Hesabım
    Benny’nin Videosu
    Ortalama puan
    3,8
    43 Puanlama
    Benny’nin Videosu hakkında görüşlerin ?

    8 Kullanıcı yorumları

    5
    1 Eleştiri
    4
    4 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    3 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Kağan Y.
    Kağan Y.

    Takipçi 58 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    27 Mart 2016 tarihinde eklendi
    Benny’nin Videosu filmi, Michael Haneke’nin Duygusal Buzlaşma Üçlemesinin ikincisi olarak Yedinci Kıta filminin sonu ile bağlantı kurarak açılıyor. Görüntünün olmadığı, beyaz cızırtılı ekranın domuzun öldürülmesinden sonra karşımıza çıkışı aslında bizim ne tür bir film seyredeceğimizi inceden inceye anlamamızı sağlıyor. Haneke bu filminde gene burjuvaziye ağır eleştiriler yapıyor, yerden yere vuruyor. Benny karakteri ise bunun için son derece biçilmiş kaftan. Son derece sığ bir karakter olan Benny için hayatındaki tek önemli olan şey, video kasetleridir. Benny, B tipi filmler kiralar ve de kendisi de çektiği filmleri başa sara sara izleyen bir kişidir. Zenginliğin getirdiği başıboşluğu ve Benny’nin gerçeklik duygusunu kaybedişini bizlere net bir şekilde gösteren Haneke, yüksek standardın yarattığı ruh hastalarını bir aile üzerinden mercek altına alır. Benny için hayat video kasetlerdeki gibidir ve de o, hem dışarıyı hem de içeriyi seyredebileceği 24 saat kaydeden bir kamera düzeneği kurmuştur. Bununla birlikte Haneke, sadece Avrupa kültürüne çuvaldızını batırmıyor, Amerikan kültürünün de bireyler üzerindeki etkisini gene Benny üzerinden bizlere sunuyor. Benny, okulda tipik Amerikan çocukları gibi uyuşturucu satar, okuldan sonraysa sürekli McDonalds’a uğrayıp bir şeyler alır. İşte Haneke burada Amerika-Avrupa ikilemini gözler önüne gizliden gizliye serer. Ve de bu ikilem içerisinde yüksek standart yaşantıya sahip olan çocukların aileleriyle olan iletişimsizliğini de bizlere göstererek Yedinci Kıta filminin izinden giderek bir ahlak eleştirisinde bulunmaktadır.
    Benny, bir gün sokakta tanıştığı bir kızı (Evi) evine pizza yemeye davet eder. İşte filmin kırılma anı da, kızın Benny’nin evine gelmesinden sonra gerçekleşir. Benny, tabancasını kıza gösterir ve de sonra bu tabanca üzerine konuşma başlar. O andan itibaren gergin dakikalar başlar. O gergin dakikalar, Benny’nin kızı o tabancayla doğru düzgün bir sebep görünürde yokken bir anda öldürmesiyle tavan yapar. Kız ölmüştür ve bu ölümden sonra bizler, klasik Haneke filmleri soğukluğunu net bir biçimde hissederiz. Benny, kızı öldürdükten sonra soğukkanlı davranışlarıyla adeta seyirciyi çıldırtırken, kızın ölümünden sonra buzdolabından çıkardığı dondurmayı yemeye başlar. Sonrasında vurdumduymaz bir şekilde odasında müzik dinlemeye başlar, o anda gözümüze, açık olan televizyon çarpar. Benny, bir yanda metal müzik dinlerken diğer yanda, arka planda açık olan televizyon haberleri, dünyanın gidişatını da tüm çıplaklığıyla gene bir ikilem yaratarak doğrulamaktadır. Bunun devamında ise önce kanlı kıyafetini yıkar, sonrasında Evi’den akan kanları temizler, üstünü çıkarır, çırılçıplak bir şekilde evde dolanır. Arkasından telefon çalar, arkadaşına akşamki konsere geleceğini söyler. Sonra video kamerasının karşısına geçer ve kendini kameraya alarak vücudunda kanlı bir tarafın olup olmadığına bakar ve bunun devamında Evi’nin cesedini kameraya almaya başlar. İşte bu sahne ile beraber, Benny’nin gerçek anlamda gerçeklik duygusunu kaybettiğini anlayabiliriz. Haneke’nin Benny üzerine yaptığı yorum da bunu net bir biçimde açıklar niteliktedir:
    “Çocuklar duygusal ya da entelektüel destek verilmeksizin televizyonun önünde bırakılırsa, onlar için Saraybosna’daki bir cesetle Terminatör’deki bir ceset arasında gerçeklik açısından bir fark kalmaz. Benny aslında ne yaptığının farkında değil çünkü videolarda tek yapmanız gereken filmleri geri almak, böylece ölen insanlar yeniden canlanır.”
