Barry Lyndon: en yeniler yorumlar

Bu film benim için bir başyapıt. Stanley Kubrick'in neredeyse her filmi bir başyapıttır zaten. Sinemanın en efsane yönetmenlerinden biri olduğunu bu filmde de kanıtlamış. Film adeta sizi 18. yy Britanyasına götürüyor. Orada yaşanan olayları sanki oradaymış gibi izlettiriyor. Stanley Kubrickîn mükemmelliyetçi bir yönetmen olduğunu bu filmde açıkça anlıyoruz. Filmin hikayesi; Barry İrlanda'da yaşayan bir çiftçidir. Kuzeni Nora'ya aşık olur ama Nora bir İngiliz Yüzbaşısına aşıktır. Barry kuzeninin başka biriyle olmasını asla istemez ve Yüzbaşıyı düelloya davet eder. Düelloda galip gelen Barry'dir. Artık beri İrlanda'dan ayrılmak zorundadır. Başına nelerin geleceğini bilmediği bir yolculuğa çıkar. Yolda soyulur. Daha sonra İngiliz Ordusuna dahil olur. Orduya girdiği zaman savaş bakımından tehlikeli zamanlardır. Avrupa'da Yedi Yıl Savaşları(1756-1763) yaşanıyordur. Fransızlarla bir mücadelenin içinde bulunan Barry savaş sırasında ordudan bıkarak kaçmaya karar verir. Almanya'da bir çiftçi kadının evine konaklar. Daha sonra Prusya Ordusuna dahil olur. Bir yüzbaşı tarafından kendisine bir şövalyenin casusluk yapıp yapmadığını kontrol etmesi için onu şövalyenin yanına uşak olarak gönderir. Daha sonra Barry şövalyeyle birlikte ülkeden kaçarlar ve Barry özgür olur. Daha sonra Lyndon ailesinden Lady Honoria ile karşılaşır ve ona aşık olur. Daha sonra onunla evlenirler. Barry bundan sonra aşkını yitirecektir ve çöküşe doğru yol alacaktır. Filmin hikayesi genel olarak böyle. Sonunda Barry annesiyle memleketine dönmek zorunda kalacaktır. Film muazzam bir dönem filmi. Birçok dönem filmi izledim ama bu bir başkaydı. Mekânlar gerçekten inanılmazdı. Film sanki 18 yy da çekilmiş gibiydi. Kullanılan klasik müzikler bir harikaydı. Müzikler çok doğru yerde kullanılmıştı. Gereksiz sahne neredeyse yoktu. Bazı sahneler gereğinden fazla uzatılmış olabilir ama hiç kötümsenecek bir şey değildi bence. Filmin görüntü yönetmenliği de mükemmeldi. Bazı kareler adeta tablo yaptırılıp duvara asmalıktı. Filmde o yeşil renkli doğa, karanlık odalardaki mumlu sahneler çok güzel resmedilmişti. Film, son sahnedeki yazıdan da anlayacağımız üzere tarihte birçok insanın yükselme arzusu yaşayıp sonra ölünce hiçbir önemi olmadığını, zengin-fakir her insanın eşit olduğunu vurgulamış. Filmdeki mekânlar gerçekten çok cezbediciydi. Sanat yönetmenliği de çok başarılıydı. Bazı sahnelerde güzel dramatik dokunuşlar vardı. Oyunculuklar da canlandırdıkları karakterleri döneme çok uygun bir şekilde sergilemiş bence.
Genel olarak bakacak olursak; film bana tarihte yolculuk yaptıran, hikayesiyle, sinematografisiyle, kurgusuyla, mekânlarıyla, yansıttığı doğayla benim için bir başyapıt olan 4 Oscar kazanan bir filmdi.
Filme verdiğim puan= 9,4

Tarihi film çekmek oldukça zordur ama Kubrick bu işin de üstesinden gelmiş.Barry Lyndon mükemmel manzaraları,oyunculukları ve etkileyici dramatik kurgusuyla usta'nın izlenmeyi hak eden filmlerinden.8/10

