Hesabım
    Serseri Aşıklar
    Ortalama puan
    4,2
    115 Puanlama
    Serseri Aşıklar hakkında görüşlerin ?

    26 Kullanıcı yorumları

    5
    3 Eleştiri
    4
    13 Eleştiri
    3
    5 Eleştiri
    2
    4 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.264 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    31 Temmuz 2022 tarihinde eklendi
    Benim için sürükleyici ve harika bir film değildi. Fakat karakterlerinin duygusuna ortak olarak zor da olsa filmi bitirdim.
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    22 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    FRANSIZ SİNEMASININ KİLOMETRE TAŞI OLAN BİR BAŞYAPIT 10/ 10
    Jean-Luc Godard'ın ilk uzun metrajlı filmi olan Serseri Aşıklar aynı zamanda Fransız yeni dalga akımını başlatan ilk film olma özelliğinide taşır.Sinemada belli başlı kurallar olmadan da güzel şeyler yapılabileceğini ortaya koymuştur. Filmde bir bütünlük yoktur. Bir bütünlük vardır fakat alışılagelen türde sahnelerin birbirini takip ettiği türde bir bütünlük değildir. Ayrı ayrı sahnelerde anlatmak istediğini anlatır. Başındaki şapkası ve ağzından düşürmediği sigarasıyla Belmondo, Bogartvari görünür ki, bu da Godard'ın çökmüş Amerikan sinemasına saygı duruşudur. Aynı zamanda filmin başrol oyuncuları olan Jean Paul Belmondo ve Jean Seberg, bu filmle dönemin gazetelerinin de etkisiyle 20 li yaşlardaki performanslarıyla zirveye taşınmışlardır. Jean Paul Belmondo, çaldığı arabayla Paris’e giderken kendisini takip eden polisi vurup öldürür, Paris’e geldiğinde ise ilk iş olarak bir arkadaşına uğrayıp çaktırmadan biraz para çalar. Bu olaylardan da zerre pişmanlık duymaz, bunlar onun özgür tercihidir; varoluşçuluğun izleri Belmondo ve tüm karakterlerde kendini gösterir. Belmondo daha sonra Amerikan kızı Jean Seberg ile tanışır ve aralarında ne olduğu pek de anlaşılamayan bir ilişki başlar. Seberg’i kendisiyle yaşamak için ikna etmeye çalışır ama Seberg’in motivasyonları ve arzularını anlamak imkansızdır. Belmondo’nun Seberg’e duyduğu nefretle karışık aşk, Fransa’nın Amerika hakkında hissettiklerine paraleldir. Filmin ortasında, iki karakter arasında bir otel odasında hemen hemen 20 dakikalık bir konuşma geçer; ama bu her saniyesi planlanmış bir konuşma değildir, hatta çoğu o anda oluşmuştur. Karakterler sanattan, politikadan, spordan, seksten konuşur; birbirlerinin lafına girerler, 20 dakikanın sonunda yeni hiçbir şey öğrenmemişizdir. Kamera film boyunca o kadar çok hareket eder ve karakterlerin peşinden öylesine koşturur ki gözlerimiz yorulur filmin sonunda; örneğin karakterleri takip etmek için kameraman tekerlekli sandalyeye oturtulmuş ve oradan oraya itilmiştir. Filmde görülen başka bir yeni dalga özelliği ise eski filmlere sık sık çıkarılan şapkalardır; ucuz gangster filmlerine yapılan göndermeler, kara filmlerdeki gibi işlerin sarpa sarması ve hatta açık bir şekilde Belmondo’nun Humphrey Bogart’a benzetilmesi. Film boyunca, seyirci hiçbir şekilde bir sonraki sahnede ne olacağını tahmin edemez, bir anda alakasız bir yazarın basın mensuplarına verdiği bir demeç çıkar ekrana, siz bu konuşmanın filmle bağlantısını anlamaya çalışırken daha bir sürü garip hadise kafanızı karıştırmıştır bile. Filmin son sahnesi ise hiç beklenmedik bir anda gelir, Seberg’in bugüne dek hiç kimsenin tatmin edici bir şekilde cevaplayamadığı bir sorusuyla biter. Biraz alakasız olacak ama bu filmde Seberg’in söylediği “Uyumak üzücüdür, insanları birbirinden ayırır. Beraber uyusanız bile uyurken tamamen yalnızsınızdır” sözü benim favori repliklerim arasına katılmıştır, filmi izledikten sonra.Filmle ilgilide ilginç bir ayrıntıya girmek istiyorum film için yönetmen Godard aynen şunları söylemiş.Filmi izlerken konuya odaklanmayın sadece izleyin ve film bittiğinde aklınızda kalan herşey size keyif verecek ve güzel anılar olarak kalacaktır.Filmle ilgili bir anektod ise, hepimizin çok iyi bildiği Teoman’ın Papatya şarkısıdır. Sözlerinde; ‘Hani çok sevdiğin o filmi gördükten sonra, kısacık kestirip saçlarını içtin ilk sigaranı, o papatya’ dediği, şarkıda bahsettiği film yine bu filmdir.Eğer günümüzde genç bir yönetmen sinema alanındaki katı kurallara, Hollywood sinemasının kar amaçlılığına ve tabulaşmaya karşı duruyorsa, kendisini her zaman yeni dalga akımı içinde bulacaktır.Sinema bir sanattır ve sanat olarak kabul edilmesini Fransız yeni dalga akımına borçludur. Bugün yeni dalganın sinemaya en büyük mirası, sinemaya hak ettiği değeri kazandırmış olmasıdır.Kısacası, “A bout de Souffle”u izlemeyip sinema tarihini iyi bildiğini iddia etmek, sinemaya haksızlık olur başyapıtın en gösterişli hali var karşımızda.! 10 / 9.5
    Ed-WooD
    Ed-WooD

