Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi: en yeniler yorumlar - Sayfa 2

Ön yargı ile yaklaşan arkadaşlar filmin sonunda sitede bir mesaj var ve kesinlikle izlemeyin şia filmi İran filmi diyenlere kulak asmayın kesinlikle insan olan herkesin izlemesi gerekiyor din mezhep ayrımı yapmadan herkese yapılan güzel Mesajlar var hristiyan Papaz'ın Hz Peygamberimiz için söylediği o güzel sözler hele hele ön yargı olmaz ve bir tehlikesi Yok
küçükken gözü görünüyor diyen eleştiri yapan kişiler var orda KABE Yİ ilk görüşü anlatılmakta biraz filme bakış açınızı değiştirin ve anlatılmak isteneni algılayın.
Bence on numara film yapmış çoğu kişi kıyaslama yapmaya başlamış bu film Doğumdan 12 yaşına kadar olan zamanı içeriyor çağrı filmi daha sonrası bekleyelim devamı gelirse yaparız kıyaslamayı
Ve kendisine emanet edilen ebu talib için bence söz söylemeye gerek Yok
Herkes çok çok iyi oynamış senaryo efektler sunum müzikler tam olmuş herkes izlemeli eleştirilere kulak asmayın sakın.

İran'lı Şii bir yönetmen MECÎD MECÎDÎ tarafından İran'da hazırlanan "MUHAMMED" adlı film, Türkiye'de galası yapılmak sureti ile beyaz perdeye yansıtıldı.Hurafe ve yalan üzerine inşa edilmiş film islam itikad ve inancına ters hezeyanlarla dolu.Bu konuda herkesi uyarmak ehli sünnet bir
Müslüman olarak boynumuzun borcudur.
Özellikle çocuklarımızı böyle yalan yanlış üzerine inşa edilmiş filimden uzak tutunuz..!!
Görüldüğü kadarıyla film, açıktan Şia reklamı yapmakta ve baskın bir Şia kültürü işlemektedir. Herşeyden önce film İran'da hazırlanmış, yönetmeni de Şii ve İran'lıdır.
Hz. Ebubekir, Ömer, Osman ve Aişe r. a gibi güzide sahabilere filmde hiç yer verilmemiştir. Çok az miktarda Hz. Hamza figürü varsa da bu şekliyle Hz. Hamza da eksik tanıtılmaktadır. Hz Peygamber s.a.v. de filmde gösterilmesi de dinen ciddi bir hatadır.
Ebu Leheb'in karısının, cariyeleri olan ve Peygamber Efendimiz'e çocukluğunda süt emziren Süveybe'yi, Peygamber efendimizi emzirmeden men ettiği bilgisi de kaynaklarımızla örtüşmemektedir.
Aynı şekilde, Şia-Ehli Sünnet kavgasının temelini güçlendirmek maksadıyla, daha Hz. Peygamber sav'in çocukluğu döneminde, Haşim oğulları ile Emevi soyu arasında bir kavganın olduğu savının işlenmedi gerçeğe aykırıdır.
Benzer şekilde film içeriğinde, hadislerde veya makbul İslam tarihi kaynaklarında doğrulanmayan pek çok uyduruk bilgiye yer verilmiştir.
Filmde ayrıca, Samanyolunun "sırlar dünyası" gibi, özü dinde olmayan çarpıcı bir gizemlilik de mevcuttur.
Bütün bunlar filmdeki şia propogandasını yansıtmaktadır.
Bunlardan başka filmde, Yahudiler, Hırıstiyanlar ve papaz Bahira, Hz. Peygamber'e sahip çıkıyor gösterilerek "diyalog" teması işlenmektedir. Buna da
قل يا اهل الكتاب تعالوا الى كلمة سواء بيننا وبينكم
"=Ey Ehli Kitap, sizinle bizim aramızdaki ortak kelimeye geliniz ki o ...."
ayeti delil gösteriliyor. (Bu ayeti bu günkü "diyalog"a delil göstermek kişiyi küfre sokar. Çünkü ayet, Allah ve Rasülüne imanda bir araya gelmeyi emrediyor.
Sözkonusu film, İran devletinin sahada göstermiş olduğu kanlı eylemlerini, akıttığı onca ehli sünnet müslüman kanı yanında birde sanat Teması ve sinema yolu ile de beyinleri harap etme fikri gütmektedir...!!!!!

