Cumhuriyet’in ilanının üzerinden 102 yıl geçti. 29 Ekim, yalnızca takvimde bir bayram günü değil; bir ulusun kendi kaderini tayin etme iradesinin, bağımsızlık mücadelesinin ve çağdaşlaşma yolculuğunun simgesi. Sinema da bu yolculuğun en güçlü anlatım araçlarından biri olarak, yıllar boyunca Cumhuriyet’in kuruluş sürecini, Atatürk’ün vizyonunu ve bu topraklarda değişen insan hikâyelerini beyaz perdeye taşıdı.
Bugün hâlâ, o ilk günkü heyecanla izlediğimiz her sahnede, Mustafa Kemal Atatürk’ün ileri görüşlülüğü, özgürlük ideali ve halkına duyduğu güven yeniden yankılanıyor. Kimi filmler onu bir lider olarak resmederken, kimileri dönemin çalkantılı ruhunu, savaşın gölgesinde yeniden doğan bir ülkenin insanlarını merkezine alıyor.
Beyazperde olarak, Cumhuriyet’in 102. yıl dönümünde, hem tarihsel hem duygusal hafızamızda iz bırakan “Atatürk ve Cumhuriyet” temalı filmlere özel bir dosya hazırladık. Bu dosyada; sinemamızın en güçlü biyografik yapımlarından, dönemi belgeleyen dramatik hikâyelere kadar uzanan geniş bir yelpazede, geçmişle bugünü buluşturan yapımları hatırlıyoruz.
Cumhuriyet’in değerlerini, sinemanın ışığında hep kutlamak dileğiyle…
İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu 'ben' kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni yaşam ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim girişimlerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!