Hesabım
    İstanbul Film Festivali'nde Kaçırılmayacak 10 Film

    43. İstanbul Film Festivali'nin biletleri yarın satışa çıkıyor.

    .

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen, İstanbul Film Festivali, 43. kez sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

    Festivalin zengin programında, dünya sinemasının en yeni örnekleri, kült yapıtlar, usta yönetmenler ve genç yeteneklerin son filmlerinin de aralarında olduğu 132 uzun ve 12 kısa metrajlı film yer alıyor. Ayrıca 12 gün boyunca, film gösterimlerinin yanı sıra konuk yönetmen ve oyuncuların katılımıyla yapılacak söyleşiler, özel gösterimler ve etkinliklerle sinema dolu günler sinemaseverleri bekliyor.

    Festival biletleri yarın yani 5 Nisan Cuma günü genel satışa çıkıyor. İşte 43. İstanbul Film Festivali'nde izleyebileceğiniz 10 film...

    Cennet Tehlikede

    .

    Mika Gustafson'un Venedik Film Festivali'nin Ufuklar bölümünde prömiyer yapan ve kendisine En İyi yönetme ödülünü kazandıran, uluslararası festivallerden ödüllerle ayrılan "Cennet Tehlikede" filmi, İsvaç'in bir işçi kasabasındaki üç kız kardeşe odaklanıyor. Yaz mevsimi yaklaşırken hayatları neşe içinde ve umursamazca rahattır ancak sosyal hizmetlerin denetlemeye geleceğini öğrendiklerinde kendilerine bir "anne" bulmaları gerekir. Şefkat dolu bu duygusal büyüme öyküsünü yönetmen "Kız kardeşliğe sevgiyle yazılmış bir mektup gibi" diyerek özetliyor.

    Dahomey

    .

    2024 Berlin Film Festivali’nde En İyi Film seçilerek Altın Ayı’yı kazanan belgesel "Dahomey", yirmi altı yağmalanmış sanat eserinin 2021’de Fransa’dan Benin’e iade ediliş sürecini konu alıyor ve ilginç bir tercihle, hikayeyi eserlerden birinin bakış açısından anlatıyor. 1892’de Dahomey Krallığı’ndan Fransız sömürge birlikleri tarafından yağmalanan binlerce parçalık hazinenin yirmi altı parçası, 2021 Kasım’ında bugünkü adıyla Benin Cumhuriyeti’ne iade ediliyor. Abomey-Calavi Üniversitesi öğrencileri ise kadim ataların asıl karşılanacağı üstüne kafa yoruyor. Yönetmen Mati Diop, "Atlantique" filmi ile de 2019’da Cannes’da Büyük Ödül’e layık görülmüştü.

    Dünyanın Sonundan Çok Da Bir Şey Beklemeyin

    4 Proof Film

    Daha önce "Kaçık Porno" filmine imza atan Romen yönetmen Radu Jude'un imzasını taşıyan "Dünyanın Sonundan Çok Da Bir Şey Beklemeyin" İstanbul Film Festivali'nin tanımlamasıyla "sinema, kapitalizm, emek ve tarihin komik sürprizler ve absürt anlarla buluştuğu, dijital dünyanın politik halk manzarasıyla kesiştiği" feminist bir film ve acımasız bir sosyal taşlama. Uluslararası festivallerden ödüller ayrılan film aynı zamanda Romanya'nın Oscar adayıydı.

    Film, iki bölümde iki farklı Angela'yı izliyor; tükenmiş prodüksiyon asistanı Angela, büyük bir şirket içinn iş güvenliği videosu çekmek için Bükreş sokaklarında dolanır ve diğer yannda, yıllar öncesinden kalan bir filmde taksi şoförü Angela yine Bükreş yollarında müstakbel kocasıyla tanışır.

    Yurt

    TN Yapım / Red Balloon Film

    Dünya prömiyerini yaptığı 80. Venedik Film Festivali’nden Bisato d’Oro En İyi Senaryo ödülüyle ayrılan, uluslarası festivallerdeki diğer ödüllerinin yanı sıra Doğa Karakaş'a Marakeş Film Festivali'nde En İyi Performans ödülünü getiren, Nehir Tuna imzalı "Yurt", 90’ların sonundaki siyasi kutuplaşma atmosferinde geçiyor ve babasının zoruyla dini bir yurda yerleştirilen lise hazırlık öğrencisi Ahmet’in yaşadıklarına odaklanıyor. Ahmet, babasının beklentilerini karşılamanın ağırlığı altında ezilirken, okul ve yurt arasındaki ikili hayatında izolasyon ve baskılarla karşılaşır. Aidiyet duygusunu yitirdiğinde tek sığınağı, yurdun tecrübeli öğrencisi Hakan olur ve birlikte kuralları çiğnedikleri bu genç adamın yarattığı heyecan ve özgürlük onu ilk kez kendi seçimlerini yapacağı bir yola sürükler.

