Hesabım
    Sabit Kanca
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Sabit Kanca

    Korkmayın içimizden geçmeyecek...

    Yazar: Duygu Kocabaylıoğlu

    Önce bir televizyon şov karakteri, sonrasında internet fenomeni olarak vücut bulan Sabit Kanca tiplemesi, sanal alemden sinemaya geçiş yapan Patlak Sokaklar-Gerzomat, Oğlum Bak Git gibi öncüllerinin izinde ilk sinema filmiyle bu Cuma seyircisinin karşısına çıkacak.

    Yakın dönem komedi filmlerimiz arasında tabir-i caizse modaya dönüşen bu akım, kendisine belli bir seyirci kitlesi hedefliyor, orası kuşkusuz. İstatiksel olarak 16-25 yaş aralığında öğrenci kesimini ve onların bir nesil üstü olan internet tüketicisini hedef tahtasına koyan yapım, filmin öyküsünde de bu damardan besleniyor.

    Yapımın senaristliğini ve yönetmenliğini ise İsmail Baki'nin televizyonda yayınlanan programını da çeken Alper Mestçi üstleniyor.  Başroldeki İsmail Baki Tuncer'e skeç yoldaşı Volkan Kantoğlu'nun ağırlıklı olarak eşlik ettiğini düşünürsek, ortada birbirine aşina bir ekibin işi var diyebiliriz. Hal böyle olunca ve İsmail Baki Tv adı altında yayınlanan taklit-skeç videoları internette yüz binlere ulaşınca, özenli bir çalışma bekliyor seyirci doğal olarak. Yoksa popüler kültüre mal olmuş ve hepimizin sosyal medyada arka arkaya paylaşıp, güldüğümüz, parçası olduğumuz güncel esprilerden sinema filmi yaratmaya itirazımız pek de yok - olmalı mı yoksa?

    Televizyondan beyazperdeye evrilen Sabit Kanca karakterinin sinema filmi beslendiği esprileri ve mecraları bir adım ilerisine taşıyamıyor, desek yalan olmaz. Bu noktada göze çarpan etken belki de filmin senaryo noksanlığı. En komik skeçleri arka arkaya düğümleyerek yaratılan kurgudan, tam bir komedi filmi çıkması biraz zorlama. Yoksa tarzı fenomenleşen Sabit Kanca'nın kendi tabiriyle "kombo" yaptığı arka arkaya komik cevaplar, zeka pırıltısı taşıyan espriler ve göndermeler elbette komik ve eğlendirici. Malzemenin komik ve güncel olmasında gerçekten sıkıntı yok; sorun doğru işlenememesinde.

    Filme gelecek muhtemel eleştirilerden biri de esprilerin yüzde 90 belden aşağı olması ve feministleri sinirlendirecek onlarca tabir içermesi ki biri zaten fragmanında da yer alan "içinden geçicem" alt başlığı. Bugün Türkiye'yi güldüren adam olarak Cem Yılmaz'ı tanımlarken, "espriler çok edepsiz!" demek ikiyüzlülük olur. Bir komedi filmi sokaktan, argodan, küfürden besleniyorsa bunda kızacak bir yön yok. Yeter ki eli yüzü düzgün bir senaryoya yedirilsin, düzgün bir kurgusal gidişle kotarılsın ve önümüze, perdeye öyle gelsin.

    Filmin senaryosundaki kimi noksanlıkların yanı sıra, kendi adıma İsmail Baki Tuncer ve Volkan Kantoğlu kimyasının biraz daha uyuşmasını umardım. Kantoğlu'nun canlandırdığı "tombiş" lakaplı sunucu rolü, fazlasıyla tutuk duruyor perdede. Oysa kısa televizyon skeçlerinde Kanca ve Tombiş'in elektriği en az espriler kadar seyirciyi çekmeyi başarıyordu. Kendi sahnelerindeki "laf dalaşı", popüler tabirle bir "tık" öteye taşınsa daha da keyifli bir seyirlik olabilir.

    Nihayetinde karşımızda amacı ve hedefi belli bir komedi yapımı var. Pek çok yerde yaptığı iyi göndermeler, sloganvari laflar çoktan gençlerin diline dolanmış bir karakter olan Sabit Kanca'nın filmi, bir devam yapımına ışık bırakacak biçimde bitiyor. Umarız gerisi daha bol kahkahalı ve dolgun bir anlatımla gelir...

    twitter: duygukocabay

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top