    Bunun devamında Benny, cesedi bir torbaya koyarak dolaba sıkıştırır. Bu anda da Benny için Evi’nin ölümü karşısındaki bu soğukluğun asıl nedeni anlaşılır. Biraz önce dile getirdiğim gerçeklik duygusunu kaybedişi şöyle yorumlayabiliriz: Benny, cesedi bir torbaya koyarak dolaba sıkıştırır, çünkü bu olay Benny için videoyu geri sararak Evi’nin tekrar canlanacağına inanması kadar basit bir olaydır.
    Ertesi gün Benny, saçını berberde sıfıra vurdurur. Bu Benny’deki travmanın başlangıcına işarettir. Benny, hayatı daha da umursamaz bir noktaya gelmiştir. Ailesine ve arkadaşlarına karşı olan tavrı da bunu göstermektedir. Bunun devamında Benny’nin buzdolabından sütü alıp bardağa koymasından sonra sütün dökülmesi ve de Benny’nin bunun arkasından sütü silmesi son derece ince bir detaydır filmde. Bu anda Benny’nin sütü silmesine dikkat edelim. Benny, sütü silerken tıpkı Evi’nin akmış olan kanını temizlerken ki gibi temizler. Kanları temizleme sahnesindeki soğukluk devam etmektedir ve de devam eden bu soğukluk, Haneke’nin üçlemesini adlandırdığı “duygusal buzlaşma”nın gerçekleştiğine bir işarettir. Ailesine de yaşananları anlatan Benny, ailesine videoyu tekrar seyrettirir. Annesi normal olarak çaresiz bir yaklaşım içindeyken babasının soğukkanlı tavırları dikkat çekmektedir. Babası ile Benny’nin arasındaki diyalog ise son derece enteresan ve de önemlidir:
    -Neden bunu yaptın?
    -Neyi? (Baba şaşırarak bakar.) Bilmiyorum. Videoda nasıl olduğunu görmek istiyordum. Yani sanırım.
    -Ne nasıldı? (Bir sessizlik olur.) Evet.
    Ertesi gün apar topar Mısır’a bir haftalığına Benny ve annesi seyahate gider, babası ise o bir hafta içerisinde cesedi tamamen ortadan kaldırıp ondan kurtulacaktır. Babasının o bir hafta içerisinde yaptıklarının gösterilmemesi bizlere tipik bir Haneke filmini yansıtmaktadır. En büyük sürpriz ise, filmin sonunda karşımıza çıkmaktadır. Benny, polis karakoluna gidip suçunu itiraf eder ve sorgusundan sonra anne ve babası karakola getirilmişlerdir. Buradan anlayacağımız üzere Benny, karakola yalnız başına gelmiştir. Karşılaşmalarından sonra sadece tek bir kelime Benny’nin ağzından dökülür “Pardon!” Buradan anlayacağımız üzere Benny suçunu itiraf etmeye yalnız başına gelir çünkü ailesi onun bu suçunu itiraf etmesine muhakkak izin vermeyeceğini işaret etmektedir. En azından iki oya karşı bir oyla bu isteği reddedileceğini bildiğinden gizlice karakola gelmiştir. Ayrıca filmin sonunu metaforik bir şekilde inceleyecek olursak, Benny “Pardon” diyerek sorgudan çıkıp gitmiştir. Fakat nereye gittiği ise bizlere gösterilmez. İşte burada Haneke zekasını ortaya koyar ve de metaforik anlatımını son derece ironik bir biçimde bizlere yansıtır. Benny’nin sorguya çıkıp gitmesinden sonra annesi ve babası sorguya çağrılır. Ve film de annesi ve babası sorgudayken biter. Benny sorgudayken suçu hakkında “Ben yaptım” gibi bir ifade de hiç kullanmaz. Sanki suçu annesi ve babası işlemiş gibi bir hava da inceden hissedilmektedir. İşte sorgu sahnesini bahsettiğim gibi metaforik anlamda incelediğimiz zaman gerçek suçluların ebeveynler olduğunun altını çizmektedir Haneke.
    Şahşi düşüncem ise, Haneke’nin “Duygusal Buzlaşma Üçlemesi”nin en zayıf halkası olmasına karşın felsefi anlamda son derece önemli mesajları olan ve de Haneke’nin sinemasına olan ciddi sempatimi bir kat daha perçinleyen bu film, kimi sahneleriyle hafızalardan uzun süre silinmeyecek anlar ortaya koyuyor ve de tipik bir Haneke filminin bütün gerektirdiklerini kendi içerisinde barındırıyor. Karşımızda Yedinci Kıta kadar olmasa da, ona yakın derecede hazmı zor ve de rahatsız edicilik düzeyi tekrardan yukarıda olan bir film bulunurken Haneke, auteur’lük sıfatına ikinci filminde ulaşacak kadar kaliteli ve de farklı, özel bir iş daha tekrardan ortaya koyarken, sinemanın geleceği açısından umut vermekle birlikte, 1992 yılından günümüze kadar olan sürece baktığımızda, son derece doğru saptamalar ile de karşımıza çıktığını dile getirmek yanlış olmayacaktır. (bkz. Cem Garipoğlu)
    Ogulcan B.
    Ogulcan B.

    Takipçi 236 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    23 Kasım 2013 tarihinde eklendi
    Beklentilerimin kesinlikle altında çıkan bir et üzerinden okuduğum birkaç yorumda filmi abartmışlar da abartmışlar halbuki filmin öyle abartılacak bir yanı yok hatta vasat bir film bile baştan sona çok ağır bir tempoda ilerliyor hatta uyukladığım sahneler bile oldu o derece ağır ve gereksiz sahneleri olan bir film,benim normalde ağır filmlere karşı hiç önyargım olmaz ama bu filmi izlerken gerçekten çok sıkıldım,kimse gelipte şimdi buraya entelektüel gözükmeye çalışmasın,eğer film şiddet'e karşı bir eleştiride bulunuyorsa bile çok yavan bir şekilde bulunuyor altı üstü bir veya iki şiddet içerikli sahne ve başroldeki çocuğun vurdumduymaz tavrı yüzünden filmi havalara çıkarıp harika film demeye gerek filmi beğenmedim her ne kadar oyunculuklar iyi olsada filmin temasının iyi işlendiğini düşünmüyorum ve vasat bir film olduğunu düşünüyorum,hem çok ağır hem de doğru düzgün etkileyici birkaç sahne dışında bomboş bir film fakat filmin sonu gerçekten başarılı olmuş onu da söylemeden geçmemeliyim.

    5.5/10
    emissivty
    emissivty

    18 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    26 Aralık 2008 tarihinde eklendi
    Bir Haneke hayranı olarak onun filmlerinin anlaşılmamasından rahatsızlık duyuyorum.Genelde olumsuz eleştirilere maruz kalıyor.Bunun sebebi de sinema filmlerinin sadece hoş vakit geçirmek için izlenmesi olabilir.Malesef Haneke seyirciyi korkutmuyor veya güldürmüyor.Onun amacı filmle seyirciyi bütünleştirmek.Hedef kitlesi de sinemayı gerçekten sevenlerden oluşuyor dolayısıyla.
    Hanekenin amacı sizi filmin içine almak.Aynı olay karşısında;siz olsaydınız ne yapardınız? sorusunu soruyor seyirciye her zaman ve siz de fikir üretiyor,kafanızda bir senaryo yazıyorsunuz.Sinemayı seven biri için bundan daha güzel ne olabilirki.Onun amacı seyirciyi sabırsızlaştırmak,germek ve sinirlerini bozmak.Bir çok kişi sinema filmlerinin amacı;eğlendirmek,güldürmek,korkutmak ve keyif vermektir ama onun filmlerinde bunların hiçbiri yok yazıyor.Sabır,gerilim,sıkıntı da gereklidir.Zaten öyle değil mi?Kim hayatını sadece gülerek ve eğlenerek geçirebiliyorki?Hayatımızda böyle bir denge yok mu?Aynı gün içinde hem ağlayıp hem de güldüğümüz olmuyor mu ?Belki Haneke de spontane sinema sektörünün dengesini sağlamaya çalışıyordur...
    Sinema filmleri insana bir şeyler katabilmelidir,bir diğer amacı da budur! ama Haneke filmleri insana bir şey katmıyor diye düşünenlere ise şunu söylemek istiyorum:Bütün filmlerin senaryosu birbirine benziyor,hep aynı konular işleniyor.İnsanın gerçek durumu yansıtılmıyor.Hanke ise gerçeği işliyor.Evet bir sahnede dakikalarca takılıp kalıyor.Bazıları bunu filmin süresini uzatmaya çalşıyor gibi saçma bir düşünceyle yorumluyor.Oysa Haneke bu sahnelerde sizin düşünmezini istiyor.Sizi sizle başbaşa bırakıp kendinizi görmenizi,yüzleşmenizi sağlıyor.Bence bu da bir çeşit terapidir.Anladığınız üzere Haneke size sadece seyir zevki vermiyor aynı zamanda bir şeyler kazandırıyor.O sinema sektörünün en büyük dehasıdır.Ruh hastası olduğunu düşünenler olabilir.Öyle olsa bile kesinlikle tedavi edilmemeli!
    MojoRising
    MojoRising

    Takipçi 380 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    10 Ağustos 2011 tarihinde eklendi
    Ben Haneke'yi Funny Games ve Cache hariç çok sevemedim. Avrupa sinemasi eskiden çok daha iyiydi.Fellini,Bunuel,Godard hatta Michelangelo Antonioni. Simdi ise Avrupa Sinemasi diye bizi F.Ozon ve Haneke izlemek zorunda birakiyorlar. Hollywood'da nasil düsüs varsa Avrupa sinemasi da ondan geri kalir degil. Film ise klise ne yazik ki. Aradan 16 yil geçmeden sinema dili eskimis. Bulabilirseniz 1968 yapimi ''If'' filmini izleyin. 40 yilda taze kalabilmek ve 16 yilda eskimek arasinda farki daha net görebilirsiniz.
    beck31
    beck31

    Takipçi 1.383 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    12 Aralık 2008 tarihinde eklendi
    Acımasız ve koyucu!Haneke kendine özgü tarzını konuşturuyor daha yolun başlarında.Hissedilen ve beklenilenler dışında bir olay döngüsü.Haneke huzursuz seyirler diliyor bizler olan izleyicilerine.
    widmark-2
    widmark-2

    Takipçi 457 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    12 Aralık 2008 tarihinde eklendi
    Benny + Aile trajedisi + videolar Haneke ustadan nefis bi eleştiri daha
    almoramm
    almoramm

    Takipçi 31 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    6 Ağustos 2008 tarihinde eklendi
    Bana göre bir yönetmenin ne olduğunu en iyi ilk filmleriyle anlayabiliriz..Bazıları der ki yönetmenler olgunlaştıkça daha iyi filmler çeker ama ben buna katılmıyorum.(Bunuel ve birkaç kişi hariç) Yönetmenler sanki ilerledikçe işi daha da bozuyorlar, asıl güzel ve saf çalışmaları ilk filmlerinde bulunabilir..Mesela The Following(Takip) gibi bir film çekmiştir Christofır Nolan ve bence daha ilk filmden nasıl bir usta olduğunu göstermiştir..Tıpkı Michael Haneke gibi..Haneke sinemada burjuvazi deyince Luis Bunuel ve Pasoliniden sonra aklıma gelen 3. kişidir.. ilk filmi The Seventh Continent(Yedinci Kıta) diye bir film ve daha ilk filminden burjuvaziyle modern hayata saldırmaya başlamıştır..Daha sona buna *duygusal buzlaşma* demiş, bu buzlaşmayı da üç filmden oluşturmuştur:The Seventh Continent(1989), Bennys Video(1992) ve Funny Games(1997)..Herkes Funny Games der ama bence Hanekenin en sert filmi *Bennys Video*dur..Bennys Videoda gene fetişi olan Anno Frische verir başrolü..Anno Frishin oynadığı Benny karakteri, Funny Gamesteki Paulun küçülmüş halidir aynı.:D Bu çocuk modern burjuva bir ailenin gene saplantılı çizilmiş bir karakteri..İşi gücü videolar, elektronik aletler ve bunlarla milleti dikizlemek..Gene bütün haneke filmlei gibi asosyal, rahatsız edici bir karakterle karşılaşırız..Modern burjuva ailelere ve uygar dünyaya yine açıkça saldırıyor, eleştiriyor, seyirciyi gine rahatsız ediyor Haneke..Kumanda kimin elindeyse kontrol ondadır!!
    voodoo-girl-2
    voodoo-girl-2

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,5
    19 Temmuz 2008 tarihinde eklendi
    İzlediğim Haneke filmleri içinde favorim. Başta Arno Frisch, bütün oyuncular mükemmel. Haneke film değil gerçeği izliyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Asıl önemli olansa film Bennynin yaptığını değil, ailenin tavrını sorguluyor.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top