Yazının sonunda söyleyeceğim şeyi başında söyleyeyim:
İranlı / Şiî yönetmen Mecîdî'nin Hz. Peygamber'le (sav) ilgili filmi, ne kadar etkileyici olursa olsun, sonuçta Hz. Peygamber'i (sav), İslâm'ın adım adım kurulduğu, teşekkül ettiği, şekillendiği dünyayı, duyarlıkları, ilkeleri, akîdeyi heretik Şiî duyarlıklarla anlatan, büyük sahabileri gözardı eden, Peygamber şuurunu ve dolayısıyla İslâm kavrayışını Şiî duyarlıklar üzerinden silbaştan tarif ederek, Ehl-i Sünnet ana caddeyi yerle bir edecek son derece tehlikeli bir film.
Hz. Peygamber'in (sav) konumunu sarsmaya, Ehl-i Sünnet Omurga'yı çökertme'ye dönük küresel sinsi bir projenin kilometre taşlarından biridir bu film.
MECÎDÎ, DÜNYA ÇAPINDA BİR YÖNETMENDİR AMA...
Önce bir hakkı teslim edelim:
Mecid Mecîdî, sadece İran'ın değil, dünyanın en parlak film yönetmenlerinden biridir. Kendine özgü şiirsel bir film dili geliştirmiş bir yönetmendir Mecîdî. Sadelikte derûnîliği, derûnîlikte sadeliği yakayabilmiş, İran'ın geleneksel sanat ve estetik birikimini, özellikle de mesnevî tarzını sinemaya uyarlamayı başarmış parlak bir sinemacıdır.
Adı, Tarkovsky'yle, Paradjanov'la, Semih Kaplanoğlu ve Aida Begiç'le anılmayı hakeden bir yönetmendir Mecîdî.
Mecîdî, öncü bir yönetmendir ama Hz. Peygamber'le ilgili yaptığı, bir trilojinin (üçlemenin) ilkini oluşturan son filmi, pek çok bakımdan tehlikeli bir filmdir.
Filmin neden tehlikeli olduğu meselesine geçmeden önce film dili ve estetiği konusunda bir iki cümle kurmam gerekiyor.
TEOLOJİ BİLMEYEN SİNEMADAN ANLAYAMAZ!
Film fenomenolojisinin en parlak isimlerinden asırlık çınar Dudley Andrews, “Teoloji bilmeyen, sinemadan anlayamaz” der.
Herhangi bir filmi tam olarak anlayabilmek için teoloji bilmek gerekir.
Niçin peki?
Şunun için: Bazı filmlerde oyuncu, bazı filmlerde yönetmen, bazı filmlerde de kamera, tanrısal roller ve işlevler üstlenir.
Ortalama film izleyicisi bunları bilmez; belki bilmesi de gerekmez.
Oyuncunun, yönetmenin ve kameranın tanrısal roller ve işlevler üstlenmesi ne demektir peki?
Şu: “Klasik” / popüler sinema filmelerinde oyuncu, Fransız yeni-dalga'sı başta olmak üzere sanatsal filmlerde yönetmen, ilk dönem bazı Sovyet Devrim Sineması filmlerinde de kamera her yerde hâzır ve nâzır (omnipresent) ve her şeye gücü yeten (omnipotent) tanrısal roller üstlenir.
“Klasik” / popüler filmler, Aristocu dram geleceğinden beslenir. Sadece sinemada değil, tiyatroda da, romanda da, Aristocu dram geleneği, oyuncu'yu öne çıkarır. İzleyicileri oyuncularla özdeşleştirir. İzleyicinin düşünme ve eleştiri melekelerini öldürür.
Hatta klasik Hollywood sinemasının kurucu filmlerinde, baş-oyuncu (meselâ bütün John Ford filmlerindeki ana-karakterler) İsa-Mesih rolü üstlenecek şekilde sunulur: Kamera, ağır-çekimlerle (slow-motion'larla) ana karaktere doğru yaklaşır; karakter filmdeki bir karaktere bakmaz; doğrudan izleyiciye bakar; böylelikle kamera ölçekleri ana-karakteri yüceltir; izleyici, İsa-Mesih'i temsil eden bu ana karakterle özdeşleştirilir.
Özellikle Fransız yeni-dalga sineması başta olmak üzere, Avrupa sanat sinemalarında, yönetmen, auter / author yani “Sani” anlamında tanrısal bir konumdadır.
Sovyet Devrim Sineması'nın bazı filmlerinde, yine bazı avant-garde filmlerde ise kamera her yerde hâzır ve nâzır, her şeye gücü yeten bir tanrısal rol üstlenir.
Bütün buraya kadar anlattıklarımdan bir filmi, filmin dilini ve dünyasını bir bütün olarak anlayabilmek için neden teoloji bilmek gerektiği az çok anlaşılmış olmalı.
SİNEMADAN ANLAMAYAN BİR “DİN ADAMI”, BİR FİLM HAKKINDA HÜKÜM VEREMEZ!
O yüzden, Hz. Peygamber'le (sav) ilgili yapılan bir film hakkında lehte veya aleyhte hüküm verecek kişilerin, dünyanın en iyi İslâmî âlimi olması yetmez; sinemanın dünyasını, estetiğini, dilini, dilin nasıl kurulduğunu çok iyi bilmesi gerekir.
Başka bir ifadeyle, sinemadan zırnık kadar anlamayan (dolayısıyla hakkında hüküm verilecek bir meseleyi, mevzuyu bihakkın bilmeyen) din adamlarının, âlimlerin bir filme izin verme ya da vermeme yetkisi yoktur.
Sinemadan anlamayan bir din adamının bir film hakkında hüküm veya fetva vermesi hem kabul edilemez hem de tehlikelidir.
MECÎDÎ'NİN FİLMİ, HZ. PEYGAMBER'İN KONUMUNA VE EHL-İ SÜNNET OMURGA'YA SALDIRIDIR
Mecîdî'nin Hz. Peygamber'le (sav) ilgili filmine gelince...
Mecîdî, yazının başında da dikkat çektiğim gibi birinci sınıf bir yönetmendir. Ama Mecîdî'nin filmi akîdevî, kültürel ve siyasî sonuçları bakımından çok tehlikeli bir filmdir.
Öncelikle, Hz. Peygamber, canlandırılan oyuncuyla özdeşleştirilecek... Tıpkı Hz. Hamza'nın Anthony Quine'le özdeşleştirilmesi gibi.
Bu, işin başlangıcı... Bu film, peygamberimizin 13 yaşına kadar olan hayatını konu ediniyor. Ama film, bir üçleme.
Dahası, bu film, Hz. Peygamber'le ilgili yapılacak filmlerin önünü sonuna kadar açacak... Bu çok tehlikeli bir gelişme!
İkincisi, film ne kadar etkileyici olursa olsun, sonuçta Hz. Peygamberi (sav), İslâm'ın adım adım kurulduğu, teşekkül ettiği, şekillendiği dünyayı, heretik Şiî duyarlıklarla anlatan, büyük sahabileri gözardı eden, Peygamber şuurunu ve dolayısıyla İslâm kavrayışını Şiî duyarlıklar üzerinden silbaştan tarif eden, Ehl-i Sünnet omurgayı tahrip edecek bir film bu.
Yarın, Hz. Peygamber'in gençliğini, peygamberliğini de çekecek bu fütursuz adamlar.
Dün, Resimli Kur'ân diye lanet olası bir iş yapmışlardı bu İranlılar 25-30 yıl önce.
Sözün özü: Bu film, Hz. Peygamber'in (sav) konumunu sarsmaya, Ehl-i Sünnet Omurga'yı çökertmeye ve İslâm'ı protestanlaştırmaya dönük sinsi bir projenin ilk tehlikeli adımlarından biridir.
Bu projeye su taşıyan, bu filme onay veya fetva veren herkes vebaldedir ve bunun vebali çok ağırdır. Bunun bedelini gelecek kuşaklar çok ağır ödeyecektir.
Benden hatırlatması...
Vesselam.

