Yönetmen Lars Von Trier’in bir üçleme olarak planladığı filmin ikincisi olan Manderlay, 1993 yılında geçiyor. Dogville’den daha iyi bir yerde yaşamak isteği ile ayrılan Grace ve babası, Güney taraflarında değişik yerlerde dolaşmaktadırlar. Bu sırada kölelik konusunun son derece hakim olduğu bir köye gelirler. Burası bir şeyleri değiştirmek adına son derece doğru bir yerdir. Grace, burada yaşananlarla mücadele etmek ister ve karşısına çıkabilecek zorlukları göze alarak köye yerleşmeye karar verir.
Beyazperde Eleştirisi
3,5
İyi
Manderlay
Lars Von Trier’in <br>Can Yakıcı Okları
Yazar: Ayşegül Kesirli
Kelimenin tam anlamıyla göz önünde olan bir medyum sinema. İlk karşılaştığımızda bir devrim olarak algıladığımız her şey ya zamanla tüketim kültürünün bir parçası oluyor ya da alışılmış bir öğe haline gelip hizmet etmek istediği amacı teğet geçiyor. Lars von Trier'in Fırsatlar Ülkesi-Amerika üçlemesinin ilk bölümü Dogville (2003) ilk izlendiğinde iğneleyici üslubu ve tiyatro-vari dekoru ile herkesin ağzını açık bırakmıştı. Sinemada kullanabilecek tüm yabancılaştırma öğelerini kullanırken, seyirciyi filme dahil etmeyi de başarmış ve ayakta alkışlanmıştı. Serinin ikinci bölümü Manderlay (2005), malum bir nevi devam filmi olarak seyircinin karşısına çıktığı andan itibaren ilk filmden bir adım geride başlıyor etkileme yarışına. İçinde kullanılan tüm yadırgatıcı unsurlara daha önceden alışık olan seyirci artık filme bir yenilik gözüyle bakamıyor ve biçiminden çok içeriğine gömülüyor filmin.
olayı, kişileri, durumları kopar tipik amerikadan, oturt dünyaya.. gör ki çözüm hep aynı: cesur ol, idealist ol, düzeni değiştirmek adına düzeni karıştır, sonra eski düzene yenil, derhal faşist ol ve de terk et de nereye kadar..evet güzel bir şey kaçmak! dogville’in bir ilk olması sebebiyle yarattığı şaşkın etkiyi yaratmamış olsa da,başlamadan önce hikayenin ne şekilde devam edip farklı bir şekle ...
Devamını oku
gokhan-lynch
Takipçi
70 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
24 Kasım 2005 tarihinde eklendi
çok iyi... ama olayın gitgide Grace show olması hoşnutsuzluk verici. ve tam da trier zaten onu bu duruma getiren izleyiciye çıkışıyor. o izleyici ise hala "bakalım washington'da grace neler yapacak?" diye meraklanıyor.
bu bir çelişki. ve üstadın tam da istediği şey. o insanın en doğru ve bilge dediği yerin aslında bir çamurdan ibaret olduğunu çok iyi biliyor.
dilencilerin ki gibi, sağcıların yada solcuların ki ...
Devamını oku
naked-soul
Takipçi
561 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
28 Eylül 2006 tarihinde eklendi
çok güzel...en az ilki kadar beğendim çok akıcı ve yer yer heyecan verici...ben bu yönetmenin sıkı bir hayranı oldum yani.(üstüstüse başarılı trier filmleri izlediğimden diyorum)yani dogville kadar iyi olmuş ditemiyorum ama dogville’den kötü de demek istemiyorum.dogville 10 üzerinden 10luksa bu da 10 üzerinden 9.lik...serinin üçüncü halkasını sabırsızlıkla bekliyorum..
deckard76
Takipçi
317 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
15 Aralık 2010 tarihinde eklendi
Dogville kadar çarpıcı ve etkili olmasa da seyre değer klas bir Von Trier filmi.Tiyatrovari çekim alanına rağmen senaryo,diyalog ve oyunculuklarıyla derinlikli ve düşündürücü bir hale dönüşen yapım yönetmenin bileğinin hakkıyla galip çıktığı bir meydan okuma adeta.Kölelik,özgürlük ve demokrasi metaforları Lars için araç sadece.Dogville filminde olduğu gibi insan doğasını,toplum psikolojisini tüm karanlık ...
Devamını oku
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.