "suçlu" diyen üyelerin, sırayla söz alarak argümanlarını anlatmalarına karar verilir...

Ki, belki böylece ikna olan 8 numara da kendi saflarına katılacak ve çok uzatmadan da dağılacaklardır...

***

Lafı kısa kesen 2 numara (John Fiedler) sanığın, suçlu olduğunu "sanmaktadır"...

***

3 numaraya (Lee J. Cobb) göre ise, olayların yaşandığı odanın altında oturmakta olan yaşlı adam; cinayet gecesi saat 00:10'da, kavgayı andıran sesler duymuştu ve çocuk babasına, "Seni öldüreceğim" diyerek de bağırmaktaydı...

Birkaç saniye sonra da, birinin yere düştüğünü işitmişti...

Kapıya doğru koşup açtığında da, çocuğun merdivenlerden inerek dışarıya kaçtığını görmüş ve polisi aramıştı...

Gelen polisler de adamı, göğsünde bir bıçakla yerde yatarken bulmuşlardı...

Adli tıp uzmanları da ölümün, gece yarısı civarında gerçekleştiğini doğrulamışlardı...

Yani çocuğun suçlu olduğu apaçık ortadaydı ve yaptığının cezasını da çekmeliydi...

***

4 numara (E.G. Marshall), o saatte sinemada olduğunu iddia eden; ancak filmin ve oyuncuların isimlerini hatırlayamayan çocuğun, verdiği ifadeyi saçma bulmaktadır...

Üstelik sinemada onu gören de olmamıştır...

Sırayı bozan 10 (Ed Begley) ve 11 (George Voskovec) numaralar buna; caddenin karşısındaki, an itibarıyla geçmekte olan banliyö treninin son iki vagonunun arasından "Cinayeti gördüm" diyen ve sıcaktan bunaldığı için uyuyamayan kadının ifadesini de eklerler...

***

5 numara (Jack Klugman) pass geçer...

6 numara (Edward Binns), karşıki evde oturanların verdikleri ifadeyle elde edilen; aynı gece saat yedi de çocuk ile babası arasındaki tartışmadan söz ederken, 11 numara saati sekiz olarak düzeltir...

8 numara da, aynı komşuların; babanın oğluna iki kez yumruk attığını ve sonrasında da çocuğun sinirli bir biçimde evden koşarak çıktığını gördükleri hususunu ilave eder...

***

Akşamki maça yetişme telaşı içindeki 7 numara da (Jack Warden), çocuğun suçluluğundan ve büyüklerine karşı olan saygısızlığından son derece emindir...

Özellikle de bu büyüklere saygı konusunda, tavırlarından; iki yıldır yüzünü görmediği kendi oğlundan şikayetçi olduğunu anladığımız l3 numara da yeniden devreye girerek, 7 numaraya koltuk çıkar...

***

Bir ara gecekondu da yaşayan insanlar üstünden yapılan tartışma esnasında sinirler biraz gerilmiş olsa da, 8 numara; savunma avukatının yeterince savunma yapmamış olmasının yanı sıra savcının iddianamesini, biri sadece ses duymuş olan iki tanığın ifadesine dayandırmasına odaklanmakta ve "Ya yalan söylüyorlarsa" demektedir...

***

4 numara çocuğun, babasından yediği yumrukların ardından o gün satın aldığı ve her nasılsa cebindeki delikten düşürdüğünü belirttiği sapı özel işlemeli sustalı bıçak ile günün kronolojisi hakkındaki ayrıntılara değinirken kapıdaki güvenlik görevlisinden (James Kelly) suç delili bıçak istenir...

***

Bıçak gelir gelmez de, 8 numara kendi cebindeki; çocuğun yaşadığı mahalledeki bir rehinciden altı dolara satın aldığı birebir aynı olan bıçağı çıkartarak, masadaki asıl bıçağın yanına saplar...

Böylelikle de, cinayette kullanılan bıçağın tek bir örnek olmadığı kanıtlanmıştır...

