Hind Rajab'ın Sesi
BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
3,5
İyi
Hind Rajab'ın Sesi

Sesine ortak olmak!

Yazar: Banu Bozdemir

Sepideh Farsi’nin "Put Your Soul on Your Hand and Walk" / "Yüreğini Eline Al ve Yürü" filminde Fatemi’nin yavaş yavaş ölüme uzanan yüzünden sonra minik Hind Rajab’ın Sesi de (Sawt Hind Rajab) bizi derin bir üzüntü ve sorgulama içinde bırakıyor. İzlemesi zor film deriz ya hani, burada da dinlemesi zor bir filmle karşı karşıyayız. Venedik’te Jüri büyük ödülü alan, dakikalarca alkışlanan, oyuncusu Motaz Malhees tarafından Filistin bayrağı açılan film, gerçek ve trajik bir sesin çaresizliğiyle, ona yardımcı olamayan bir gönüllü ordusunun çaresizliğinin örtüşmesi. Tek farkı, Hind Rajab’ın canımızı yakan, korku dolu, kafası karışık, nefes nefese kalmış sesinin gerçek olması! Kouther Ben Hania’nın filmi 29 Ocak 2024’de ailesinin arabası bombalandıktan sonra tek başına hayatta kalan beş yaşındaki bir çocuğun yardım çığlıkları ve ona telefonda yardım etmeye çalışan gönüllülerin konuşmalarından oluşuyor. Çocuk Filistin Kızılay’ını arıyor ve onlardan yardım istiyor. Film bu telefonlaşma anlarının bir şekilde eyleme geçemeyen, bir ses olarak kalan anlarından oluşuyor.

Tanit Films / Mime Films

Bazen deriz ya sinemanın saf hali diye… Burada belgesel ve kurmacanın birleşimiyle karşı karşıyayız. Hiçbir şey oynanmıyor, sadece yeniden canlandırılıyor. Merkezde ise minik yavru Hind Rajab’ın sesi var. Tunuslu yönetmenin Oscar adayı "Dört Kız Kardeş" belgeselini izleyenler yine gerçek yaşamın izini sürecekler. O film de canlandırma mantığı üzerinden gidiyordu ve iki kızı IŞİD’e katılmak için evi terk eden bir ailenin o zamana kadar ki sürecini canlandırma yöntemiyle anlatıyordu. Evde kalan iki kız kardeş kendilerini oynuyordu.

Burada ise şimdilerde bir ateşkeşin gerçekleştiği söylenen topraklarda hayatını kaybeden 18.000’den fazla çocuğun birinin attığı yardım çığlıklarıyla karşı karşıya kalıyoruz, gerçek zamanlı bir isyanla yüzleşiyoruz.

Gustav Möller’in "Suçlu"sunu hatırlatan filmde biraz soru sormamız gerekirse, bazı yerlerin yönetmenin yorumuna kaldığını düşünebiliriz, yine yönetmenin telefonla kaydettiği konuşma görüntüleri var ve yönetmen bunu canlandırma yapan oyuncuların üzerine yansıtıyor çoğu zaman. Bu anlar sanatsal algılar çerçevesinde pek de soru işaretlerine mahal bırakmayacak şekilde cesur bir biçimde yansıyor ve ulaşıyor bizlere… Küçük kızın sesi rızası olmadan kullanılıyor, bir çocuğun hayatı üzerinden bu trajedinin filminin yapılması bile çok üzücü ama bazen sadece çığlıkları duymak yeterli gelmiyor, o yüzleşmeyi adamakıllı yaşamak gerekiyor. Yani yönetmenin tarzına ve iyi niyetine inanmak istiyorum. Bu ses o yüzleşmenin en büyük kanıtı. Bu onun sesi ama film onun filmi gibi değil. Onun hayatını kurtaramayan bir kurtarma girişiminin kurgusal versiyonu. Minimalist mekan kullanımı, sahne yerleşimiyle bir baskı odası kıvamı, her türlü duygusal çalkantıya açık ve övgüye değer! Film her iki türlü de yorumlanmaya açık; manipülatif bir duygu sömürüsü olarak da algılanabilir, orada yaşananları ete kemiğe büründürmeye çalışan bir çaba da. Ben ikinci yolu seçerek küçük bir çocuğun sesine sığınıyorum. Yoksa film bazı anlarda gönüllerin stres ve paniğini Hind Rajab’ın durumundan daha öncelikli tutuyor, bu da biraz yürek burkucu... Yine de Hind Rajab’ın gerçek kayıtları, ölümün ensesinde olduğu anlarda fısıldadığı dualar, cızırtılara karışan küçük sesi ve hatta deniz üzerine düşüncelerini içeren film, hepimizin kalbini çok fena kırıyor. Rahatsız edici de olsa izlenmesi gereken bir film!

Daha Fazlasını Göster