Harika bir filmdi. hiçbir tehlike de yoktu. Gönül rahatlığı ile izleyebilirsiniz. Allah yönetmen mecid mecidi den razı olsun. Iran sinemasında her zaman güveniyorum spoiler:

Harika bir anlatım tarzı yakalanmış ve müthiş bir akıcılık var. Görsel efektler, müzik gayet iyi. Ama esas olan hak peygamberin (sav) in mesajının yolunun çok güzel bir şekilde anlatılması olmuş. Çocukluk dönemi dünyaya geldiği o cahiliye devrinin üzerine ve tüm zamanların üzerine bir nur olarak doğduğunu Harika bir biçimde aktarmış yönetmen. Mutlaka izleyin ailenizle. ve çocuklarımızın hepimizin tek bir kahramanı önderi lideri insanı örnek almamız gerektiğini tefekkür edelim. İnşallah

film çok güzel olmuş duygu dolu bir kaç kusur var illaki olacak peygamber efendimizi sav. Konu alarak film yapıyorsanız o filmde hata olur kimsede bunu engelleyemez eleştirilere bakmadan. Bence gidin izleyin ailenizle gidin...

Filmi Az önce izledim Kesinlik le Mezhepçilik adına en ufak bir ayrım yok Önyargı ile yaklaşanların zihniyeti zaten Müslümanlar arasına Nifak Sokmak .
Film hem duygu hemde görüntü Hem de İşleyiş olarak çok iyi zaten konu Daha çok dünyaya gelişi ve çocukluğu nu anlatıyor.
Çağrı filmi gibi Tekrar Tekrar seyredilecek Özellikle İslam Düşmalığı yapanlara Ders olacak nitelikte.

