3 bölümden oluşan mini dizinin her bir bölümü bir başka hikayeyi anlatıyor. İlk bölüm, sosyal medyanın başa bela olabileceğini gösterirken, ikinci bölüm televizyondaki yarışmaların birgün varabileceği noktaya parmak basıyor. Üçüncü bölüm ise; yakın bir gelecekte insanlar taktırdıkları hafıza çipleri sayesinde tüm hayatlarını depolayabilmektedirler. Hiçbir şey unutulmuyor, hiçbir ayrıntı atlanmıyordur. Peki ya bu, iyi bir şey midir?
“Eğer teknoloji bir uyuşturucuysa -ki uyuşturucu gibi hissettiriyor- peki o zaman, yan etkileri nelerdir? Bu zevk ve rahatsızlık arasındaki bölge, yeni drama serisi Black Mirror’ın olduğu yer. Adında belirtilen “Kara Ayna”yı her duvarda, masada ve avucunuzun içinde bulacaksınız: Soğuk, parlak bir tv ekranı, bir monitör, bir akıllı telefon…”
Bazı bölümleri vardı ki şoke oldum. Muhteşem bir dizi. İçinde ...
Devamını oku
umut
Takip Et!
Takipçi
Eleştirisini Oku
4,0
28 Ağustos 2019 tarihinde eklendi
4 sezona kadar güzel bir iş çıkardılar hatta 3 ve 4 harika diyebilirim arada bir kaç boş ve kendimce saçma bulduğum bölümler var ama üstünde durmaya pek gerek yok. 5. sezon için tek söyleyebileceğim şey rezalet. ünlü isimlerle çıkış yakalamayı düşündüler herhalde. 3 bölümün ikisinde gözümüze fazlasıyla eşcinsellik sokuluyor sanırım propaganda yapıyorlar. neyse umarım ilerleyen zamanda özüne dönüp kalitesini devam ettirir.
Efe Duran
Takip Et!
4 Eleştirisini Oku
4,5
22 Ağustos 2020 tarihinde eklendi
Her bölüm her seferinde farklı bir duygudan şaşırtıyor.Senaristleri ile oturup 1 günümü bile geçirmek hayatımın geri kalanını değiştirir diye düşünüyorum. Siz siz olun hayatınızın her senesinde bir dönem Black Mirror'ın en azından 2 bölümünü açın izleyin gerçeklerden uzak kalmayın. -MED
Mehmet C. A.
Takip Et!
Eleştirisini Oku
5,0
6 Kasım 2020 tarihinde eklendi
Bölümler birbirinden bağımsız olduğu için her bölümün ayrı bir tadı vardı o yüzden 1 numara olarak gösterebileceğim bir dizi herkese şiddetle tavsiye ederim pişman olmazsınız..:)
ibrahim güler
Takip Et!
Eleştirisini Oku
0,5
5 Eylül 2020 tarihinde eklendi
bu dizinin amacı tamamen cinselliği,eş cinselliği,yaymak gibi bir durum var,ilerleyen yıllarda insanlığa yapılacak durumlardan bahsediliyor beyine çip yerleştirme falan,nekadar günah işlersen işle öldükten sonra özgürce yaşamak gibi birşeyler bu dizi bizim gibi müslümanlara pek uymayan bir dizi ama elin gevuru yapıyor ve bizlerde merakla izliyoruz.ALLAH bize akıl fikir versin.
12 İzleyici eleştirisi
Hayran tepkileri
Yorum yapmak için giriş yapın!