***

Fakat durum yine de, on bire bir gibi görünmektedir...

Bunun üzerine 8 numara yeni bir oylama daha ister...

Yalnız bu kez oylama, açıkça el kaldırılarak değil de kağıtlara yazılarak gizlice yapılacaktır...

Şayet sonuç değişmezse kendisi de diğerlerine katılacak ve öylece de dağılarak evlerine gidebileceklerdir...

Yok içlerinden bir kişi dahi çocuğu "suçsuz" bulursa, müzakereye devam edilecektir...

Dakika 32...

Geride sizleri, yorumumuzun en başında da vurguladığımız, psikolojik ve sosyolojik hesaplaşmaların devreye gireceği 64 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

Keyifli seyirler,
l-i-l-a-H
l-i-l-a-H

Takipçi 2.129 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
14 Ekim 2010 tarihinde eklendi
Hukuk filmlerinin, klasikleşmiş efsane filmi... Henry Fonda, tabir-i caizse; döktürüyor...
rudeonerudeone
rudeonerudeone

Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
3 Ocak 2011 tarihinde eklendi
sidney lumetnin 33 gibi belki de yönetmenlik için oldukça erken sayılabilecek bir yaşta ortaya çıkardığı bir başyapıt.çok çok iyi ve farklı duruyor bir kere.örneğin şöyle anlatmaya çalışabilirim;filmin konusuna baktığınızda dram veya gerilim yazıyordur,fakat izledikten sonra türünün ne olduğuna kesinlikle karar verilemiyor.yani tabii ki başlangıçtan sona doğru alttan alta bir gerilim yükselmesi var mesela ancak filme bir "gerilim" demek zor.ya da dram da öyle,aksiyon macera vs. zaten değil.demek istediğim çok sade,çok doğal,şahane senaryosunun da etkisiyle çok samimi ve gerçekçi bir film.konu da oldukça ilgi çekici ama yönetmenin ve her biri efsane performanslar sergileyen oyuncuların hakkını ayrıca vermek lazım.yaratılan atmosfer,diyaloglar,tartışmalar,hepsi de gidişatı olumlu etkiliyor.rahatlıkla söyleyebilirim ki ilk saniyeden sonuncusuna kadar tek bir olumsuzluk yok filmde.sürekli artan bir ivme,bir kalite var.kesinlikle aksama,tekrar,temponun düşmesi gibi olaylara rastlayamıyoruz.tarihin en iyi filmlerinden biri olarak gösterilen bu basit gibi görünen fakat diğer hepsinden çok daha farklı olan filmi izlemek için daha fazla beklemeyin.sosyolojik açıdan da pek çok okumaya açık diye düşünüyorum.üzerine çeşitli tartışmalar yapılabilir.
jamesbond-2
jamesbond-2

Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

4,5
17 Eylül 2012 tarihinde eklendi
Çok etkileyiciydi ortak görüş bu zaten tek bir yerde geçen bir filmin bu kadar olağanüstü olması ve bu unvanı da sonuna kadar hak ediyor gerek diyalogları gerek oyunculuklar gerekse diğer şeyler.Filmden anlaşılabilecek en önemli şey sadece bir insanın bile yaptığı konuşmanın ölüme giden birinin kaderini değiştirebileği;kesin izleyin
Engin Yüksel
Engin Yüksel

Takipçi 1.466 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
16 Eylül 2012 tarihinde eklendi
çok eski bir yapım olmasına rağmen seyir keyfi yüksek ve senaryosu güzel bir film 7/10
beck31
beck31

Takipçi 1.383 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
6 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
Etkisini her izlediğinizde fazlasıyla üstünüzde kurabilecek türden bir film.Yılına göre çok ama çok yenilikçi ve yıllar geçtikçe kalitesi artan türden bir film olmayı hak ediyor.Henry Fonda nın yarattığı karakterden bahsetmeden edemicem, kusursuzdu.Kesinlikle sıkıcılık barındırmıyor tek bir mekanda sadece konuşmalarla geçmesine rağmen, bilakis dahada etkileyici oluyor.Diyaloglar, tezler, yargılar ve şüpheci yaklaşımların yansıtılışı mükemmel, defalarca seyredilesi bir başyapıt, çekinmeden 10/10.
odinhan
odinhan

