Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Carl Ellsworth'un yazdığı senaryoda kimi inandırıcılık problemleri olsa da Derrick Borte yönetmenliği gayet iyi. Rachel'ın yaşadığı çaresizliği, yalnızlığı iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Ve onun ölmemek için ancak tek başına ve güçlü kalarak mücadele etmek zorunda olduğunu da... Ama bu filmin sürprizi Russell Crowe'un tercihi. Sinemadaki o karizmatik kahraman personasını ters yüz eden bir yanı var oynadığı rolün. Açıkçası bir aktör için riskli bir durum bu. Crowe da bu riske girmiş. Onun bu kadar şeytanileşeceğini öngörmek oldukça zor. Ama tam bir cani olarak çıkıyor karşımıza. Caniliğinin, yaptığı kötülüğün bir nedeni yok. Ki tüm zamanların en kötü karakterleri listesi yapılsa üst sıralara girecek kadar da kötü
Eleştirinin tamamı için: Sabah
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Bazı sahnelerde yüzü itibariyle iyiden iyiye Richard Burton’ı andıran Russell Crowe’u ‘psikopat’ karakteriyle karşımıza getiren ‘Dengesiz’, ‘Eh işte’ türünden bir seçenek olmuş sonuç itibariyle... Ait olduğumuz coğrafyanın seyircileriyse filmi izlerken özellikle bizdeki, çoğu kez yaptıkları yanına kalan ama işin içine ‘sosyal medya’ girince ceza alma ihtimalleri bir nebze yükselen trafik magandalarını da hatırlayacaklar.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Sonuç olarak, ‘Dengesiz’, beğendiğim bir film olmadı. Ama yönetmen Derrick Borte’nin tempoyu hiç düşürmeyen bir aksiyon gerilim filmine imza attığını inkâr edemem. Rachel rolünde Caren Pistorius da inandırıcı ve akılda kalıcı bir performans sergiliyor. Russell Crowe açısından baktığımızda ise ‘Dengesiz’in kariyerinin en kötü filmleri arasında anılacağını tahmin ediyorum.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Sabah
Carl Ellsworth'un yazdığı senaryoda kimi inandırıcılık problemleri olsa da Derrick Borte yönetmenliği gayet iyi. Rachel'ın yaşadığı çaresizliği, yalnızlığı iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Ve onun ölmemek için ancak tek başına ve güçlü kalarak mücadele etmek zorunda olduğunu da... Ama bu filmin sürprizi Russell Crowe'un tercihi. Sinemadaki o karizmatik kahraman personasını ters yüz eden bir yanı var oynadığı rolün. Açıkçası bir aktör için riskli bir durum bu. Crowe da bu riske girmiş. Onun bu kadar şeytanileşeceğini öngörmek oldukça zor. Ama tam bir cani olarak çıkıyor karşımıza. Caniliğinin, yaptığı kötülüğün bir nedeni yok. Ki tüm zamanların en kötü karakterleri listesi yapılsa üst sıralara girecek kadar da kötü
Hurriyet
Bazı sahnelerde yüzü itibariyle iyiden iyiye Richard Burton’ı andıran Russell Crowe’u ‘psikopat’ karakteriyle karşımıza getiren ‘Dengesiz’, ‘Eh işte’ türünden bir seçenek olmuş sonuç itibariyle... Ait olduğumuz coğrafyanın seyircileriyse filmi izlerken özellikle bizdeki, çoğu kez yaptıkları yanına kalan ama işin içine ‘sosyal medya’ girince ceza alma ihtimalleri bir nebze yükselen trafik magandalarını da hatırlayacaklar.
Habertürk
Sonuç olarak, ‘Dengesiz’, beğendiğim bir film olmadı. Ama yönetmen Derrick Borte’nin tempoyu hiç düşürmeyen bir aksiyon gerilim filmine imza attığını inkâr edemem. Rachel rolünde Caren Pistorius da inandırıcı ve akılda kalıcı bir performans sergiliyor. Russell Crowe açısından baktığımızda ise ‘Dengesiz’in kariyerinin en kötü filmleri arasında anılacağını tahmin ediyorum.