UGUR-TAZEG?L
evet, konumuz üç bölümlük zaten bu ingilizlerden dizi denince korkacaksın arkadaş. 100 yıllık sherlock holmes’u bile, öyle böyle yine üçer bölümlük dizilerle gözümüze sokmadılar mı? hiç ama hiç bu kadar etkileyici olacağını tahmin etmemiştim her bölümünde farklı bir über yaratıcı senaryonun işlendiği muazzam dizi. ultra teknolojik olaylardan bahsedilen bölümlerinde bile olayın bilim-kurgu kısmına, teknik boyutlarına girmeden, olası insan psikolojisini ve insan ilişkilerini vurucu bir şekilde anlatan 3 sezonluk şaheser.bu tarz bir diziyi yazmak için sadece geleceğe yönelik teknolojik bir öngörü yeterli olmaz. black mirror'ı diğer masalsı sci-fi dizilerinden filmlerinden ayıran en temel şey, sosyolojik ve toplumsal bilgiyide içinde bulundurması. insanların özündeki rekabetçiliği, bireyciliği gösterebilmeleri. 1. sezon 2. bölümünde zenci arkadaşımızın hayatın saçmalığını, insanların bu saçmalığa gözü kapalı inanmasından doğan bıkkınlığını dile getirmiştir, ancak bu gerçekçi dile getirişi bile sistem kendi avantajına kullanmayı bilmiş ve adamın ''içten'' konuşmasını, kendi ''yapay''lığına alet ettirmiş, çıkarı için kullanmıştır. gerçek hayatta da böyle değil mi? kafamda hayatın umutsuzluğuna dair en önemli sorunlardan birine resmen parmak basmış adamlar. günümüz gazetecilerin, sistemde olan yanlışları, kendileri de o yanlışlara hizmet ettikleri için ( cnn programcıları, spikerler, gazeteciler, genel olarak ana akım medya) dünyada ki sıkıntıyı farklı bir yöne kaydırmaları, dünyada ki savaşların temel nedeni olan kapitalist düşünceyi, açlığın, fakirliğin hatta ve hatta tecavüzlerin ( bu konu genel olarak toplum tarafından yetersizliğe, saygın olamamaya itilmiş insanların, değersizleşmesi ve o ortamlarda birbirlerini etkilemeleri) asıl nedenini konuşamıyorlar. birer aydın olarak karanlık'a hizmet ediyorlar. bu bölümde de onu gördüm. çıkarcılığa karşı olmanın ana nedeni ahlakçı, doğrucu bir insan tipi olmaktan çok, kendi çıkarın için çıkarcı insanları hedef almak olduğunu gösteriyor. 3. bölümde apayrı bir bölümdü, yine birey analizlerinin ve gelecek yorumunun harmanlandığı çok güzel bir bölümdü. hiç öyle romantizme kaptırmadan, yapay insan hareketlerine yer vermeden gerçekci bir şekilde bir insanın ne denli yalan söyleyebileceğini gösterdi. çok güzel insanın beyin limitlerini zorlayan çok aşırı dozda post-modern bulduğum dizi. resmen izledikten sonra dimağımda metalik bir şuur algısı yaratıyor. mekanik/elektronik/mekatronik/genetik gibi disiplinlerin hepsi istisnasız bir biçimde kusursuzca kurgulanmış insanoğlunun, teknolojiyi ne kadar geliştirirse geliştirsin mevzu bahis içgüdüleri olunca bir anda ilkel zamanlarındaki haline döndüğünü, evrim geçirenin bilgi ve bu bilgiye dayanan teknoloji olduğunu ve insanın aslında pekte bir evrim geçirmediğini, insanı, insana değişik bir perspektif sunarak anlatan son zamanlar da izlediğim en futuristik ve en başarılı dizi..izleyin izlettirin 10 üzerinden 10BLACK MIRROR KONUSU:Hikayelerin ortak noktası seçimler ve özgürlükler gibi görünüyor. Ama hikayelerin sadece tek bir teması olduğunu söylemek büyük haksızlık olur.Üç öykünün de yazarı olan Charlie Brooker; seyirciyi emniyetsiz bir dünyaya başarıyla sürüklerken, farklı gerçekliklerin ve şimdiye kadar hiç düşünmediğimiz açmazların olduğu bir dünya yaratıyor. Gerçeklerden çok da uzakta olmayan bir gerçeküstü dünya bu. İnsanları özgür kılan özelliğin, seçim yapabilme becerisi olduğunu sıklıkla söyleriz. 