Hesabım
    68. Cannes Film Festivali'nde Sona Doğru!

    Genel yayın yönetmenimiz Duygu Kocabaylıoğlu festival filmlerine dair yorumlarını paylaşmaya devam ediyor!

    Çarpıcı Bir Aile Hikayesi: Krisha 

    Genç yönetmen Trey Edward Shults’un ilk uzun metrajlı işi olan  Krisha, "samimi bir aile hikayesinin cesurca sinemaya aktarımı" şeklinde özetlenebilir. Yönetmenin annesi ve teyzesi başta olmak üzere kendi akraba ve arkadaş çevresiyle, üstelik annesinin evinde çektiğini öğrendiğimiz film, Şükran Günü yemeğini merkezine alan tek bir akşamda geçiyor. Başrol Krisha olaraksa aslında daha önce The Killing of John Lennon (2006), Highway (2002) ve Under Heaven gibi filmlerde rol almış, şimdilerde 60’lı yaşlarını süren Krisha Fairchild’ı tüm yalınlığı ile izliyoruz.

    Krisha alkol, uyuşturucu gibi birtakım sorunlar nedeniyle ailesinden uzun zaman ayrı kaldıktan sonra 4 kuşağın birleştiği bu Şükran Günü yemeği için yeniden kız kardeşinin evine geliyor. Henüz ilk araba planından, farklı bir kadın olduğunu hissettiğimiz Krisha’nın geçmiş öyküsüne dair seyirciye kasıtlı olarak veri vermeyen yönetmen Shults, ileri doğru seyreden bir anlatımla Krisha’nın diğer aile bireyleriyle olan ilişkisini olabilecek en doğal tavırla kamerasına alıyor. Birbiri üzerine binen konuşmalar, bazen köpek havlamalarından duyulmayan diyaloglar, büyükannenin doğaçlama yaptığı şakanın filmin akışında yer bulması gibi nüanslar ilk filmine imza atan bir yönetmenin anlatım diline de referanslar veriyor.  Krisha’nın yaşadığı ya da yaşayacağı sorunları/buhranları akşam yemeğinin doğal akışı içerisinde çözmeye çalışıyoruz.

    Film bir anlamda gerçek karaktere saygı duruşu için çekilmiş olsa da, Krisha bu festivalin "güçlü kadınlar" potasındaki yerini alıyor.

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top