Hesabım
    Yönetmen Alper Çağlar, Dağ 2'yi Anlattı!

    4 Kasım'da vizyona giren yeni hikayesiyle Dağ II filmini, yönetmeni ve senaristi Alper Çağlar tüm detaylarıyla Beyazperde.com'a anlattı!

    Dağ 2 bir devam filmi. Ana kadrodan iki ismin başrolde olduğu, yepyeni bir hikaye. Yine ciddi ve samimi bir üslup tercih edilmiş. Aynı zamanda ilgili karakterler için de bir "ben olma" hikayesi. İlk filmde büyürken, burada artık "ben"im diyebiliyorlar. Diğer karakterlerle ilgili de süre elverdiğince farklı detaylara değinilmiş. Veysel'in mesleğine ve dolayısıyla geçmişine olan bakış açısı, detaylarını çok göremesek de kızını kaybetmiş bir baba oluşu gibi. Karakterleri yaratırken ya da güncellerken belli tiplemler üzerinden mi yola çıktınız? Bu süreç nasıl işledi?

    Alper Çağlar: Bana göre bu güne kadar yapılan en iyi savaş filmi Sam Peckinpah’ın Cross of Iron’ıdır. Bunun farklı sebepleri var ama en önemlisi, çok derin karakterleri oluşu. DAĞ II’nin öykü yapısıyla pek alakası yok ama karakter çalışması olarak Peckinpah’ın genel yaklaşımı benim DAĞ’daki askerlerin zihinlerini keşfim ile aynı. Filmdeki asker karakterler, hem bireyler, hem de bir topluluk olarak aldıkları kararlarla öyküde var oluyor. Görev değil odak, o görevin o askere yaşattıkları. Bunu aynen Wild Bunch’ta da yapıyor. Yani bireysel arzuları ve dahil oldukları askeri ünite arzularının çatışması, vicdan, görev ve tehlike üçgeninin öykü anlatımına kattığı lezzet en önemli unsurlardan.

    DAĞ II’de Oğuz ve Bekir’in yolculuğu kaldığı yerden aralıklarla devam ediyor, ama yeni yardımcı karakterleri layığıyla inşa etmem için o bahsettiğim ‘askeri ünite’yi kurmam gerekiyordu. Bu da Özel Kuvvetler 8. Timi ‘Fırtına Getiren’ işte. İsmiyle beni ağlatmış tek kitap Michael Moorcock’un fantastik romanı ‘Stormbringer’a şapka çıkardığım bu 7 kişilik Bordo Bereli timi filmin önemli bir kısmı boyunca tamamen tek beden bir ünite. Öyle olmak zorunda çünkü vaktim sonsuz değil, her bir adama dakikalarca değinemem. Bunu çözmek için de izledikçe hepsinin farklı görsel ve karakter özelliklerini seyirciye sindirmeye çalıştım. Baybars 1.95’lik bir ağır silah uzmanı, Veysel odaklı ve ciddi bir lider, Eşref ketum ve biraz korkutucu bir görev adamı, Mustafa babacan bir rehber, Arif ise hafif ukala ama mesleğindeki yeteneğinin farkında bir uzman. Bu özelliklerini oyuncularla analiz ettikten sonra film çekim yolculuğu sırasında zaten ona büründüler. Çok güzel bir an o. Yazdığınız karakteri sonunda sizin gibi gören oyuncunuzun kameraya yansıması. Bu çileli işe aşkı perçinleyen nadir anlardan.

    Görsel olarak düşünürsek, senaryoyu yazarken bu 7 adamı silüet olarak görünce, seyircilerin ayırt edebilmesini istedim. Bu görsel betimleme yerleştikten sonra da, davranış ve hayallerine el attım. Tabii o davranış ve hayaller için de gerçek hayat referansları gerekiyordu.

    Gerçek hayata dair bilgiler için ise yoğun bir araştırma süreci yaşadık. Senaryoyu yazarken tanıştığım mülakat yaptığım emekli albay Erkan Eruç, emekli kurmay albay Ali Türkşen, emekli binbaşı Levent Bektaş gibi dost ve abilerim bana perspektiflerini ve bilgilerini harmanladılar. Israrla onlara yazarken yaptığım hataları sordum. Tabii ki bir sinema filmini gerçekle birebir tutmak mümkün değil. Ne seyirci buna tahammül eder ne de dramaturji. Ama taktik unsurların gerçeğe olabildiğince yakın olması ve bunu öykünün geneline zarar vermedem filme entegre etmek o sorduğunuz detayların bel kemiğiydi.

    Veysel Yarbay’a değinmek gerekirse, o benim askerde bölüğümdeki yüzbaşım (artık Yarbay) Mehmet Kurt ve bu film ile tanıştığım emekli Albay Erkan Eruç ve birkaç tane daha saygı duyduğum subayın sentezi. Kızını kaybetme flashback'i ve sonuçları ise spoiler olduğundan çok girmemem gereken detaylar. Herkes izleyince ve o detayın sebep olduklarını görünce neden senaryoya yazdığımı anlar zaten.

    Filmin en kesif teması ‘görev mi vicdan mı?’ sorusu. Veysel cevabı imkansız bu sorunun beden bulmuş hali, o yüzden yazması da, yönetmesi de bana büyük keyif veren bir ana karakterdi.

     

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top