Hesabım
    53. Antalya Uluslararası Film Festivali'nden İzlenimler ve Taze Film Yorumları!

    Uluslararası Antalya Film Festivali'nde sona doğru...

    Zero Days/Sıfır Saldırısı

    Festivalde benim açımdan açılış filmi olan Sıfır Saldırısı programın en ilgi çekici yabancı belgesel filmlerinden biri. İçinde yaşadığımız dünyanın biz zavallı, sıradan vatandaşlar açısından artık Matrix’e döndüğünü fısıldayan film, yakın dönemde İran-ABD/İsrail arasında yaşanan siber saldırıların iç yüzünü, yapabildiği ölçüde su yüzüne çıkartma amacını taşıyor.

    Konuya yabancı olanlar için özetleyelim; İran’da uranyum zenginleştirme faaliyetleri yürüten nükleer santrallerde uzmanların açıklayamadığı biçimde, ‘durduk yere’ birtakım aksaklıklar yaşanmaya başlanır. İçi uranyum madeni ile dolu olan ve hayati önemdeki füzyon tüplerinin çalışmasında yaşanan bu aksaklık İran’ın nükleer programını da bir süreliğine sekteye uğratır.  İlk başta merkezde görevli bilimadamları suçlansa da, gerçek sanıldığından çok daha derinlerde sinsice saklanmıştır…

    The Armstrong Lie, Sırları Çalıyoruz: Wikileaks'in Hikayesi, Steve Jobs: The Man in the Machine gibi sansasyonel filmleri ülkemizde de seyirciye buluşan belgeselci Alex Gibney, ilk kez bir Rus antivirüs yazılım firmasının dikkatini çeken “kötü amaçlı/malware” bir yazılımın, kamuoyunun bildiği ismiyle Stuxnet'in izini sürdüğü belgeselde, yabana atılmaması gereken bir siber saldırı/savaş gerçeğini beyazperdeye taşıma amacı güdüyor. Röportajlarına öncelikle bu yazılım firmasının iki önemli uzmanı ve firma sahibiyle başlayan Gibney, çemberi genişlettikçe sanal dünyanın gerçek dünyamız üzerindeki etkinliğini ve hakimiyetini seyircilerin önüne seriyor. Bunu yaparken safını yine belli ediyor tabii ki.  

    Lafı fazla dolandırmanın alemi yok, hepimiz koca bir yalan ve manipülasyon dünyasında yaşıyoruz! Gibney dünya savaşlarının siber aleme taşındığını, sıradan insanın zerre kadar haberi olmadığı sistemler üzerinden güç dengelerinin kurulduğu ve dünyanın yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı ifade ederken, seyirciye “kafanı 24 saat takıldığın Facebook’tan kaldır da biraz bu yöne de bak” diyor. Ya da direkt demese de ima ediyor, önünüze gelen her şeye inanmayın, hükümetlerinizden, politikacılarınızdan, haber kanallarından biraz şüphe edin!

    Bugün ABD ordusunun içerisinde bir birim, İran nükleer santralini askeri mühimmat kullanmadan kısa dönemli olsa da işlevsizleştirebiliyorsa; sonra dönüp aynı İran hükümeti, benzer bir ‘ordu birimi’ ile ABD finans piyasasına ‘saldırabiliyorsa’, ki burada başarıya ulaşan saldırılardan bahsediyoruz, size gösterilen hiçbir şeye körü körüne inanmamanın zamanı çoktan gelmiş demektir. Seçilmişlerinizin aslında seçilmemiş olması, merkez bankanızla, ekonomik rakamlarınızla oynanmış olması, size yalan söyleniyor olması çok yüksek bir olasılık!

    Yönetmen ve senarist Alex Gibney festivalde yok ama gelmiş olsaydı şüphesiz ki kısa bir söyleşi yapmak isteyeceğim isimlerden biri olurdu.

    Özetle Matrix ile örülü hayatlarımız bir nebze sorgulamak için bu belgesel seyredin! Yok ben böyle iyiyim diyorsanız da Kürk Mantolu Madonna’yı okuyun; kitap olanı…

     

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top