Hesabım
    Festivaldeyiz! Beyazperde #ifteizledi 2017!

    Beyazperde.com yazarları ve editörleri !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali'nde izlediklerini yazıyorlar!

    The Love Witch

    Her Kadından Bir Parça!

    Sevmek ve sevilmek elbette ki çağımızın en önemli arayışlarından biri. Yaşamın zorlu koşulları içerisinde destek, şefkat ve sevgi görebileceğimiz birini aramak da en doğal hakkımız. The Love Witch'in güzeller güzeli cadısı Elaine'in de arayışı bu. O da bizden biri, sevgi arayan yalnız ve güzel bir kadın. Ancak onu herhangi birimizden farklı kılan şey onun modern bir cadı olması. Doğadan topladığı bitkileri, yaldızlı büyü kitabı, şatafatlı ayinleri ve Tanrıça'ya yakarışlarıyla büyük bir aşkın peşindeki genç kadın bu süreçte en büyük hataya düşüyor. Almak isterken vermiyor, sevilmek isterken sevmiyor, güvenebilmek isterken güven vermiyor... Sevilmek adına giriştiği her hamlede tökezleyen kadının en güzel ve içten yanı bütün kırılganlığını sergilemesidir. Elaine eski kocasını kaybederek çıktığı bu sihirli yolda yeni bir aşkı değil de kendini aradığını görmekte bir hayli zorlanıyor. Ne istediğini bilen, güçlü bir kadın pek çok erkek için nasıl korkutucu geliyorsa, Elaine hem onlar hem de kendisi için bir tehlike arz ediyor. Sömürülmekten bıkmış haldeki genç kadın bu sebeple de sonunda bir hayli zorlu ve karanlık bir yola giriyor.

    21. yüzyılda çekilen bir filmin 60'ların puslu ve bol kontrastlı karelerini taşıması hemen hemen her sinemaseveri bir nebze de olsa heyecanlandıracaktır. Filmin senaryosunu ve yönetmenliğini üstlenen Anna Biller 60'lar sinemasını iyi analiz etmiş bir isim. Kadrajlar, renkler ve atmosfer filmin içine girmenizi sağlayacak şekilde düzenlenmiş. Döneminizden sizi alıp götüren filmin senaryosu basit olsa da fikri yaratıcı. Milenyum kadınlarının en büyük derdini al, onu 60'lı yılların melodramlarına dönüştür ve rengarenk bir dünyada bu sorunu iradeyi sihre dönüştürerek işle... Filmin müzikleri demek haksızlık etmek olur, zira müzikten çok ses efektleri öne çıkıyor. Bu da filmin kimi sahnelerinde ciddi bir eksiklik yaratabiliyor. Elaine'in iç sesi de fazlaca baskın olduğu için seyirci de kimi zaman bir es verme isteği doğabiliyor.

    Elaine aslında hepimiz. Hepimiz gibi "olması gereken kişi" olmaya çalışırken, "olduğu kişi"yi yitirmeme çabasında, "sevilecek kadın" olmaya çalışırken, "olduğu gibi sevilen kadın" olma umudunu taşıyan, özgürlüğünü kendine dayattığı kurallarla zedeleyen bir karakter. Ağır duygusallığı ile aşka duyduğu takıntı birleşince, hele de içine yaban otları ve kazanlarda kaynayan iksirler girince her erkeği elde edebilen Elaine amacına ulaşan ancak mutlu olamayan bir milenyum kadını olarak karşımızda duruyor. Elaine'nin erkeklere karşı duyduğu nefret ve onlardan beklediği büyük aşk çatışıyor, adeta birbirinin içinde eriyip gidiyor. "Mükemmel erkek" kavramını da bir hayli sorgulatan filmde Elaine için de bir hayli hasarlı bir kadın diyebiliriz rahatlıkla...

    ​The Love Witch güçlü bir kadın filmi. Elaine hepimiz, hepimiz Elaine için aşkı arıyoruz!​ 

    Su BAHADIR

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top