Hesabım
    Özgürlük Yürüyüşü
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Özgürlük Yürüyüşü

    Kanlı Pazar ve siyahlara özgürlük getiren adam!

    Yazar: Murat Tolga Şen

    Dr. Martin Luther King, Jr. (d. 15 Ocak 1929 - 4 Nisan 1968) Afro Amerikalı Baptist papaz ve Amerikan yurttaş hakları hareketi önderi. Önemi doğrultusunda da daha önce pek çok kez beyazperdede izlediğimiz bir karakter…

    Özgürlük Yürüyüşü, King’in önde gelen siyah hakları örgütlenmelerinin de kısmi katılımıyla, 1965 tarihinde Selma şehrinden eyalet başkenti Montgomery'e düzenlediği bir yürüyüşün hikayesi… 25 Mart tarihindeki ilk deneme kızgın beyazların ve polisin şiddet uygulaması nedeniyle iptal edildi. Bu şiddet o kadar yoğundu ki 25 Mart 1965, ABD tarihinde ‘Kanlı Pazar’ olarak anıldı ancak Kanlı Pazar, Yurttaş Hakları Hareketine halk desteği sağlanması konusunda bir dönüm noktası oldu.

    Özgürlük Yürüyüşü, King’in daha önceki eylemlerine de sözsel atıflar yapan, onun eşitlik hareketindeki önderliğinin altını çizerken karakteri romantikleştirme tuzağına düşüyor. Örnek; Martin Luther King 25 Mart’taki yürüyüşe liderlik etmedi, bir sonraki yürüyüşte ise arkasına aldığı kamuoyu ve medya desteğine ve polisin bariyerleri kaldırmasına rağmen yürüyüşü sonlandırdı ve geri çekildi. Bu tavrı bugün bile tartışılırken film bu konularda son derece bağışlayıcı ve King’in otoritesine zarar vermeyen bir yaklaşım sergiliyor. Neredeyse bir Martin Luther King güzellemesi oluyor.

    Filmin altını çizdiği bir başka nokta ise King’in ABD’nin ideallerine bağlı bir vatansever ve ‘çok iyi bir Hrisitiyan’ olduğu… King’in Vietnam savaşı konusunda sert eleştiriler yaptığını biliyoruz. 4 Nisan 1967 yılında, New York City Riverside Kilisesinde - öldürülmesinden tam olarak 1 yıl önce- Vietnam’ın Ötesi: Sessizliği Kırmanın Zamanı başlıklı konuşmasını yaptı ve ABD'yi "bugün Dünya'nın en büyük şiddet sağlayıcısı" olarak adlandırdı. Aynı zamanda Kuzey Vietnam’ın toprak reformunu da övdü.

    Oysa filmdeki Martin Luther King, Kanlı Pazar’da siyah vatandaşlar dövülerek perişan edildikten sonra “ABD, Vietnam’a binlerce asker gönderiyor ama kendi ülkesindeki vatandaşlarını koruyamıyor” diyor. Yani otoriteye karşı savaş açarken başka bir otoriteden medet umuyor. Martin Luther King’in Gandi’vari pasifist eylem yaklaşımı ve uzlaşmacı hak arayışı filmde bir anda otoriteyle el sıkışmak isteyen adam portresinin çizilmesine yol açıyor.

    Elbette, bunlar zamanın mayaladığı tartışmalar. King, halkı için mücadele ederken pek kimselere de yaranamamış tarihi karakterlerden, İrlandalıların Michael Collins’ini tanısa iyi arkadaş olurlardı şüphesiz. Mücadelesi sırasında da en büyük eleştiriyi kendi ırkdaşlarından alıyor, örneğin Malcolm X, King’in eylem tarzından nefret ediyor. Onu yeni bir Tom Amca’nın Kulübesi romanındaki baş karaktere benzeterek neredeyse hakaret bile ediyor. Filmde de bir sahneyle bile olsa bu eleştiriler seyirciye gösteriliyor ancak yine bir King güzellemesine dönüşüyor. Malcolm X, King’in karısı Coretta’ya, onun amacını anladığını ve desteklediğini söylüyor, fonda yaylılar eşliğinde…

    Biyografi yazarı Taylor Branch'e göre, King öldüğünde 39 yaşında olmasına rağmen 60 yaşında bir insanın kalbine sahipti. Bunun nedeni 13 yıllık yurttaş hakları eylemciliği sırasında yaşadığı stres dolu yaşamdı. King, yaşamının son 13 yılında 34 yıl yani normal bir hayat yaşayan bir insana göre 2,5 kat daha hızlı yaşlanmıştı. Filmi “güzelleme yapıyor” diye yerdim ancak şimdi gel de böyle bir insana değer verme!

    Hollywood dramayı arttırmak için tarihi ve gerçek karakterleri değiştirir, bunu artık hepimiz öğrendik. Bunların ötesine geçersek; Özgürlük Yürüyüşü, bir Mississippi Burning (Alan Parker) ya da Malcolm X (Spike Lee) değil. O filmler kadar sert ve yalın bir gerçekliği ve dili yok, “karakter müsait değil” diyeceğim ama bir Gandhi (Richard Attenborough) de değil.

    Yine de, Özgürlük Yürüyüşü özellikle sanat yönetimi oldukça başarılı bir film… Çok fazla diyalog sekansına sahip olmasına rağmen kendi gerilimini ve finaldeki arınmayı sağlamayı başarıyor. Kurguda bazı karakterlerin rollerinin kırpıldığına dair şüphelerim var ancak ortalama bir oyunculuk ve Hollywood standartlarında zanaatkar bir yönetmenlik becerisine sahip.

    Özgürlük Yürüyüşü, siyah halkların ABD’deki özgürlük mücadelesine ve bu mücadelenin en önde gelen isimlerinden biri olan Martin Luther King’in hayatının önemli bir anını sinemalaştıran bir yapım olmuş, bu tür konuların meraklılarına öneririm. Filmin, “şiddet içermeyen özgürlük eylemleri” olumlamasına da katılıyorum. Şiddet şiddeti doğurur. Darısı ülkemizdeki hak ve özgürlük mücadelelerinin başına…

    Yararlanılan kaynak: Wikipedia Martin Luther King makalesi

    murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top