Çok emek verilmiş kusursuz, şiir gibi bir film var karşımızda... Tüm emeği geçenlerin ellerine sağlık... Her sahnesine, her karesine ayrı ayrı hayran oldum. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Mutlaka sinemada seyredin.

Film hz.peygamberin 13 yaşına kadar olan hayatını anlatıyor. Filmde doğumundan çocukluğuna kadar olan süreçte hz.peygamberin bir çok mucizesine tanık oluyoruz. kölelere merhamet göstermesi, kız çocuğunu diri diri gömmek isteyen bir babayla olan konuşması ve bir çok mucize.. filmde hz.peygamberin yüzü görünmüyor. Elleri gözüküyor sadece. film boyunca arkadan gösteriliyor hz.peygamber. seslendirmesi yok. Sessiz ve altyazlılı bir şekilde konuşması aktarılıyor. filmin bir kısmında avuçlarının arasında gözlerini görmek mümkün. Hz.peygamberin ilk kez fiziksel açıdan canlandırılması ülkemiz dahil bir çok ülkede tepki çeksede. diyanetin onayıyla yayınlandı. Filmde tanık olacağınız bir çok mucize inanmayan birinin bile iç duygularını harekete geçirebilecek güdüde. izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.[

Filmi izledim. 7-10 yaş arası 4te çocukla birlikte .süresi uzun olmasına rağmen sıkılmadan beğeni ile izledik.Teknik anlamda iyi idi ,içerikte benim kendi bilgi kapasiteme göre bir hata var mı fark etmedim.Filmin başından sonuna kadar heyecanımı kaybetmeden izledim. Umarım bu konuda daha bilgili insanlar filmi izleyipte yorumlar.

Filme gidin arkadaşlar gayet güzel ve başarılı bir yapıt olmuş, Rahatsızlık duyduğum tek kısım filmin içindeki kilise ilahi korosuna benzer şekilde Salavat getirilmesi. Bunun dışında bir kusur göremedim. İzlemenizi tavsiye ediyorum.

Film gayet başarılı eksikler yok değil ,çocukluk döneminde efendimizin bir sahnede yüzünü elleriyle kaparken gözlerinin görülmesi , bu konuları diyanet yada ileri gelen din adamları tartışıp bir sonuca bağlamalıdır. Önemli olan Dinimiz ve peygamberimizi beyaz perde de çok titiz birşekilde anlatmak,peygamberimiz (a.s) gençliği ,peygamberlik geldikten sonra yaşadıkları , islam dinini doğru şekilde insanlığa anlatılması,islama fobinin önüne geçilmesi dir. Bu tür dini yapımların senaryosunun alimler ve resmî dini kurumların ortak onayından sonra çekilmeye başlanması lazım aksi taktirde kendini din adına yeterli sayan , isim yapmak isteyen ,insanların kafalarını karıştırmak isteyen insanlara gün doğar.

Bir kaç arkadaşın yorumlarında da belirttiği gibi (bu tarz filmlerin)özellikle başta islamın, Resullullah efendimizin hayatının daha sonra yine diğer Kur'an da belirtilen peygamberlerin hayatlarının şuan ki film teknolojileri ile maksatlarını aşmadan, saçmalamadan, çizgisinden dışarıya çıkmadan anlatıldığı doğru düzgün filmlerin çoğalması adına ben de bu filmin izlenmesi taraftarıyım. Materyalist filmler zirve yaparken bu tarz film çoğalsın.

1976 yapımı "Çağrı" peygamberlik dönemindeki aksiyonu çok güzel veriyor ve zafere giden yolu anlatıyordu. İslam dünyası bir tane daha daha üst kalitede film üretemedi. Bugün iran sinemasından muhteşem bir film geldi. Çağrı-The Message iken bu kez The Messenger of God ile cuk oturan isimle girmiş. Anlattığı dönem ise 13 yaşına kadar olan kısım. Yahudi ve Hristiyanların bakışı ve islam dünyasından tepki gelmemesi için özen gösterildiği belli. Ama şimdi bir yorumda gördüm; Bu filmi izlemek porno film seyretmekten bin kat daha zararlıdır demiş! Ben gözyaşlarıma hakim olamadım filmde peygamberin yalnız kalmasına! Nasıl porno bu. Film insana peygamber sevgisi veriyor. Böyle tuhaf tiplere inanmayın, izleyin, izlettirin!

Hz Muhammed Allah'ın Elçisi filmi çok etkileyiciydi... Olayları anlatışı trio joubran müzikleri gerçekten içine dokunuyor insanın.Peygamberimizi çok güzel anlatan bir film kesinlikle gidin umarım devamı gelir