Bu filmi izlemek için Kusturicayı bilmek gerekir, onu-ruhunu bilmeden izlemek bence boş bir uğraş olur. Puanının düşük olması da büyük ihtimal bundan dolayıdır. Diğer filmlerine göre farklı bir tarzda olmuş olsa da film yine de çok güzel!
Herkesin beğeneceği tarzda bir film değil, kabul ediyorum.O yüzden eleştirileri de makul karşılamak lazım.Hani klasik geyik filmler olur ya, konu yoktur, bağlantı yoktur vs vs.Sadece izler ve gülersiniz.Bu film de o tarz bir film.Valla ben bazı sahnelere katıla katıla güldüm, bazı espriler ise çok banaldı.Ben böyle 'sadece gülmek için' çevrilen filmleri seviyorum.O yüzden bu filmi de arşivimde tutuyorum.Ama çok çok da başarılı olduğu söylenemez tabi...7/10Bir de dip not: Aile filmi değildir.İzlerken yanınıza alacağınız insanlara dikkat edin.
Bu filme iyi diyende var kötü diyende.herşeyden önce bu kişisel bakış açısı ile ilgili.holywood bombardımanı arasında bu film biraz farklı gelebilir.ancak ben beğendim.abd yapımı filmlere benzemeyeceğini zaten biliyordum ve öyle olmadığını da gördüm.absürt diye eleştirilmiş.zaten özellikle absürt olsun diye çekilmiş bir film.bizdeki sinan çetin in bay e si gibi.
Yaşamak bi mucizedir filmini de yerden yere vurmuşlardı en az diğer filmleri kadar eğlenceli ve içerikliydi... Bu puanları kim nasıl veriyor çok merak ediyorum
öncelikle 'şeker pancarı' arkadaşımıza bir çift sözüm var: yönetmeni tanımıyorsanız ve film hakkında bir önbilgi almadan ailece filme gidiyorsanız sonucuna katlanırsınız. çünkü film sizin için kapalı kutudur. ikincisi hangi aklı başında insan, bütün toplumlarda hayvanlarla cinsel ilişkiye giren sapıkların varlığını görmezden gelebilir? ve yeryüzünün her köşesinde genelev tarzında mekanlar yok mudur? bütün bunlar topluma ilişkin olgular değil midir? Toplumsal yaşamın her yönünün sinemada işlenmesinden daha doğal ne olabilir? mesele şu ki yönetmen tarafsız olsun. tercih yapmasın, değer yargısı belirtmesin. Özetle böylesi harika bir filmi çok ahlaksızca çok kötü, gibisinden eleştirmek komiklik oluyor.Filme gelince, kırsal yöre insanının yaşam bilincinde kedi, köpek, inek, hindi, tavuk, domuz gibi hayvanların yeri çok büyüktür. Kusturicada hemen hemen bütün filmlerinde kır-kent çatışması ve geçişkenliğini anlatırken bu temayı büyük bir ustalıkla kullanıyor. Ekran hiç durmuyor. Sürekli bir yerlere koşturan, kendisiyle çevresiyle ve yaşamla bir yarışın içinde olan insanları (mutlaka) harika bir müzik eşliğinde izliyorsunuz. Konunun ne olduğu çok fazla önem arzetmiyor. Çünkü sıradan insan kendi dünyasında kendi yağıyla kavruluyor. Kim demiş, sinemada ille de dünyayı kurtarmaya ilişkin mevzular işlenecek diye???
Kusturicanın gereksiz absürdlükleri ve ahlak kurallarını yıkmaya çalışan denemeleri olmasa çok güzel bir film olacakmış.Kusturicadan da daha fazlası beklenmez zaten.
Müthiş keyifli ve eğlenceli bir film. Emir Kustrica yine kendisinden bekleneni ortaya koymuş. öyküde ki bazı şeyler tartışmaya açık olsada aslında eleştirel bir bakış açısı getirildiği ortada. 10/9
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.