Hesabım
    Hayat Ağacı
    Ortalama puan
    3,5
    136 Puanlama
    Hayat Ağacı hakkında görüşlerin ?

    32 Kullanıcı yorumları

    5
    7 Eleştiri
    4
    11 Eleştiri
    3
    5 Eleştiri
    2
    5 Eleştiri
    1
    4 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Tanaykevser
    Tanaykevser

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    22 Haziran 2022 tarihinde eklendi
    Harika bir film.Doğa sahnelerini çok beğendim. Defalarca izlenebilir. Dinlendirici,düşündürücü bir film.
    Social
    Social

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    26 Aralık 2020 tarihinde eklendi
    Film vermek istedigi mesaji 2 bucuk saattir anlatmaya çalışıyor. Sahneler aşırı derecede zayıf. Kurgu yok.
    Deniz O.
    Deniz O.

    Takipçi 170 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    3 Mayıs 2015 tarihinde eklendi
    “Dünyanın temellerini önüne serdiğimde neredeydin? Gündüz yıldızlar birlikte şakırken ve neşeyle Tanrının bütün çocukları neşe çığlığı atarken.” (Job 38:47

    The Tree of Life, üç oğlandan birini kaybeden bir aileyi konu alıyor. Bu kayıptan etkilenen çift ve onların ilk oğulları üzerinde geçiyor olaylar. Düzenli kiliseye giden çift bunun neden başlarına geldiğini sorgularken, filmde en ilginç bölümlerden biri ise evrenin, dünyanın ve yaşamın başlamasına ilişkin muazzam sahneler...

    Filmde doğa yolu diye aldandırılan Matrix’in içindeki hayat ifade edilir. Hiç memnun olmayan, hiç yetinmeyen ve mutsuz olmak için bir sebep bulan zihin yapısı... Diğeri ise evren ile bir olduğumuz akışta yaşadığımız, kişilik dediğimiz maskelerin atılmış, unutulmuş olan... Varlığın sonsuzluğa uzandığı...

    “Hayatta bize iki yol öğretilir. Biri doğanın yolu, biri lütuf yoludur. Hangi yoldan gideceğinizi seçmelisiniz. Lütuf yolu, kendini memnun etmeye çalışmaz. Unutulmaya, boşlukta var olmaya doğru yol aldırır. Hakaret ve yaralanmaları önemsiz kılar. Doğa yolu, sadece kendini memnun etmeye çalışır. Diğerlerinin de memnun etmesini ister. Patronluk taslamayı sever. Kendine ait bir yolu vardır. Mutsuz olmak için neden bulur, etrafında parlayan dünya için de...”

    Baba ise hayallerinin peşinden gitmemiş, mevcut durumundan memnun olmayan biri. Çocuklarını kendi doğrularına göre büyütmeye çalışan sert bir baba, zaman zaman eşini de suçlayan... Yaşadığı dualite, hayalinde olması gereken kişi ile yaşamındaki olduğu kişi arasındaki fark... Filmin sonuna doğru kendisini şöyle ifade eder:

    “Sevilmek istedim, çünkü harikaydım. Büyük adamdım.Bir hiçim. Etrafımızdaki yüceliğe bak. Ben utanç içerisinde yaşadım. Yüceliği görmedim ve onu onurlandırmadım. Ben aptalın tekiyim.”

    Tamamı... Blog'da!
    potasyum
    potasyum

    Takipçi 531 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    5 Ekim 2012 tarihinde eklendi
    Hayat Ağacı filmi kolay bir film değil .Öyle bir filmki aynı anda iki kişi izlediği zaman film sonrası yorumları birbirine zıt olacak şekilde potansiyelede sahip ama ben beğendim.Özellikle o harika müzik eşiliğinde Big bang sahnesi ve dünyamızın geçirdiği merhaleler belgesel tadındaydı.
    sinema
    1 ziyaretçi
    5,0
    18 Ağustos 2012 tarihinde eklendi
    Gerçek hayat gibi bir yapıt. Bir sanat şaheseri. Yönetmenin ustalığı belli oluyor. Her ayrıntıyı muhteşem bir şekilde çekmiş. Hayattan sahneler, kareler getiriliyor gözümüzün önüne. Doğanın güzellikleri, bir ailenin hem yaşadığı dram ve mutluluk ikisi de bir arada. Çocukların bahçede özgürce oynadığı sahneler, o doğal duygusal anlar. Çok derin ve samimi bir film. Biranda filmin kesilip belgesellik görüntülerin ve klasik müziğin girdiği sahneler. İnsanın tanrıya olan bağlılığı. Babanın çocuklarına karşı duyduğu karşılıklı sevgi ve annesinin çocuklarına duyduğu sonsuz sevgi. Yaşamın iyi tarafları, mutluluk tabloları gözümüzün önüne serilmiş. Doğal ve samimi insanların, ağaçların, denizlerin, mutluluğun arasında geçen hikayede çok az konuşma ve söz olmasına rağmen o rüzgar kadar sessizce söylenen her söz taş kadar ağır ve etkileyici zaten söze ne gerek var ki muazzam görüntü sizi yerinizden alıp başka dünyalara sürüklüyor başka bir hayatın içine. Her ayrıntı en muhteşem haliyle çekilmiş. Oyunculuklar gerçekçi ve ciddi. Tek kelimeyle rüya gibi bir film. Kurgusu kimin umurunda, görüntüsü ve sanatı yeter. Başyapıt niteliğinde. Sanatın seviyesinin had safhada olduğu bir film. Kesinlikle görülmeli
    MojoRising
    MojoRising