    En Sevdiğim Pastam

    Filmsazan Javan

    Maryam Moghaddam ve Behtash Sanaeeha tarafından yönetilen "En Sevdiğim Pastam" dünya prömiyerini Altın Ayı için yarıştığı Berlin Film Festivali'nde yaptı, ancak yönetmenler seyahat yasağı ve cezai suçlamalar nedeniyle festivale katılamadı.

    Film, kocası öldüğünden ve kızı da evden ayrıldığından beri Tahran'da tek başına yaşayan yetmiş yaşındaki Mahin'in hayatını anlatıyor. Mahin bir öğleden sonra çay içmeye çıkınca yalnızlık rutini kırılır ve ikinci baharına adım atar. Aynı anda hem trajik hem iç açıcı hem de komik olabilen film, The Guardian’a göre "harika bir biçimde tatlı ve komik," The Hollywood Reporter’a göreyse "hayattan leziz bir dilim."

    Tereddüt Çizgisi

    .

    Dünya prömiyerini 80. Venedik Film Festivali’nin Ufuklar (Orizzonti) bölümünde yapan, Zürih Film Festivali’nde En İyi Uluslararası Film seçilen Selman Nacar imzalı "Tereddüt Çizgisi" festivalin Ulusal Yarışma seçkisinde yer alıyor. Tülin Özen, Oğulcan Arman Uslu, Gülçin Kültür Şahin gibi isimlerin rol aldığı filmde, idealist ceza avukatı olan Canan’ın hayatı gündüzleri adliye, geceleriyse hastanede solunum cihazına bağlı annesi arasında mekik dokuyarak geçmektedir. Uzun süre emek verdiği bir cinayet davasının karar duruşmasında Canan annesi, hâkim ve sanığın hayatını etkileyecek ahlaki bir tercih yapmak durumunda kalır.

    Hit Man

    .

    "Before Sunrise" üçlemesine imza atan Richard Linklater’ın aksiyon ve komedi filmi "Hit Man" dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yarışma dışı yaptı. Glen Powell'ın canlandırdığı Gary Johnson, New Orleans'ın en gözde kiralık katilidir. Müşterileri onu bir film karakteri gibi hayal eder fakat o aslında sadece bir sivil polistir. Çaresiz bir kadını korumak amacıyla yönergeleri hiçe saydığında, sahte kimliğini benimsediğini ve kadınlara âşık oluveren bir suç makinesine dönüştüğünü fark eder. Linklater film hakkında şöyle diyor: "Film birçok şeye heves ediyor; komedi, kara film, gerilim, psikolojik inceleme gibi..."

    Gidecek Yer Yok

    Antipode Films

    Bu yıl Berlin Film Festivali'nde gösterilen tek Filistin filmi olan ve hem En İyi Belgesel hem de Panorama İzleyici Ödülü'nü kazanan "Gidecek Yer Yok" Filistinli avukat, gazeteci, aktivist ve sinemacı Basel Adra ile Kudüs’te yaşayan İsrailli sinemacı ve araştırmacı gazeteci Yuval Abraham’ın da yer aldığı Filistin-İsrail kolektifinin imzasını taşıyor. Basel Adra, atalarının Batı Şeria’daki memleketi Masafer Yatta’nın İsrail askeri işgal güçleri tarafından yok edilişini beş yıl boyunca filme aldı ve sınırın öte yanından mücadelesine katılan İsrailli gazeteci Yuval Abraham ile alışılmadık bir ittifak kurdu.

    Gloria!

    .

    Festivali müziği merkezine alan filmlere yer veren "Musikişinas" bölümü bu yıl ger döndü. Bu bölümde yer alan Margherita Vicario imzalı "Gloria!" tarihi yeni baştan hayal ederek, 18. yüzyılın Barok dönemi Venedik'inde klasik müzik dünyasını daha eşit bir konuma getiriyor. Bir manastırın yatılı kız okulunda kalan dilsiz bir genç kadın olan Teresa, çağının ötesinde bir müzik yeteneğine sahiptir. Onun öncülüğünde, bir grup müzisyen kadın, isyankâr ve modern bir müzik türünü, pop müziği icat ederek köhne sisteme meydan okuyor! Besteci Margherita Vicario’nun ilk uzun metrajlı film prömiyerini Altın Ayı için yarıştığı Berlin Film Festivali’nde yaptı.

    Geçiş

    .

    Büyük beğeni toplayan "Ve Sonra Dans Ettik" ile tanınan Levan Akin imzalı "Geçiş" kan bağı olan aileler ve seçilmiş aileler hakkında dokunaklı bir dram. Büyük bölümü İstanbul'da geçen filmi yönetmen "dayanışmaya övgüm ve İstanbul’a aşk mektubum" olarak tanımlıyor. Uzun süredir kayıp olan yeğeni Tekla’yı bulmak için kendine bir söz veren emekli öğretmen Lia'nın yolu İstanbul’a düşer ve burada trans hakları için mücadele eden avukat Evrim’le tanışır. "Geçiş", Şubat ayında Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünün açılışını yaptı ve Teddy Jüri Ödülü'ni kazandı.

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top