    Takipçi 37 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    24 Ekim 2012 tarihinde eklendi
    Karizmatik bir film.Sigaralar,kıyafetler,arabalar,güneş gözlükleriyle.Amma velakin anlatılan hikayenin içi boş.Seberg'le Belmondo'nun uyumu filmi sürüklüyor.Hikaye açısından vasat bir film..
    Ahmet Aydeniz
    Ahmet Aydeniz

    Takipçi 14 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    19 Aralık 2011 tarihinde eklendi
    izledim pisman degilim. hostu. bir arkadas deginmis. filmdeki kizin giyim tarzi sanki günümüzdeki gibi. zaman kaybi degil. 1959 un parisini görüyorsun. bizim 2011 sehirlerimiz gibi. sevgliylede izlenebilecek hos bir film
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    14 Ekim 2011 tarihinde eklendi
    ilk saniyesinden itibaren farklı tarzını belli ediyor.godard'ın bu eseri fransız yeni dalgası'nın öncülerinin başında geliyor.önemli bir yönetmen,önemli oyuncular var.bana kalırsa zaten filmin en büyük gücü belmondo ve seberg'in tarif edilemez performansları.ikisi de çok uyumlu ve muhteşemler.arka planda anlatılan hikaye belki inanılmaz değil.fakat bu hikayenin anlatılış biçimi,atlamalı çekimler,sinemada daha önce pek denenmemiş pek çok unsurun denenmesi açısından da "deneysel" bir film olduğunu söyleyebiliriz.çarpıcı finaliyle de akıllarda yer etmiştir.şimdiye dek izlediğim en harika ikili performanslardan biri belmondo ve seberg'inki.çekici paris atmosferi,çekici bir dil olan fransızca,sürekli tüttürülen sigaralar,okunan gazeteler,dönemin modası,kıyafetleri.çok karizmatik bir filmdir aynı zamanda.görülmesi tavsiye edilir.
    kemerlee
    kemerlee