    Takipçi 380 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    26 Temmuz 2012 tarihinde eklendi
    Film için lirik bir başyapıt demek isterdim ama ne yazık ki bu kadar büyük laf etmek bu filmi de beni de aşar. Evet deneysel bir film, klasik müzik eşliğinde zaman zaman insanın içini okşayan bir dinginlikle akıyor ama bundan daha fazlası değil kanımca. Birçok eleştirmen 2011 yılının en iyi filmlerinden birisi olarak gördüğünü dile getirdi filmi. Hatta 2001: A Space Odyssey filmi kadar kaliteli ve benzersiz bir film olduğunu düşünen eleştirmenler bile var (Beyazperde'nin sinema eleştirmeni Kaan Bey gibi). Ben ise filmin o seviyelere çıkamadığını düşünüyorum. Belki filmin tonu o filme yakın ama entelektüel boyutu ve seyir zevki o filmin sularına yaklaşamıyor ne yazık ki. Malick kişisel bir film çekmek istemiş, anlaşılan kendi çocukluğundanda izler taşıyan bu filmi bir ''hedef'' olarak yıllardır zihninde saklamış. Ticari kaygılardan iyice kurtulduğu ''ustalık'' döneminde de, kafasının bir köşesinde yıllardan beri duran bu projeyi artık perdeye dökmenin zamanının geldiğinin farkına varıp filmi peliküle aktarmış. Zihnini bir güzel temizlemiş, sanırım kendisi için bir nevi meditasyon olmuştur bu film. Malick ustanın ailesi sandığım perdedeki aile (ki bence öyleydi) ile kendi ailem arasındaki yakınlık sebebiyle filmi tamamen tu kaka edemedim. Ama bu yakınlığı kendi hayatında görmeyen bir izleyici için film çok fazla birşey ifade etmeyecektir ne yazık ki. Final sahnesi ve Jessica Chastain'nin oyunculuk performansı oldukça başarılı hakkını teslim etmek lazım. Görsel olarakta film kusursuza yakın. Ama yarınlara kalabilecek bir film olabileceği konusunda kuşkularım var. Özellikle entelektüel boyutunun bu tarz bir filme göre biraz sönük kalması sebebiyle.
    Pınar Güner
    Pınar Güner

    Takipçi 17 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    3 Mart 2012 tarihinde eklendi
    Daha önce Days of Heaven, The Thin Red Line ve The New World gibi nitelikli filmlere de imza atmis olmasina karsin çogu izleyicinin kült film Badlands ile tanidigi Terrence Malick, Amerikan çagdas yönetmenleri arasinda parmakla gösterilen bir yönetmendir. Hayat Agaci ise uzun araliklarla film yapan bu saygin yönetmenin heyecanla beklenen yeni filmi.
    1950’li yillarda huzurlu bir sekilde Orta Bati Amerika’nin banliyösünde yesillikler içindeki evlerinde yasayan anne (Jessica Chastain), baba (Brad Pitt) ve üç erkek çocuktan olusan ailenin yasami, ogullardan birinin intihar ettiginin sezdirilmesiyle sarsilir. Aile içi iliskiler annenin sesli anlatimindan, ardindan özellikle büyük ogul Jack’in (Sean Penn) gözünden ‘nerede yanlislik vardi’ sorusunu merkez alarak irdelenir.
    Hayat agaci üç formda, ritim ve görsellikle anlatiliyor. Yaprak hisirtilari… Yemyesil ve hüzünlü bir sokagin her daim los evlerinden birinde mutluluk masalini ya da uykusunu yasayan ailesini anlatan duru bir kadin sesi… Rüzgârin sesinde agir çekim dans edercesine hareket eden, hafifçe küçük ogullarina dokunan saydam tenli kadin…
    Gündelik gerçeklige ayak uyduran bir yaklasimla kamera hizi ve çekisindeki degisikle birlikte isigin arttigi yeni formatta karelerle ogullarindan birinin ölüm haberinin geldigini anne ve babanin yüzlerinden anladigimiz hatiralardan örülü format.
    "Nerede yanlis yapilmisti ?" tümcesi odaga yerlesmesinin ardindan, dünyada yasamin ortaya çikisindan, dinozorlarin var olup soylarinin tükenmesine, ana rahmine düsen cenine kronolojik yapida fantastik bir görsellikle estetize edilmis bir belgesel tadindaki farkli bir görsellikle üçüncü bir yapiyla karsilasiriz.
    Film ilkin masalsi gerçekçi, ardindan gündelik gerçek yasamdaki anilari desen flashbackler, bu üçüncü fantastik anlatis formuyla döngüsel olarak yineleniliyor. Belki de filmin Cannes 2011 Altin Palmiye Ödülü’nü alisindaki en büyük etken de farkli formlarda islenen bu döngüsel yapi.
    Gri bir gökyüzü altinda gölgeli agaçlik bir alanda kurulmus Amerikan banliyösünü atmosfer alan ve aile içi iliskileri yapmaciksiz irdeleyen filmde, huzurla baski, sevgiyle nefretin iç içe. Söylemeyen ama sezdiren, seyirciden katilim bekleyen, isledigi anne karakteri gibi solgun, gürültüsüz ve sonsuzluk hissi uyandirmasiyla derinlik yaratan üzgün bir film.
    Son dönemlerde farkli bir anlatim düzeyinde ve kesinlikle sanatsal olan bir film varsa o da süphesiz Hayat Agaci. Çocuklar arasi iliskilerde Polanskivari izler olsa da sinema dilini, görselligi kullanisindaki ustalik ve yenilikle özgün ve deneysel bir film. Tüm bunlar saygiya deger ama maalesef filmin rahatsiz edici olmasina engel degil. Belki de amaç tam da bu, kim bilir?
    bibi g.
    bibi g.

