Doğrusunu söylemek gerekirse Mustafa belgeseli;hem teknik olarak hem de görsel açıdan iyi bir film aslında.Başarılı canlandırmalar ve Goran Bregovic imzalı güzel müzikleriyle takdiri hak ediyor.Ama gelgelelim Can Dündarın yazıp yönettiği bu belgeselin,aldığı tepkilerde de büyük haklılık payı olduğunu belirtmek gerekir.Film aslında ilk falsosunu sultan Vahdettinin,Gazi Mustafa Kemali devleti kurtarmak için şark vileyetlerine yolladığı saçmalığıyla veriyor.Biz de bu arada Dündara ilk küfürümüzü etmiş oluyoruz.Daha sonraları Atatürkün 1923de gazeticilerle yaptığı şu meşhur konuşmasına değiniyor film.Ve orada gazeticilere yayımlanmamak,gizli kalmak şartıyla sözümona Kürt kökenli vatandaşlarımıza anayasada yerel özerklik vereceğini söylediğinden bahsediyor Dündar.Öyle ki bugün Mustafa Kemalin bu konuşmasında gerçekten ne demek istediğine dair tarihçiler bile ikiye bölünmüşken,bir de üstüne üstlük Gazinin aynı konuşmasının başka kaynaklarda daha farklı yer alması ve Atatürkün orada bir nevi(bir tür)özerklikten bahsettiğini,Kürtlere özgü bir özerklik lafı etmediğini söyleyen aydınlar,profösörler de varken Can Dündarın çıkıp henüz netleşmemiş böyle bir konuda kesin bir yargıya varması bir hayli düşündürücüdür.Biz de sevgili Can Dündara ikinci küfürümüzü filmin tam da bu bölümünde ediyoruz.Kaldı ki; Sevr antlşmasında da işgal devletleri,Kürtlerin sayıca üstün bulunduğu bölgelerin yerel özerkliğinin verilmesini talep ediyorlar Osmanlıdan.Sevri yırtıp atmış bir liderin böyle bir söz ettiğine ya da böyle bir şeyi kastettiğine inanmak çok;ama çok saçma oluyor gerçekten.Aslına bakarsanız;Atatürkün çocukluğu,gençliği,askeri dehası ve askeri başarılarının anlatıldığı ilk yarısı çok iyi belgeselin;fakat ikinci yarısı başladığında;yani film,Atatürkün siyasi başarıları ve eşsiz devrimlerine geldiğinde Dündar;adeta midesindekileri kusuyor.Atatürkün en yakın arkadaşlarını bile idam sehpasına çıkarttığından,muhalefeti susturmak istediğinden,ülkede sürekli darağaçları kurulduğundan,otoritesini sağlamlaştırmak için oraya buraya heykellerinin yaptırıp diktirdiğinden (Bunlar anlatılırken filmde arka fonda gerilim müziği çalıyor.) sözediliyor.Can Dündar;Mustafa Kemalin ülke ekonomisindeki başarılarının da hakkını tam olarak veremiyor.Gazinin elde yok avuçta yokken ekonomide o yıllarda bir inanılmazı başardığını göremiyor anlaşılan.Savaştan yeni çıktığımız,yok olmanın eşiğinden döndüğümüz yılların Türkiyesinde Atatürk;bir yandan Osmanlıdan kalan borçları öderken bir yandan fabrikalarıyla,çiftlikleriyle,tarımdaki başarılarıyla Dünyada 1929 ekonomik bunalımının yaşandığı bir dönemde ülkesini krizden en az etkilenen ülke haline getirmeyi başarıyor.(Şimdilerde kriz bizi teğet geçecek diyen başbakana duyurulur) Üretimden yoksun bir ülkeyi,kısa zamanda üretimde milli bir ekonomi yaratarak yükseltiyor.Türkiyede Atatürkün ekonomideki bu başarılarının benzerlerinin onun ölümünden sonra yapılamamış olması da dikkat çekicidir.Ömrü hayatı cephelerde,orduların başında,savaşlarda geçmiş bir liderin ülkesini yok olmaktan,parçalanmaktan kurtardıktan sonra Cumhurbaşkanı olduğunda sıkılması gayet mümkündür.Ancak Dündarın bunu bu kadar abartması da anlamsız.Sonuç olarak Mustafa belgesi;Dündarın bir belgesel filmde asla olmaması gereken kişisel yorumlara yer vermesi,Atatürkün akeri dehalarını haklı olaraka överken,siyasi başarılarını haksız yere yermeye,onun demokrasi anlayışını küçümsemeye çalışması üzücüdür.