    Takipçi 693 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    1 Eylül 2011 tarihinde eklendi
    Ünlü aşk hikayeleri dendimi mutlaka hatırlanan ve listelerde yer eden bir film, bir çok eleştirmenin övmesi sonucu seğrettiğim film ne çok duygusal bir aşk hikayesi, nede zeki farklı bir hikaye sunuyor, o yıllar için farklı ve özel olabilsede üzerinden geçen 50 yılla fazlasıyla eskimiş etkileyiciliğini kaybetmiş zorlama sonuylada hatırlamak istemiyeceğiniz bir filme dönüşüyor niyazikki.
    throughout
    throughout

    Takipçi 367 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    23 Mart 2011 tarihinde eklendi
    Godard imzalı film 50 yıl önceki koşullar içinde değerlendirilirse iyi bir film denebilir.. ama ben sinema filmlerini "zamansız" olarak gördüğüm için iyi film diyemiyorum bu filme.. kesinlikle akıcı bir film ama içi dolu bir film değil.. eğlenceli ve zaman zaman güzel sahneler var ama hepsi bu.. daha fazlası yok.. film müzikleri güzel değildi.. tür olarak bu filmden zaten çok fazla "etki" beklememek gerek.. sonuç olarak vasat bir film.. 5/10
    ozzy-badd
    ozzy-badd

    Takipçi 831 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    1 Şubat 2011 tarihinde eklendi
    Michael ve Patricia ikilisini keyifli diyalogları dışında , akılda kalıcı bir yanı olmayan , ortalama bir Godard filmi .
    10/6 .
    özfat79
    özfat79

    Takipçi 8 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    28 Temmuz 2010 tarihinde eklendi
    olay budur...
    hazelogdun
    hazelogdun

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    12 Kasım 2009 tarihinde eklendi
    bazı kurallara bağlı kalmadan da güzel şeyler yapılabileceğini gösteren çok tatlı bir film.oyunculuklar ve diyaloglar çok güzel.filmi çekici yapan diğer bir unsur ise siyah-beyaz olması.herkesin izlemesini tavsiye edeceğim bir film.
    sinema
    1 ziyaretçi
    3,5
    30 Ekim 2009 tarihinde eklendi
    bu kadar çok nasıl sigara içebilir bir insan ya...Ama belmondo çok iyi oynamış. siyah beyaz olup da klasikleşen filmlerde hep aşık olunacak bir kadın oluyor... diyaloglar filan.. klasik ve siyah beyaz olduğunu bilerek ve ne-nasıl-neden sorularına yerinde yanıt bekleyerek izlenecek hoş bir film.
    gordeslideniro
    gordeslideniro

    Takipçi 130 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    28 Ağustos 2009 tarihinde eklendi
    Fransız sinemasının gösterişli, edebi geleneğine tokat gibi bir tepkidir Serseri Aşıklar. Yeni Dalga hareketi sinema ile dalgasını en iyi bu filmle geçiyor. Bu arada Belmando döktürüyor kız çok güzel olmasa da cazibe müthiş sinemaseverlerin izlemesi gereken bir film...
    ffergan
    ffergan

    117 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    15 Ağustos 2009 tarihinde eklendi
    Yorumlar ve Filmin tanıtımına bakanca,büyük bir şeyler bekliyorsunuz..ama senaryosuz,alabaldiğine flu bir film,boş bomboş..
    sasili
    sasili

    Takipçi 162 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    1 Mart 2009 tarihinde eklendi
    gerek belmondo gerekse kadın oyuncunun performansları senaryosu diyaloglar falan herşeyi ile etkileyici bir film.
    Klişe filmlerden hoşlanmayan biraz da ciddiye alınmadan izlenip eğlenilebilinecek bir film olmuş.Belmondonun ağızdan düşmeyen sigarası ise insanı sigara tiryakisi yapabilecek düzeyde hoş..
    jinduw
    jinduw

    26 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    29 Nisan 2008 tarihinde eklendi
    sinema tarihinin yarısı godardtır(david lynch) o güzelim new york herald tribune repliğini yıllar sonra çekilen bertolucci filminde izlerken godard ın gerçekten de ne kadar büyük bir yönetmen olduğunu görebilirsiniz...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top