Death in the Terminal

Şüphesiz festivalin en çarpıcı belgesellerinden Garda Ölüm, İsrail’de 18 Ekim 2015'te silahlı bir saldırganın Beersheba Garı'na girmesini ve garda gerçekleşen trajik olayları anlatıyor. Ancak bildiğiniz gibi değil! Filmde o gün olan trajik olayda orada olan insanlar, olaydan yalnızca 6 ay sonra o günü anlatıyor. Sırayla dinlediğimiz “kurbanlar” en küçük detayına kadar deneyimlerini paylaşıyor.

Kadın belgeselci Tali Shemesh’in yönettiği Garda Ölüm, başlangıçta sarsıcı girişi, müzikleri ile dikkat çekiyor. Film devam ettikçe kurgusuna hayran bırakıyor. Sona yaklaştıkça ise deneyimlemediğiniz duyguları, kendinize sormadığınız soruları soruyorsunuz.  Garda yaşananların zaten yeterince çarpıcı olmasının yanı sıra yönetmenin seçtiği kurgu biçimi ve kült film Rashômon’u andıran röportajlar ile izleyiciyi nefessiz koltuğa kilitliyor.

Herkesin kolay kolay izleyemeyeceği bu 52 dakikalık belgeseli izlemek kadar izledikten sonraki bireysel süreç de önemlidir. İzleyiciyi aktif konuma getiren filmlere alışkınız ancak bir belgesel tarafından sarsılmak bambaşka. Uzun süre maruz bırakılan görüntüler(filmde görseldeki gibi bulanık değil) insan vicdanını rahatsız etme amacına ulaşıyor. Yönetmenin özellikle ince ince düşünerek zekice yazdığı senaryo ile kurgunun mükemmel bir sonucu olan filmin asıl kahramanı izleyici.

Filmden sonra yönetmeni ile söyleşme imkanı da bulduğumuz bu belgesel maalesef yönetmenin de dile getirdiği gibi Türkiye’de yaşayanlar için yine çok yabancı değil. Ancak böyle dendiğine bakmayın. Filmi festivalde kaçırsanız bile peşine düşün! Etkisinden günlerce çıkamayabilirsiniz.

Unutmayın, izleyeceğiniz görüntüler İsrail’de toplanmış, devlet ve medya tarafından inkar edilmiş gerçek görüntüler ve gerçek kişilerdir. Film bittikten sonra sorularınızı yönelteceğiniz kişi ise kendiniz.

Yönetmenin de dediği gibi, "Bu İsrail hakkında değil, insan hakkında bir belgesel".