Hesabım
    Yönetmen İlker Savaşkurt "Reflection" Filmini Beyazperde'ye Anlattı

    Uluslararası ödüllü "Reflection" filmini yönetmen İlker Savaşkurt'tan dinledik...

    Filmi İngilizce çekme kararını nasıl aldınız? Olaylar birçok turistin kaldığı bir otelde geçtiği için bu tercihin motivasyonu var aslında, ama sizce hikaye açısından bu bir gereklilik miydi? Yoksa yalnızca pratik nedenlerle mi tercih edildi?

    Mehmet’in yazdığı ilk tiyatro metni (Sodom, Shadow ve Raven’ın olduğu) bana zaten hiç yerel bir metin olarak gelmiyordu. Karakterler topraklarımızdan bir çok olay ve edebi metinle örtüşüyordu ama hiç buradan olan insanlar gibi değillerdi zaten. Bu arada isimlerine bakmak yeterli olacaktır :) Bu hikayenin İstanbul'da geçtiğini hayal edince Ashu Türkleşiyordu. Fakat İstanbul'da bir otele genelde yabancılar geliyor diye düşündüm. Bu insanlar elbette İngilizce konuşacaktı. Öyle de oldu. Yani hikaye olarak da bir gereklilikti evet.

    Werner Herzog’dan bir alıntıyla açılıyor film: “Karanlıklarında canavarların saklanmadığı bir okyanus neye benzerdi? Rüyasız uykulara” Hikaye boyunca da karakterlerimizin karanlıktaki canavarlarla, kendi canavarlarıyla yüzleştiğini görüyoruz. Burada Aziz Sodom ve Otel dönüşümlü olarak bu yüzleşmenin aracısı oluyorlar. Bu anlamda karakter ve mekan arasındaki ilişkiyi nasıl açıklarsınız?

    Oteller benim için hep çok özel olmuştur. Kendinle yüzleştiğin, yalın kaldığın, binlerce insanın günü birlik kullandığı o yarı steril alanlar, insanın kendi çıplaklığına dönmesini hızlandırıyor bence. Sodom da tam böyle bir yerde ortaya çıkıyor zaten. Burası bir araf gibi. Bir cehennem bir cennet benzetmesi.

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top