Hayvan Mezarlığı: en yeniler yorumlar

Senaryosunu, aynı isimli kendi romanından (1983) uyarlayarak Stephen King’in yazdığı ve o yüzden de çoğu zaman “Stephen King's Pet Sematary” olarak da anılan “Pet Sematary”, Mary Lambert’ın yönetmen koltuğunda oturduğu ikinci uzun metrajlı sinema filmi…

21 Nisan 1989 tarihinde vizyona giren bu filmin, 6.6/10 (96.232 oy) ve 3.5/5 (50.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.6/10 (35 yorum) ve 38/100 (12 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları tam bir hayal kırıklığı…

Yine de isterseniz, 11,5 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve brüt 57,4 milyon dolarlık bir gişe hasılatına ulaşan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım…

Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce 1080p formatında pırıl pırıl bir REMASTERED kopyasını bulduğumuz bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Zira inanıyoruz ki, böylelikle, vizyona girdiği yıl bizzat sinema salonunda izleme şansı bulduğumuz 1989 tarihli bu filmin yorumu, daha sonra yapacağımız 2019 tarihli yeni versiyon “Pet Sematary” filminin yorumu için elimizin altında bir mihenk taşı olarak durmuş olacak…

Bu bağlamda da işe, karşımızdakinin, Stephen King’in en iyi hikâyelerinden birinin, çekildiği yılın teknik olanakları çerçevesinde hiç de fena sayılmayacak bir kurgu ile beyaz perdeye uyarlanmış hali olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Hâlbuki o tarihlerde sıcağı sıcağına yapılmış olan yorumlarda, özellikle de yönetmen Mary Lambert ile Louis ve Rachel Creed ikilisini canlandıran Dale Midkiff ve Denise Crosby üzerinden filme bayağı bir yüklenilmişti…

Örneğin kimi eleştirmenlerce, “Asıl işi müzik klipleri çekmek olan birinin, yani Mary Lambert’in bir Stephen King uyarlamasında ne işi var…” gibi alaycı ve iğneleyici ifadeler kullanılmıştı…

Evet doğru Mary Lambert, o tarihlerde Madonna’nın hit parçaları “Like a Virgin” (1984), “Material Girl” (1985), “La Isla Bonita” (1987) ve “Like a Prayer” (1989) için çektiği kliplerle tanınan bir isimdi…

Ki kendisi daha sonra da bu klip çekme işine devam ettiği gibi “Pet Sematary”de, başarısız bir devam filmi olan “Pet Sematary II” (1992) ile birlikte onun filmografisindeki sayılı sinema filmlerinden biri olarak kalmıştı…

Yine aynı şekilde, oyunculuk yaşamlarını ağırlıklı olarak TV dizi ve filmlerinde oynayarak sürdürmeye devam eden Dale Midkiff ile Denise Crosby’nin de yeterince karizmatik olmadıkları için rollerine uymadıklarını söyleyenlerde çıkmıştı…

Aslında filme ilişkin olarak çoğu olumsuz yönde yazılmış, çizilmiş olan daha pek çok yorum var… Ama bize göre bütün bunlar, bu filmin kötü kotarılmış bir Stephen King uyarlaması olduğunu iddia etmek için kesinlikle yeterli olmadığı gibi biraz da anlamsız…

Neden mi?

Çünkü örneğin, artık her nedense, Jud Crandall karakterini oynayan Fred Gwynne’in müthiş performansına o günlerde kimse yeterince değinmemişti…

Hâlbuki Fred Gwynne bu rolde son derece sade ama bir o kadar da rafine bir işe imza atmıştı…

Ki yine bize göre filmin tamamına hâkim olan genel atmosferde tamamen buydu…

Yani rafine bir işçilikle elde edilen inanılmaz bir sadelik…

Hani neredeyse film, görsel efektlerle şov yapılan bir görsel temaşa olmaktan çok Stephen King’in hayata dair mesajlarını ilettiği bir platform halini almıştı…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