3 hikayedeki seçimler ve özgürlükler gerçekten de sınırları zorlayacak cinsten.Her bölümün sonunda zihinlerde kalan çaresizlik hissi, hemen uzaklaşmak isteyeceğimiz türden.Bazı filmler ve kitaplar vardır; onlarla ilişkinizi bitirdiğiniz andan itibaren unutmak istersiniz ve unutursunuz da...Sistem kendisini bu şekilde korur. Black Mirror bunun tipik bir örneği.1. Bölüm: “The National Anthem” (“Ulusal Marş”)Bu bölümün yönetmeni Otto Bathurst. Hikaye Londra’da, Prenses Susannah’nın kaçırılma haberi ile başlıyor. Prensesi kaçıran kişinin istediği tek şey vardır:İngiltere Başbakanının, aynı gün saat 16:00'a kadar bir domuzla canlı yayında cinsel ilişkiye girmesi, bunun bütün ulusal TV kanallarından ve uydu aracılığıyla yayınlaması. Aksi halde Prenses öldürülecektir. Bu sıradışı, abartılı, korkunç isteğe Başbakan’ın uyup uymayacağını izlediğinzde göreceksiniz...Haberin duyulmasıyla birlikte Kraliyet ailesi, Başbakan ve onun ailesi, medya ve halk...Herkes neler yapılması gerektiği konusunda taraf olmaya başlar.Hikayede bu taraf olma süreci çok güzel anlatılıyor. Bu arada gizlenmeye çalışılan olayın internet aracılığı ile bütün dünyada birkaç saat içinde duyulması gibi günümüzdeki “gizlilik” kavramına ilginç göndermelerle dolu. Başından sonuna nefesinizi tutarak izleyeceğiniz bir gerilim.2. Bölüm: “15 Million Merits” (“15 Milyon Ödül | Kredi”)Bu hikayede kendimizi SiMS türü bir dünyada buluyoruz. Bu dünyada yaşayanlar kredi kazanabilmek için (merits) hergün pedal çevirmek zorundalar ve kazandıkları krediler yemek, temizlik gibi masraflara gidiyor. Hatta aniden gözlerin önünde beliren ticari reklamları seyretmek istemezlerse bunun için de kredi ödemek zorundalar.Korkunç, sıkıcı, postmodern kölelik olarak tanımlayabileceğimiz bir yaşam karşımızda. Bu bölümün yönetmeni Euros Lyn. Hikaye bir açıdan George Orwell’in 1984‘ünü hatırlatmıyor değil.Bu hikayede de uyulması gereken bir sistem ve bu sistemden kurtulup özgürlüğüne kavuşmak isteyen insanlar var.Ancak Black Mirror‘ın dünyasında özgürlüğe kavuşmak da garip bir kavram. Bu dünyada özgülüğe kavuşmak 15 Milyon kredi toplayıp “Yetenek Sizsiniz” tarzında bir programa katılmak demek.Belki de bu bölümün en vurucu yeri de burası. Gerçekte ne olduğu ve ne yapıldığı tokat gibi yüzümüze çarpılıyor.Diğer bir ifadeyle bu aynaya baktığımızda aslında seyrettiğimiz ve garipsediğimiz o gerçek üstü dünyanın; gerçekte bizim dünyamız olduğunun farkına varıyoruz.Kahraman(lar)ımız 15 Milyon kredi toplayabilecek mi ve daha önemlisi toplarlarsa sistemden kurtulabilecekler mi?3. Bölüm: “The Entire History of You” (“Senin Tüm Tarihin”)Brian Welsh tarafından yönetilen son bölüm; oldukça ilgi çekici ve özenilecek bir fikirler başlıyor:İnsanların kulaklarının hemen arkasına enjekte edilen bir kaydedici sayesinde hayatınızdaki tüm olaylar sizin gözünüzden bir yapay belleğe aktarılıyor.İstediğiniz zaman istediğiniz anınızı, birebir olduğu gibi tekrar görebiliyor hatta bunu diğer insanların seyretmesini de sağlayabiliyorsunuz.İsterseniz kötü anılarınızı silebilirsiniz de. Fikir önce çok güzel geliyor ama sonra bunun aslında kişilerin özgürlüğünü nasıl kısıtlayabileceğiniz ve paranoyaklaştırabileceğini görünce; farklı düşünmeye başlıyorsunuz. Örneğin; sevdiğiniz insanın eski ilişkilerini seyretme potansiyelin olması pek de cazip gelmiyor. (ki hikaye özellikle bu problemi temel almış) Farklı nedenlerle bu sisteme dahil olmayan insanlar da var ve evet; onlar kendilerini daha “özgür” hissediyorlar.Her davranışımız, sözümüz kayıt altına alınıyor olsaydı ve biz de bunun farkında olsaydık acaba yine şu anda davrandığımız gibi mi davranırdık?Black Mirror; absürd bir mini dizi. Tahminen seyreden herkes farklı şeyler bulacaktır ve üzerinde tartışılacak çok şey ortaya konacaktır.Gerçek, özgürlük, otantiklik gibi kavramları aynı potade eritmeyi başarabilen güzel bir yapım olduğu ise kesin...Kısa bir Matrix dünyasına girmek istiyorsanız kaçırmamanız gerekir...
Yorumları göster
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.