    126 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    23 Şubat 2012 tarihinde eklendi
    güzel çekilmis keyifli bir film , bazi sahnelerin uzunlugu can sikici olmus ama izlenebilir.
    sabiha g.
    sabiha g.

    Takipçi 130 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    23 Şubat 2012 tarihinde eklendi
    sizi içine almakta zorlanan yavas bir film , güzel çekilmis çok iyi sahne planlari var .
    Sine Can
    Sine Can

    Takipçi 87 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    23 Şubat 2012 tarihinde eklendi
    bence gerçekten çok güzel bir film , manzaralar, görüntüler , hepsi birbirinden güzel
    Aysu Gokova
    Aysu Gokova

    Takipçi 157 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    23 Şubat 2012 tarihinde eklendi
    Brad Pitt ve Jeddica Chastain için izlenebilir bir film ama onun disinda ne anlatmaya çalistiklarini bilmiyorum.
    Evleniyoruz Eğleniyoruz
    Evleniyoruz Eğleniyoruz

    Takipçi 113 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    23 Şubat 2012 tarihinde eklendi
    Psikoterapinin kötüye kullanilmasi hem saglik hem de sinema için tehlikeli !
    bestflasher
    bestflasher

    Takipçi 31 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    5 Şubat 2012 tarihinde eklendi
    The Artist filminde bile daha çok replik vardı herhalde..
    Görüntü Yönetimi dalında oscar alabilir.
    kemerlee
    kemerlee

    Takipçi 693 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    4 Şubat 2012 tarihinde eklendi
    Bir Terrence Malick filmi değince uzun sakin sekanslar, mistik müzik, muhteşem doğa manzaraları, ve hayatın anlamını sorgulayan karakterler beklersiniz.Bu filmdede bunların hepsi var ama sorun film sadece bunlardan oluşuyor, oğullarının ölümü üzerine bir ailenin neler hissettiğini binlerce(wallpaper'lık görüntü) etkileyici doğal manzarası, bazen klasik bazen mistik müzik o an ne anlatmaya çalıştığını betimleyen üç beş replik halinde ilerliyor.Filmin 3/2'si bu şekilde geri kalanı ise evin büyük oğlunun gözünden büyüme sancıları ve kardeşiyle olan anıları diye tanımlayabiliriz.Sean Penn dediği gibi''Bana göre açık ve daha anlaşılır bir anlatım filmin güzelliğini ve etkisini daha arttırabilirdi.Dürüst olarak söylemem gerekirse, hala o filmde ne yaptığımı ve içeriğine nasıl bir katkıda bulunduğumu anlamaya çalışıyorum''.Bazı dahiler! filmi bir başyapıt yada şahaser olarak tanımlayabilir.Açıkçası film varoluşu ve ölümü sorgulayan ama tam olarak hiçbirşey söyliyemeyen havada asılı kalan bir deneme kesinlikle fazlası değil. 10/3
    hero47
    hero47

    Takipçi 35 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    2 Şubat 2012 tarihinde eklendi
    Insan gelisimini evrenin big-bang'den itibaren olan gelisimiyle paralel bir anlatimla ifade ettigi icin kesinlikle tavsiye ederim.
    Ayni zamanda bir cocugun travmasini anlatmasi yonunden de cok ic karartici.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top