Son zamanlarda izlediğim en iyi dönem filmiydi.. Müzikleri özenle seçilmiş ve yerli yerince kullanılmış. Öyle ki; Sizi adeta atmosferinin içine alıveriyor.. Resmen kendinizi 1700'lü yılların içinde buluyorsunuz.. Ayrıca Kubrick, O yıllardaki Mum ışığıyla sağlanan oda aydınlatmalarını düşünerek, NASA'nın uydu fotoğraflamada kullandığı Zeiss markalı merceğini(f0.7), Çok önceden satın aldığı bir BNC kameraya uygun hale getirerek kamerayı baştan yaptırdı. Ve istediğini alan Kubrick, Meşhur mum sahnelerini mercekleri tamamen açarak ve hiç ışık kullanmadan, doğal yollarla çekti.. Mum sahneleri tam anlamıyla bir görsel şölendir benim için. Ayrıca bir söylentiye göre; Filmde kullandığı klasik müzikleri bir odada aylarca düşünerek ve tasarlayarak büyük bir titizlikle seçmiştir.. Bu da Stanley Kubrick dehasının ne kadar detay manyağı ve mükemmelliyetçi olduğunu gösteriyor. 2001: A Space Odyssey ve A Clockwork Orange filmlerinde de olduğu gibi; Barry Lyndon'da da, Baştan sona bir klasik müzik şöleni görüyoruz adeta. Franz Schubert'in Piano Trio in E flat, op. 100 adlı parçası eşliğinde Mum ışığında çekilen Seduction sahnesi benim için en etkileyici sahnelerden biriydi. Özellikle Çalan parçanın sahneyle uyumu dikkat çekiciydi.. Filmin süresi 3 saat gibi uzun bir süredir. Ve film genel olarak uzun diyaloglara, yavaş işleyişe sahip. Film, süresinin uzunluğu nedeniyle Amerika'da tepki çekse de, Avrupa'da büyük ilgi odağı olmuştur. Barry Lyndon, Standart bir filme göre daha uzun olsa da, filmde kullanılan Dekorlar, Giysiler, Mekanlar, Oyunculuklar ve Müzikler o kadar etkileyiciydi ki.. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile. Ve Konunun işlenişi mükemmeldi.. Yine de, sabırsız izleyici kesiminin sıkılacağını ve filmin yarısına gelmeden çıkacaklarını düşünüyorum.. Kubrick'in diğer filmlerinde de olduğu gibi; Sabır ve dikkat gerektiren filmlerden biri. Bu filmde, Talihin insanı nasıl yükseklere çıkarıp, Fazla hırsın ve açgözlülüğün insanı ne noktalara düşürdüğünü görüyoruz.. 18. Yüzyıl Avrupasında patlak veren Yedi Yıl Savaşları sırasında geçen film, İrlandalı bir serüvenci olan genç Redmond Barry'nin savaşlara katıldıktan sonra soylular arasına girmesini, yükselişini, servete kavuşmasını, dul bir soyluyla evlenerek Barry Lyndon ünvanını alışını, Sonra da gözü daha yükseklerde olan Barry'nin hırslarına ve açgözlülüğüne yenilerek yeniden sefalete düşmesini anlatmaktadır.. Dikkatli izlerseniz, A Clockwork Orange'da oynayan oyuncuların çoğu, Bu filmde de rol almıştır. Gözüm Malcolm McDowell'ı aramadı değil, McDowell gibi başarılı bir oyuncu böyle bir film'e çok yakışırdı kanımca.. Ve 2001: A Space Odyssey'de de olduğu gibi; Kubrick bu filmde de Kızı Vivian'ı oynatmıştır. Dönem filmlerini sevipte bu film'i izlemeyen arkadaşlar, Çok şey kaybediyorsunuz demektir.. 5/5

uzun süresi çekinmenize asla neden olmasın.Senaryosuyla, oyunculuklarıyla,müzikleriyle ve manzaralarıyla tablo gibi bir film izleyeceğinizden emin olun 9/10

Bu filme kötü,eh fena değil,idare eder,izlemesen de olur vs vs vs diyenler... Siz sinema nedir ne demektir önce onu öğrenin :)

Her telden çalmayı seven ve bunu yaparken de hiç aksamayan, hiç sırıtmayan Kubrick'in, 1760 civarı yıllarda geçen tarihi filmi. Bir kitap uyarlaması. Süresi oldukça uzun, zaten iki ayrı film izliyoruz da diyebiliriz "Barry Lyndon"da. İki ayrı bölüm halinde verilmiş yönetmen tarafından. İlkinde biraz daha "Kubrick mizahı" varsa da, ikinci bölümde ve finalde dram daha ağır basıyor, bir ağırlık çöküyor git gide filmin üzerine. Özellikle Ryan O'Neal ve girip çıkan diğer karakterler oldukça başarılılar. Müziklerinden kostümlerine, mekanlarına, kaliteli bir dönem filmi bir kere. Hikaye anlatımı konusunda sinema tarihinin en başarılı yönetmenlerinden biri de kadroda olunca, bu uzun süre çok da yıpratıcı gelmiyor. Sürükleyicilik üst düzeyde zaten. Pek çok farklı olaylar oluyor Barry'nin hayatında. Bunları izlemek, izlerken şaşırmak keyif veriyor. Dediğim gibi finale doğru keder seviyesi yükseliyor ve Kubrick, üç koca saatin ardından, bize izlettiklerini kusursuz bir biçimde özetleyen, düşündürücü, çok kısa ama çok etkili iki üç cümle ile perdeyi kapatıyor.