Takipçi 1.029 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
18 Ekim 2009 tarihinde eklendi
İnsanı izlerken düşünmeye sevk eden,adalet anlayışını sorgulayan,50li yıllarda çekilmesine rağmen bugünün senaryolarına taş çıkarabilecek,kalite ötesi bir film.10/9
nskmourinho
nskmourinho

Takipçi 998 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
27 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
Mükemmel bir basyapıt.Dialoglar,senaryo o kadar kusursuzca ki inanamadım.10/10
Chev
Chev

Takipçi 952 değerlendirmeler Takip Et!

4,5
22 Aralık 2009 tarihinde eklendi
Ne varsa eskilerde var gerçektende..Müthiş,mükemmel..9/10
KaliteTAKİP
KaliteTAKİP

Takipçi 891 değerlendirmeler Takip Et!

4,0
26 Eylül 2014 tarihinde eklendi
Filme başlarken bu film bitermi diye başladım ama bu kadar yüksek puan alıp klasikler arasına girmiş ve film hastası biri olarak bu filmi izlememek ayıp olurdu... 'En büyük güç "düşüncedir". Ve bir düşünceyi asla zor kullanarak yok edemezsiniz. Yapabileceğiniz tek şey; karşıt bir düşünce ile onu ortadan kaldırmaktır''. Bu zeka örneği film için en uygun cümle bu sanırım. Filmin verdiği mesaj ön yargıları kırmaksa madem bence sizde ön yargılarınızı kırın ve tek mekanda geçtiğine bakmadan izleyin gerçekten çok güzeldi. Şiddetle Tavsiye ederim iyi seyirler...
ozzy-badd
ozzy-badd

Takipçi 831 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
3 Ocak 2010 tarihinde eklendi
tek mekada gçene ama bourne serisinden bile aha çok aksiyon içeren bir film :D.harika yönetim ve mükemmel oyunculaar.oyuncuların işi zor çünkü fiziksel birşey yapılmıor sadece konuşma var ve sürekli konuşmalar sizi yormuyor.müthiş bir film.her zaman ilk 25 imde olacak bir başyapıt.
kuzularynsessizli-i
kuzularynsessizli-i

Takipçi 804 değerlendirmeler Takip Et!

4,5
7 Şubat 2009 tarihinde eklendi
Hiç yerinizden kalkmadan kendinizi verin bu filme ve tat almaya bakın...Mükemmel...
volkanick
volkanick

Takipçi 683 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
27 Ekim 2012 tarihinde eklendi
Tek mekanda geçen bir filmin bu derece akıcı olması yönetmenin başarısını gösterirken insanların önyargılarının çoğu zaman doğru karar vermelerine engel olduğuna dair vurucu mesajları ile film başyapıtlar arasına girmektedir.Ayrıca bir insanın dünyayı değiştirebileceğine dair aşırı iyimser mesajları insanlara aşılamaya çalışan kişisel gelişim kitapları bana artık etkileyici gelmesede bir insanın 11 kişinin fikrini değiştirebileceğine ikna oldum.
Ugur Tazegül
Ugur Tazegül

Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

5,0
23 Aralık 2016 tarihinde eklendi
GELMİŞ GEÇMİŞ TEK MEKANLI FİLMLERİN EN BÜYÜĞÜ BİR DAHA BÖYLESİ ÇEKİLEMEYECEK
# 12 Angry Man, sinemanın gelmiş geçmiş en iyi filmlerinden biri. # Önyargı ve dogmatizm üzerine kurulmuş film, tek mekanda geçip de seyirciyi bir an olsun bile sıkmayıp sürükleyen harika bir atmosfere sahip. 12 oyuncunun da mükemmel oynadığı, yönetmen Sidney Lumet'in kendine özgü senaryosuyla farkını gösterdiği bir filmdir bu. Filmin imdB puanı 8,9. Film bir mahkeme salonunda başlar. Gecekonduda bir cinayet işlenmiş ve katil olarak ölenin oğlu yakalanmıştır. Gerek babasıyla olan kötü ilişkisi gerek gecekonduda yaşıyor olması ve gerekse tanıkların verdiği ifadeler bütün okları çocuğun üstüne çeker. Mahkeme karar için 12 "SEÇKİN" adamı bir odaya gönderir. Bu 12 kişinin oylamayla karar vermesi gerekmektedir. Ayrıca her oyun ya tamamen suçlu ya da suçsuz olması lazımdır. Şayet suçluysa idam edilecek, değilse beraat edilecektir. Oylama yapılır, 11 kişi suçlu derken bir adam suçsuz der. Bu, Davis'ten başkası değildir. Davis filmde bir aydını temsil eder. Ortada olan dogmatizmi ve önyargıyı görüp böyle oy vermiştir. Gencin bir gecekondulu oluşu cinayeti işlemesi için yeterliydi kimileri için(!) Tanıkların verdiği ifadeler ise tamamen katilin o olduğunu kanıtlıyordu bazıları için(!) Davis bu kadar kesin bir yargıdan şüphe duyup, tüm olayı odadaki adamlarla tartışmaya başladı. Çünkü "birini ölümle cezalandırmak için suçlu olduğunu kesinlikle bilmek gerekir". Davis'in bu tavri dogmatik düşünen kişilerin sert tepkisiyle karşılaştı. Çünkü onlara verilen yargıdan şüphe duymak gerektiğini belirtti. ŞÜPHE, dogmatik düşünenlerin nefret ettiği, rahatsız olduğu bir kavramdı. Dogmatikler, verilen kararlara umursamaz bir şekilde körü körüne inanıp, üstünde fazla durmayan insanlardır. Bir diğer önemli konu da ÖNYARGI. Bu önyargı devamlı yapılır. Zenginler yoksullara yapar, patronlar işçilere, sağcılar solculara... Zaman içerisinde şüpheci düşünen kesim önyargılı düşüncelere rastladığı an bundan iğrenir. Filmde bir adamın gecekondulular hakkında söylediği önyargısal sözlere verilen tepki bunu kanıtlar nitekim. Davis, odada bulunanlara düşünce itibariyle yanıldıklarını göstererek, kişiliklerini sarstı. 12 adamın da bu vukuatta şahsi ilgilendikleri kısımlar vardı. Filmde bir adamın da belirttiği gibi hepsi özel olarak seçilmişti. Öte yandan Davis rolünü canlandıran Henry Fonda'ya ayrı bir parantez açmak gerekir. Evet, 12 oyuncu da müthiş performans gösterdi. Ancak Henry Fonda oynadığı karakterle diğerlerinden ayrılır. Çünkü bütünleştiği karakterle birlikte o, sinemanın unutulmaz isimlerinden biri oldu. SIDNEY LUMET'İN BU BAŞYAPITI AYNI ZAMANDA İBRETLİK BİR DERS NİTELİĞİNDE. FİLM BİZE ÖNYARGI VE DOGMATİZMİN CEHALETİN BİR ÜRÜNÜ OLDUĞUNU GÖSTERİP, HER ZAMAN ŞÜPHECİ OLMAMIZ GEREKTİĞİ MESAJINI VERİYOR... 12 ANGRY MAN'İ İZLEYİN, İZLETTİRİN... ■ "Olayı nereye çekerseniz çekin, önyargı gerçeği hep saklar." 10/10
theyurdal
theyurdal

Takipçi 658 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
13 Ağustos 2016 tarihinde eklendi
Bence donemine gore cok iyi bir yapim olmus tavsiye ederim degisik bir kurgu izlemek isteyenler icin guzel bir yapim10 uz 7.8
Daha Fazlasını Göster
  • En son Beyazperde eleştirileri
  • En İyi Filmler
  • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler