2025 televizyon sezonu resmi olarak yaz arasına girdi ve şimdiden favori dizilerimizin dönüşünü sabırsızlıkla bekliyorum. Bu sezon, hem geri dönen diziler hem de yepyeni yapımlarla televizyon izleyicileri için gerçekten olağanüstüydü. Dokunaklı duygusal temalara sahip son derece eğlenceli komediler ve her bölümüyle izleyiciyi diken üstünde tutan yoğun dramalar ekranlara damgasını vurdu.
Favori dizilerimizin yeni sezonları için büyük bir zaman aralığı söz konusu; bazıları bu yaz dönecek, bazıları ise önümüzdeki üç yıl içinde bir tarihte. Yine de pek çok favori dizimizin yeni bölümlerini sabırsızlıkla bekliyoruz. İşte dönüşünü dört gözle beklediğimiz 10 dizi:
"Paradise" 2. Sezon
Hulu
Paradise dizisi izleyicileri oldukça şaşırttı; dizi, ABD Başkanı Cal Bradford’un (James Marsden) cinayetini araştıran Gizli Servis Başkanı Xavier Collins’in (Sterling K. Brown) hikâyesi olarak lanse edilmişti. Ancak Paradise’da en ilginç şey, dizinin ilk bölümü yayınlanana kadar gizli tutulan kısmı oldu: Tüm hikâyenin, kıyametten üç yıl sonrasında, yer altındaki bir sığınakta geçmesi.
Paradise’ın ilk sezonu kesinlikle mükemmeldi. Şimdi Xavier’in, Teri’yi (Enuka Okuma) bulmak için Paradise’tan ayrılmasıyla birlikte, dış dünyayı göreceğimiz 2. sezonu dört gözle bekliyoruz.
"Will Trent" 4. Sezon
ABC
Will Trent dizisinin üçüncü sezonu, Will’in (Ramón Rodríguez) geçmişine dair daha derin bir bakış sunarak oldukça etkileyici bir sezon oldu. Bu sezon hem Will’in Rafael (Antwayn Hopper) ile karmaşık dostluğu, hem de biyolojik babası Caleb’in (Yul Vazquez) tanıtılmasıyla dikkat çekti. Dizi, Faith (Iantha Richardson) ve Ormewood’un (Jake McLaughlin) ev arkadaşı yapılması gibi cesur hamlelerle öne çıktı; ayrıca Angie’nin (Erika Christensen) hamile kalması da sezonun önemli gelişmelerindendi.
Will Trent’in bu sonbaharda ABC yayın takviminde yer almayacak olması üzücü, ancak dizinin muhtemelen Ocak ayında dönecek kış sezonu için oldukça heyecanlıyız. Üçüncü sezon, Amanda’nın (Sonja Sohn) ve Ormewood’un hayatlarını tehdit eden iki büyük soru işaretiyle sona erdi. Her iki karakterin de bu durumdan sağ çıkmasını büyük bir merakla bekleniyor — son zamanlardaki dizi karakteri ölümlerine rağmen, hayatta kalmaları şimdilik oldukça olası görünüyor.
"High Potential" 2. Sezon
ABC
High Potential, keskin mizah anlayışı, sempatik ana karakteri ve yavaş yavaş gelişen, romantik gerilimli ilişkisiyle en sevilen yeni polisiye dizilerden biri oldu. İlk sezonda Morgan (Kaitlin Olson), LAPD’nin Büyük Suçlar birimine danışman olarak katıldı. Başlarda pürüzlü bir başlangıç yapsalar da, ortağı Dedektif Karadec (Daniel Sunjata) ile zamanla güçlü bir bağ kurdu. Sezon finali itibarıyla Karadec’in Morgan’dan fazlasıyla etkilendiği açıkça görülüyor.
High Potential’ın ilk sezon finali birçok soru işaretiyle bitti ve bu gelişmelerin 2. sezonda nasıl şekilleneceğini merak ediyoruz. Artık Roman Sinquerra’nın hayatta olduğunu biliyoruz ve oyunlara takıntılı katil (David Giuntoli), Morgan’a karşı saplantılı bir ilgi besliyor. Bu durum, 2. sezonun hem heyecan dolu bir açılış yapmasına hem de Morgan ile Karadec’in yakınlaşmasına engel oluşturabilecek yeni gerilimlerin doğmasına zemin hazırlayacak gibi görünüyor.
"The Summer I Turned Pretty" 3. Sezon
Prime Video
The Summer I Turned Pretty üçlemesi yayınlandığı ilk günden beri büyük ilgi görmüştü. Hayranların dizi uyarlaması dileği gerçekleşti ve final sezonu bu yaz izleyiciyle buluşuyor.
Üçlemenin son kitabı olan We’ll Always Have Summer, oldukça çalkantılı, duygusal ve romantik bir final bölümü. Jeremiah’ın (Gavin Casalegno) kendisini aldattığını öğrense de, Belly onunla evlenmeye karar verir. Yaz sonunda gerçekleşmesi planlanan düğünün hazırlıkları sırasında Belly, iki yıl sonra ilk kez Conrad’la yeniden bağ kurar ve ona neden âşık olduğunu yeniden hatırlar. Bu sezonda duyguların, kararların ve geçmişin çatışacağı unutulmaz anlar bizleri bekliyor.
"Interview with the Vampire" 3. Sezon
AMC
Şimdiye kadar yayınlanan iki sezonuyla Interview with the Vampire izleyicileri derinden etkiledi; bu dizi kesinlikle çağdaş televizyonun en özel yapımlarından biri. AMC'nin uyarladığı dizi, 3. sezonunda Anne Rice’ın efsanevi The Vampire Chronicles serisinin ikinci kitabı olan The Vampire Lestat'ın olaylarına odaklanacak.
2. sezonun günümüzde geçen zaman çizelgesinde Louis (Jacob Anderson), duruşmadaki gerçekleri öğrendikten sonra Armand’ı (Assad Zaman) terk etmişti. Sezonun en çarpıcı anlarından biri ise Louis ile Lestat’ın yüzyıllar sonra ilk kez bir araya gelip, Claudia’nın (Delainey Hayles) kaybı için birlikte yas tuttukları o duygu yüklü sahneydi. Finalde ise öfkeli Armand, Daniel’i (Eric Bogosian) bir vampire dönüştürdü ve Daniel, Louis ile yaptığı görüşmelerden yola çıkarak bir kitap yayınladı. Yeni sezonun karakterler arasında daha da yoğunlaşacak ilişkiler ve Lestat’ın çılgın dönemleriyle izleyiciyi büyülemesi kaçınılmaz.
"The Pitt" 2. Sezon
Max
Tıbbi dramaların yükselen yıldızlarından The Pitt, izleyiciyi tek bir vardiyanın yoğun temposuna hapseden yenilikçi yapısıyla büyük ses getirmişti. 15 saatlik bir nöbet boyunca yaşanan olayları konu alan ilk sezon, hem duygusal derinliği hem de temposu yüksek hikaye kurgusuyla dikkatleri üzerine çekmişti. Doktorların hayatına dair gelişmeler ve unutulmaz hasta hikayeleriyle güçlü bir bağ kuran izleyici, sezonun ilerleyen bölümlerinde heyecanın dozunu iyice yükselten olaylara tanıklık etmişti.
Merakla beklenen ikinci sezon ise bu kez 4 Temmuz hafta sonuna denk gelen bir vardiyayı merkezine alacak. Aradan geçen 11 ayın ardından, hem hastanedeki medikal krizler hem de karakterlerin kişisel yolculukları yeni bölümlerde etkileyici bir şekilde işlenecek. Özellikle rehabilitasyon sürecinden dönen Langdon’ın (Patrick Ball) PTMC’ye geri dönüşü, sezonun duygusal katmanını derinleştirecek.
"The Bear" 4. Sezon
Prime Video
The Bear’ın ilk sezonuyla dikkatleri üzerine çektiği, ikinci sezonuyla ise izleyicilerin gönlünde taht kurduğu bir gerçek. Ancak üçüncü sezon, dizinin genel çizgisine kıyasla hayal kırıklığı yaratan bir ara durak olarak değerlendiriliyor. Karakter merkezli dramatik yapısıyla öne çıkan sezon, tematik olarak derinleşse de olay örgüsündeki durağanlık ve ana hikâyenin — özellikle ilk eleştiri sürecinin — çözümsüz bırakılması, izleyicide tatmin eksikliği yarattı.
Yine de sezon tamamen göz ardı edilecek bir yapım değil. Özellikle "Napkins" bölümü büyük övgü toplarken, "Ice Chips" da duygusal yoğunluğu ve anlatımıyla öne çıkan anlar sundu. Bu iki bölüm, sezona dair olumlu izler bırakan istisnai anlar oldu.
Şimdi gözler dördüncü sezona çevrilmiş durumda. İzleyici, The Bear restoranının ilk eleştirilerle nasıl bir sınav vereceğini ve Sydney’in (Ayo Edebiri), üçüncü sezonda sıkça göz ardı edildiği Carmy'ye (Jeremy Allen White) karşı nasıl bir duruş sergileyeceğini merakla bekliyor. Aralarındaki ilişkinin geleceği ise hala gizemini koruyor — romantik bir gelişme ihtimali, hayranların gündeminde üst sıralarda yer alıyor. Eğer dördüncü sezon güçlü bir final yaparsa, üçüncü sezonun inişli çıkışlı yapısı affedilebilir gibi görünüyor.