İzlediğim en ilginç filmdi.

İlk kez görüntü, renkler, ışık, özellikle kostümler ve müzik seneryonun önüne geçti.

Filme başından sonuna kadar karabatak gibi bir karekter bir orda bir burda bir kendini yükselten egosuyla futursuzca bir yaşam sürüyor. Bu yaşamda ne var ki film olmuş demenize kalmıyor, Gözünüz renk, ışık, müzik ve kostümlerle ard arda kamaşmaya başlıyor.

İlk kez mum ışığının bu kadar iyi kullanıldığı, yapım yılına göre mükemmel renklerin olduğu, kostümlerin bir sanat eseri olduğu, yardımcı rollerin bile çok iyi olduğu bir aristokrasi filmi izledim.Ne kadar değişik bir yaşantıları olduğuna dikkatinizi çekmek isterim. Para o zamanda herşeyin yaratıcısı.

O'neal çok iyi oyunculuk çıkarmış, diğer rollerde öyle. Ben dikkatinizi Dominic Savage e çekmek istiyorum (Genç Bullingdon rolünde), çocuğun gözündeki sinsi akıllılığı mutlaka hissedin.

Tablo gibi bir film izlemeye hazır olun ve mutlaka izleyiniz.

Büyük Usta Kubrickin en sıkıcı ve en kötü filmi bitirdikten sonra Kubrick nasıl çekmiş neden çekmiş bu saçmalığı diye düşünmekten kendimi alamadım.

Kubrick in en zayıf filmi ama film kötü mü kesinlikle hayır.Uzun süren filmde bir adamın hayatına,hikayesine tanıklık ediyoruz adeta.Muhteşem orantı takıntılı Kubrick filmin her sahnesinde ben muhteşem bir yönetmenim mesajını bize sağlam bir şekilde iletiyor.Barry Lyndon bir başyapıt değil benim için ama yinede her yönden başarılı bir sinema filmi 6.5/10

uğur tazegül.......................tolga_taze24@hotmail.comfilm hakkındaki yorumum aslında fazla söze gerek yok tam bir kilometre taşı yönetmenlik ve oyunculuk dersleri dört dörtlük bir klasik hala izlemediyseniz sinema hakkında çok şey kaçırıyorsunuz demektir7 Oscar adaylığı, 4 Oscar Ödülü: En İyi Sanat Yönetmeni, En İyi Sinematografi, En İyi Kostüm, En İyi Müzik, En İyi Yönetmen, En İyi Film, En İyi Uyarlama Senaryo2 Golden Globe adaylığı: En İyi Yönetmen, En İyi Drama Filmi5 bafta adaylığı, 2 bafta Ödülü: En İyi Kurgu, En İyi Yönetmen, En İyi Sanat Yönetmeni, En İyi Kostüm, En İyi Film

Filmdeki tarihi atmosfer, mekanlar, dekorlar, müzikler, kostümler, görsel sanatlar, her yönden etkileyici, güzel ...İrlandalı Barry Lyndonın inişli çıkışlı hazin dolu hayatı tarihi bir atmosferde anlatılmış ... Filmin süresi biraz uzun olmasına rağmen izlenmesi gereken bir Kubrick çalışması ...

bir filmde arayacaginiz hersey.. kim inanir bu filmin 1975 yilinda cekildigine.. cekimler, isiklandirma, oyunculuklar tek kelime ile muazzam. mükemmel bir basyapit gercekten... tema müzigine de deginmeden gecmemek lazim...8/10

sanat yönetimi,görsellik ve müzik muazzam düzeyde yani kusursuz.tek sorunu süresi...ama yeryüzünün gördüğü en iyi yönetmenin hatırına bu sorunda görmezden gelinebilir kanısındayım.kubrick in çalışmasına şahit oluyorsunuz olacak o kadar.

Görsellik, kostümler, müzik, konu, işleniş hepsi mükemmel. Kubrick olası tarzının dışına çıkarak yine insanları şaşırtmayı başarmış. 7. sanat adına güzel bir sanat çalışması...

Kubrick 1-2 filmiyle beni hayalkırıklığına uğratmıştı ama bu filmle ona olan saygım arttı...