Bir Zamanlar... Hollywood'da, hit bir dizide oynamış bir erkek TV aktörünün film sektörüne girmeye çalışması anlatılıyor. Rick Dalton, bir televizyon filmi aktörüdür. Dalton'ın başarılı bir western dizisi bulunmaktadır. Ancak Rick, kendini televizyondan uzaklaştırıp film sektörüne adım atmak istemektedir. Onun dublörü olan Cliff Booth ise bu konuda ona katılmaktadır. Ancak ikilinin yaşlarının ilerlemesiyle birlikte Hollywood'taki şansları da azalmaktadır. Hollywood'un yeni gözdelerinden olan Sharon Tate ise Rick'in komşusudur. Ancak Hollywood'un ışıltılarla dolu ve pervasız akışı, Tate'in ve dört arkadaşının Charles Manson tarikatı tarafından katledilmesiyle kesilecektir...
Beyazperde Eleştirisi
3,5
İyi
Bir Zamanlar... Hollywood'da
"Tarantino'nun kafası Hollywood partileri kadar dağınık"
Yazar: Murat Tolga Şen
Quentin Tarantino markasına olan güvenle yazın en beklenen filmlerinden biri olan Bir Zamanlar Hollywood'da, gecikmiş bir şekilde de olsa nihayet ülkemizde gösterime giriyor. Filmi basın gösteriminden önce izlemiştim ve yakın arkadaş sohbetlerinde çaktırmadan "beklentinizi düşük tutun" çağrımı yineledim. Tarantino'nun son filminin onun başyapıtı olacağından neredeyse herkes emindi. Oyuncu kadrosunun da bunda etkisi var. Malum, Hollywood'da, Tarantino ile çalışmak için herkes can atıyor ancak ortaya çıkan sonuçtan Tarantino hariç kimsenin mutlu olmadığı ortada.Sinemanın geçmişine, yapımcı-yönetmen-oyuncu hikayelerine düşkün biri olarak filmi sevdim ama bu filmi sağlam sinema sohbetleri yaptığımız birkaç kişi hariç kimseye tavsiye edeceğimi düşünmüyorum; zira bu kadar dağınık bir yapıdaki 161 dakikalık seyir herkesin kaldıracağı türden bir şey değil. Zamanında sinema fuayelerinde ya da vid
Her çektiği filmden sonra söylenen ve artık kulak tırmalayan, klişe bir kalıp vardır "tam bir Tarantino filmi" diye. Sinema tarihinde aslında çok az yönetmen için söylenebilir bu cümle. Hala hayatta olanlardan Woody Allen mesela, veya sadece filmlerine eşlik eden müziklerden bile kendisini tanıyabileceğimiz Christopher Nolan sayılabilir. Son filmi için de aynı kalıbı kullanmamak elde değil. Neredeyse tüm filmlerinde ...
Devamını oku
Emir T
Takipçi
3 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
27 Ağustos 2019 tarihinde eklendi
Beyazperde üyeleri o kadar komik o kadar kültürsüz ki resmen eleştirileri okurken gözlerim kanıyor.Evrenseı olan filmlere bile, internetten filmi izleyip eleştiren insanlarla dolu. Bu film 9.uzun metraj olarak kalmamış, bütün birikmin patlaması olmuş bir film. Kadrosu, çekimler, art direktörün emeği ve müziği geçin senaryoda çok iyi ! Ancak buradaki insanlar "Hateful Eight" içinde aynı yorumları yapmıştı.Film zevki ...
Devamını oku
1 ziyaretçi
4,0
8 Temmuz 2022 tarihinde eklendi
Öncelikle insanların izlerken sıkılmasını anlayabiliyorum. Herkese göre bir film değil. Özellikle daha önceden yönetmen Tarantino'nun filmlerini izlemediyseniz 30 dakika bile dayanamayabilirsiniz. Çünkü bu film kişisel bir film. Tarantino tamamen kendi zevklerine göre yapmış filmi resmen. Ama ben yönetmenin önceki filmlerini sevdiğim için bu filmi de sevdim. İzlemesi gayet keyifli. Fakat bazı eksiklikleri var. Normalde ...
Devamını oku
Hasan Burak T.
Takipçi
1 değerlendirme
Takip Et!
5,0
11 Ekim 2020 tarihinde eklendi
İlk dakikasından son dakikasına kadar her anlamıyla bir sinema şöleni. İki büyük sinema efsanesinden muazzam performanslar. Müthiş tasarıma sahip dekorlar, coşkulu harika müzikler, kusursuz bir final. Bir filmde daha ne olsun. Kesinlikle Tarantino'nun en iyi üç filminden biri. Başyapıt !
Hayatımda, izlediğim en gereksiz filmdi ne yazık ki. Bruce Lee konusuna değinmek bile istemiyorum. Ama, kendimi tutamayacağım. Ben, bu konuda Tarantinoyu Çinlilere havale ediyorum. Bruce Lee hiç bir zaman bir beyazdan dayak yemedi.Hatta, kimseden dayak yemedi.Tam, aksine meydan okuyanlar Bruce Lee`den dayaklarını yerlerdi. O zamanlarda Bruce Lee`yi dövebilecek kimse yoktu.