İlk önerimize gelince:

O hakkımızı da bu kez; izleme listelerinde kült sinema filmleri ile klasikleri bulundurmayı alışkanlık haline getirmiş sinemaseverlere, “Aynen coverı yapılan müzik parçaları gibi yeniden çekimi yapılan filmlerde aslında birer klasiktir” diye seslenerek kullanmış olalım…

Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, eğer halen izlemediyseniz olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “ bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler,

Son bir not:
Çok daha kapsamlı ve karşılaştırmalı bir yorumu, “Pet Sematary” (2019) filminin yorumunda yaptık…

Yeniden görüşünceye kadar hep sinema ile kalın…

Tamamıyla kusursuz.ama bazı karakterlerin daha çok etkisi olmasini beklerdik

Ayrıca sevismek isteyen genç çiftler için salon bakımından bos ama dalga kalkmaz biz denedik

Boşuna zaman harcayamaya değmez bu zamana kadar izlediğim en kötü film izlerken zamansız ve anlamsız ses verme ile korku vermeye çalışılıyor tavsiye etmiyorum izlemeyin

Çok başarılı bir filmdi gerilim korku bir aradaydi tek basina izlemeyin😁10 17 yaş arası çocukların izleyeceği turden de değil tavsiye ederim 👍

Zamanının güzel filmleri arasındadır kesinlikle. İmkanları göz önünde bulundurduğumuzda ve dönemindeki filmleri karşılaştırdığımızda film kendini belli ediyor. Sevdiğim ve yıllar geçmesine rağmen unutmadığım filmler arasındadır.

Bu pek olmamış Stephen King ve eskilerin hatırına 6/10 verdim

Ya filmin konusu süper ama ben izlerken sıkıldım. Sonlarına doğru biraz hareketlendi sadece.

Ozamana göre düşünürsek gayet iyi şimdi bile sıkılmadan izlenebiliyor.. Stephen King'in muhteşem romanından uyarlama olan film zamanında başarılı yapıtlardandı...

çok eski bi yapım. beğenmedim dienler o zamnın şartlarına göre düşünmüyolar yeni izledim beğenmedm dienlere gülüorum :D ilk okudğum korku kitabı filmde kendisi de mütiş.

Klasik korkulardan...

yapılan yorumları gerçektende anlamadımm... daha yeni izlediğim film,gerçektende berbat bir korku filmi tam anlamıyla hayal kırıklığı...

Korkutmak için teknoloji gerekmediğini gösteren harika bir örnek...

özellikle bir jenerasyon için oldukça önem teşkil edebilir.iyi bir film,günümüzün teknolojisi vs. olmadan,sade,sıradan ve korkutuculuğunu da bunlardan alan bir film.aslında çok da korkutucu gelmiyor belli bir yaş izleyici kitlesi hariç,fakat yine de genel olarak bir gerilim havası var diyebiliriz rahatlıkla.efsane stephen kingin yarattığı hemen herşey zaten başlı başına ilgiyi hak ediyor.pek çok 2000ler öncesi hatta 90ların da öncesi korku filminde olduğu üzere burada da bazı korku ögelerini,imgelerini kolaylıkla görebiliriz.örneğin o meşhur patika.tercih edilebilir bir film.en azından o zamanı göze önüne alırsak oldukça orjinal ve klişe barındırmıyor.hatta günümüzü kadar olan 20 seneyi de kapsayabiliriz sanırım bu orjinallik konusunda.oyuncular da üzerlerine düşeni yapıyor.ve müzik seçimleri kimi yerlerde özellikle gerilimi arttıran unsurlardan.

Tam bir başyapıt gerçekten , korku ve gerilim sevenler mutlaka izlemelerini tavsiye diyorum...
Mezarlığa giden yol dehşet vericiydi...

Sıradan bir konusu olmasına rağmen,bir ustanın eli değdiği belli oluyor.İzlenebilir bir film.