"9-1-1" 9. Sezon
ABC
9-1-1, sekizinci sezonuyla izleyicilerini hem şaşırttı hem de derinden sarstı. Yıllardır televizyonun en sevilen ilk müdahale ekiplerinden birine ev sahipliği yapan dizi, iki bölümlük salgın hikâyesinde ana karakterlerden Bobby Nash’in (Peter Krause) ölümüyle izleyicilere adeta bir şok yaşattı. Ana bir karakterin kaybı her zaman zor olsa da, Bobby’nin vedası dizinin uzun süredir inşa ettiği temel duygusal yapı üzerinde derin bir yara açtı. Bu gelişme, sadece sevilen bir karakterin gidişi değil; aynı zamanda dizinin vaat ettiği dünya algısında da büyük bir kırılma anlamına geldi.
Sekizinci sezonun son bölümleri hayranlar arasında karışık tepkiler aldı. Ancak diziye olan bağlılık devam ediyor. Özellikle 118’in yeni kaptanı olarak Chimney’nin (Kenneth Choi) yükselişi, hikâyeye taze bir yön katma potansiyeli taşıyor. Öte yandan, izleyicilerin uzun süredir sabırla beklediği Buck (Oliver Stark) ve Eddie (Ryan Guzman) arasındaki ilişkideki duygusal yakınlaşmanın, Bobby’nin ölümüyle sekteye uğramış olsa da, dokuzuncu sezonda nihayet karşılığını bulması bekleniyor.
Dizi, yaşadığı sarsıntıya rağmen hâlâ güçlü bir takipçi kitlesine sahip ve birçok kişi 9-1-1’in eski duygusal tonuna yeniden kavuşmasını umut ediyor. Dokuzuncu sezon, bu umutların gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini gösterecek.
"Severance" 3. Sezon
Severance'ın 3. sezonu için bekleyiş uzun olacak gibi görünüyor; ancak ilk iki sezonun sunduğu kalite göz önüne alındığında, bu bekleyişin karşılığını fazlasıyla vereceğine kimsenin şüphesi yok. Yayınlandığı anda izlenmeyi hak eden nadir dizilerden biri olan Severance, her bölümde seyircisine yoğun bir deneyim sunmayı başarıyor. Özellikle 2. sezonun öne çıkan bölümlerinden Woe’s Hollow, hem tansiyonuyla hem de duygusal doruk noktasındaki etkisiyle pek çok izleyicide derin izler bıraktı.
3. sezonun bambaşka bir dinamikle ilerleyeceği ise artık kesin. Cold Harbor tamamlandıktan sonra, hem "innie"lerin hem de "outie"lerin hayatlarının nasıl şekilleneceği merak konusu. Artık Gemma’nın “innie”leri üzerinde çalışılmadığı bir düzende, Lumon’un iç dünyasında nasıl değişiklikler yaşanacağı önemli bir soru işareti. Öte yandan, Gemma’nın Mark’ın yerini almış gibi göründüğü dış dünyadaki gelişmeler, dizinin gizemli yapısını daha da derinleştirecek gibi.
Yeni sezonda yine izleyicileri şaşırtacak bolca sürpriz ve kırılma noktası beklenirken, hayranların en büyük dileklerinden biri ise Irving karakterini bir şekilde yeniden görebilmek. Severance, izleyicisini sadece ekranda değil, zihinlerinde de uzun süre meşgul etmeye devam ediyor.
"It's Always Sunny in Philadelphia" 17. Sezon
FX
Televizyon tarihinin en uzun soluklu live-action komedisi It’s Always Sunny in Philadelphia, önümüzdeki ay FX ekranlarına geri dönüyor. 18. sezonuyla ekranlara dönecek olan kült dizi, izleyicilerini yine bolca kahkaha, bolca kaos ve bolca beklenmedik olayla buluşturacak. Bu sezonun özel bölümlerle dolu olacağı şimdiden belli: Sezon açılışı, sevilen dizi Abbott Elementary ile yapılan iki bölümlük ortak çekimin ikinci yarısıyla başlayacak ve ardından çılgınca sekiz yeni bölümle devam edecek.
Son yıllarda daha duygusal ve şaşırtıcı sezon finalleriyle de dikkat çeken “It’s Always Sunny in Philadelphia”, “Mac Finds His Pride” ve “The Gang Carries a Corpse Up a Mountain” gibi bölümlerle bu yönünü daha da derinleştirmişti. 18. sezonda da benzer bir dokunaklı an yaşanıp yaşanmayacağı merak konusu; ancak ne olursa olsun, izleyicileri yine kahkahalarla dolu bir sezon bekliyor.