Lycann
Genel ücreti 13 tl olan filmi izlemek yerine pringless+teneke kola olarak harcarsanız daha çok zevk verir
cemertem
Tarantino'nun 9. uzun metraj filmini büyük beklentilerle izledim. Dahi yönetmene bu filmi Cannes'da sorulduğunda en kişisel filmi olmakla cevap vermişti. Sanırım son derece doğru bir tespit. Tarantino sinemasına son derece saygı duyan bir sinemasever olarak maalesef beklentilerimin altında kalan bir yapım oldu. Tarantino bu filminde de tekniğini konuşturmuş, bunun ötesinde görüntü yönetmenliği, kostümler, dekorlar, özellikle western temasının işlendiği sahnelerdeki o ufacık ayrıntılarla kalitesini konuşturmuştu...Sanat yönetimi son derece başarılı olmakla birlikte senaryo için ve özellikle kurgu için aynı şeyi söylemem mümkün değil ne yazık ki. Tarantino filmlerinde genelde görülen karakter odaklı anlatım, diyalogların ve tiplemelerin kusursuzluğu bu filmde de var fakat hikaye yok. Yani çok basit b sınıfı filmlerde oynayan bir aktör ve onun dublörü üzerinden yürüyen, yan taraftan da Polanski üzerinden desteklenen ve hippi kültürü üzerinden de beslenerek yolunu bulmaya çalışan bir olay örgüsü var. Bir zamanlar Hollywood baştan sona görüntülerle izlettiriliyor, hatta araba sahnelerinden tutun ışıklı neon tabelalara kadar resmen gözümüze sokuluyor. Los Angeles'ın sokaklarında gezintilere sürükleniyoruz. Dönemsel ayrıntılar Hollywood ile sınırlı kalıyor. Vietnam savaşına yönelik eleştirilerde de yönetmen gereken duyarlılığı tam olarak gösterebilmiş değil. Tarantino filmlerinde özellikle son filmlerinde, bu film içinde geçerli olan bir şeydir ki film gidişatında herhangi bir sahneyi çıkardığınızda filmin bütünü olumsuz etkilenmiyor hatta filme bir etkisini de hissetmiyorsunuz. Çünkü anlatmaya çalıştığı, derdi olan bir hikayesi yok. Bu film Tarantino sevenler için merak uyandıracak, sıradan sinema izleyicisi için de sürükleyici olacak bir konuya sahip değil. Sahneler birbirinden o kadar kopuk ki her şey son 15 dakikalık sahnede cereyan ediyor ve bütün düğüm çözülüyor. Düğümün çözüldüğü sahnenin filmin genel havası ile de alakası yok. Final ile film genelinde bağlantı kurabilmek de pek mümkün değil. Fakat bize öldürmeyi öğretenleri öldürelim gibi filme etki edecek derecede önemli bir replik o şekilde mi tamamlanmalıydı? Bence olmamış. Bruce Lee eleştirileri kısmen, Charles Manson'ın gerçek hayatta yaptıklarına yönelik filmde vicdanları rahatlatacak alternatif bir sahne sunulması ise oldukça iyiydi. Döneme ait sinema ve tv sektöründeki önemli filmler, unutulmaz müzikler de Tarantino'nun kişisel zevki katılarak süzgeçten geçirilerek filme dahil edilmiş olsa gerek. Kurgu, özellikle filmin ilk yarısında katlanılacak gibi değildi akıcılığı zayıftı. Sahneler arasındaki geçişler basit ve sıradandı. Her üç karakterin kendilerine ait sahnelerini kurgu ortak bir yere bağlayamadığı gibi maalesef filmin odak noktalarını kaçırmanıza da sebebiyet verebiliyor. Oyunculuklarda DiCaprio her zamanki gibi yine pürüzsüz bir oyunculuk sergilemiş, Brad Pitt de keza dramatik sahnelerde farkını belli etmiş. Tarantino özellikle Bruce Lee sahnelerinde dalga geçmenin ayarını kaçırarak fazla amerikan milliyetçisi bir duruma soktu sanki kendini. Buna ek olarak hippi sahnelerindeki nefretin dozajı da ayarlanamamış bence. Kariyerindeki filmlere bakıldığında radikal tarzını ve eleştirel mizahını düşüşe sokmuş gereksiz yere. Tamamen kişisel bir film olmuş bu. Senaryo sadece karakterler ve diyaloglardan ibaret değil. Tarantino bu anlamda zaten muazzam bir senarist Coenler gibi ama son filmlerinde bilhassa bu filmde konu yok, konu bütünlüğü haliyle yok... Artık olası ödül törenlerinde de Tarantino, senaryo yerine bence sanat yönetimi, oyunculuk, kostüm vb dallarında ödüllendirilirse daha doğru olacaktır. Tarantino usta bir yönetmen ama ne yazık ki son birkaç filminin senaryoları son derece yavan ve eksik. 7/10
Cengiz Ç.
Güzel film izlenir...
Yorumları göster
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.