Hesabım
    Deccal
    Ortalama puan
    2,7
    255 Puanlama
    Deccal hakkında görüşlerin ?

    69 Kullanıcı yorumları

    5
    5 Eleştiri
    4
    12 Eleştiri
    3
    6 Eleştiri
    2
    31 Eleştiri
    1
    9 Eleştiri
    0
    6 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.887 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    10 Mart 2022 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da yazan Lars von Trier'nin yönetmen koltuğunda oturduğu “Antichrist (ANTICHRIS♀)”; "kadın düşmanlığı" konsepti bağlamında, "Katolik Hristiyanlık" ile ona uygun olarak üretilmiş olan Şeytan'ın ayarttığı "cinselliğini keşfeden kadının (Eve)", "erkeği (Adam)" kandırması neticesinde "insanın cennetten kovuluşu" sürecinin başlatıldığı dini efsanenin, fazlasıyla sert bir eleştirisinin yapılarak anlatıldığı sıra dışı bir psikolojik gerilim olarak geliyor karşımıza...

    Yani Şeytan'a uyan bir "günahkar kadın" ve o kadının yoldan çıkarttığı bir "masum erkek" tiplemesiyle karşı karşıyayız...

    Hadi buyurun başlayalım...

    Ve...

    Gelin isterseniz, vizyona girdiği yıl, büyük bir ilgi ve şaşkınlıktan ağzı açık bir biçimde sinema salonunda izlediğimiz; başroldeki iki karakterden kadını canlandıran Charlotte Gainsbourg'ün Cannes Film Festivalinde "En İyi Kadın Oyuncu" Ödülünü kazandığı, Sovyet sinemasının önemli şahsiyetlerinden Andrei Tarkovsky'e (1932 – 1986) adanmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...

    - "Önsöz" -

    Karı (Charlotte Gainsbourg) koca (Willem Dafoe) banyo da, "yasak elmayı ısırır" tarzdaki olağan dışı bir form da sevişirlerken, yeni yürümeye başlayan oğulları Nic (Storm Acheche Sahlstrøm), ittirerek yanaştırdığı bir sandalye ile üzerinde durmakta olan "ağrı", "yas" ve "çaresizliğin" resmedildiği dilenci heykellerini de devirmek suretiyle açık durumdaki pencerenin önündeki dolabın üstüne çıkar...

    Oradan da; karın yağışını izlerken durmakta olduğu pencerenin küpeştesinden uçarak, aşağıdaki beton zemine çakılır...

    - "Bölüm Bir: Yas" -

    Cenazede baba hüngür hüngür ağlarken, hissettiği derin üzüntü sebebiyle bitkinlikten bayılan anne, hastaneye kaldırılır...

    Yaklaşık bir aydır hastanede yatmasına karşın anne, halen kendine gelememiştir...

    Zira yürümeye başladığını bilmesine rağmen gerekli önlemleri almamış olması nedeniyle, oğlunun ölümünden kendi kendini sorumlu tutmaktadır...

    Ancak kendisi de bir terapist olan ve böylesi bir durumda "yas tutmanın", hastalanmak değil de doğal bir tepki olduğunu bilen baba; karısının doktoru Wayne'i ikna ederek onun, taburcu edilmesini sağlar...

    Evde de işler, öyle beklendiği kadar iyi gitmemektedir...

    Ağlayıp sızlanmalarına devam eden kadın şimdi de kocasını, kendisini ve oğlunu ihmal etmekle itham etmektedir...

    Derken...

    Deneyimli bir terapist olan kocaya göre yastaki karısı, belirtileri; bulanık görme, ağız kuruması, duyma bozukluğu, titreme, nefes darlığı, nabız yükselmesi ve bulantı olan "anksiyete" aşamasıdır...

    Yine koca, yapılması gerekenin korkularla yüzleşmekten başka bir şey olmadığını ve o yüzden de korkulan tüm hususların bir listesinin yapılması gerektiğini belirtir...

    Neler midir bunlar?

    Ne yazık ki, kafasını toparlayamadığı için kadın, bunları sıralayamaz...

    Bu durumda kocası, en azından içinde bulunmaktan en çok korktuğu mekanın neresi olduğunu sorar kendisine...

    Yanıt, bir yıl önce hem tatil yapıp hem de doğaya dair geliştirdiği tezini kaleme almak amacıyla oğlu Nick ile beraber gittiği "Cennet Ormanı"dır...

    Bir trende karşılıklı oturarak o mevkiye doğru ilerlerken kocası karısından, gözlerini kapatarak önce detaylı bir şekilde bu ormanı tasvir etmesini ardından da aynı ormanın içindeki kulübenin önündeki çimenlere uzanmasını ister...

    Sonrasında da, karısı dinlenirken kocanın; doğum yapmakta olan bir ceylanı gördüğü o ormana varırlar...

    - "Bölüm İki: Acı (Kaos Hüküm Sürüyor)" -

    İşte bu; köprüsü, tilki kovuğu, çürüyen yaşlı ağacı ve kulübesi ile kadının hayalinde canlandırdığı, güçsüzün güçlüye yem olduğu doğanın kurallarının egemenliğini sürdürdüğü ormanın bizatihi kendisidir...

    Sırada cadı avcılığı adı altında yapılan kadın katliamı imgeleri yer almaktadır...

    Uzatmayalım...

    İşin içine, kadının söylemi ile Şeytan'da girer...

    Çünkü o, doğanın Şeytan'ın Kilisesi olduğuna inanmaktadır...

    Dakika 54...

    Geride sizleri, "Umutsuzluk (Kadın Katliamı)" ve "Üç Dilenci" isimli iki kısım ile bir "Sonsöz" ün de bulunduğu 54 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Bitirmeden, nitelikli film izlemeyi tarz haline getiren sinemaseverlere, dini saiklerin tetiklemesiyle yapılan olumsuz yorum ve düşük puanlara aldırmadan; (her ne kadar resmi olarak böyle duyurularak lanse edilmemiş olsa da) Von Trier'nin "Depresyon Üçlemesinin (Depression Trilogy)", "Melancholia" (2011) ve "Nymphomaniac" (2013) öncesindeki, çok özel uzuv makyajları ile görsel efekt teknolojisinin son derece etkili kullanıldığı bu ilk filmi atlamamalarını öneriyoruz...

    Yorumumuz, klasik söylemlerden biraz farklı oldu değil mi?

    Zaten nihai hedefimiz de buydu...

    Keyifli seyirler,
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    29 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    KUSURSUZ OYUNCULUKLAR HARİKA BİR FİLM
    Kadın psikolojisine çok feci bir yolculuk.Gerilim,psikoloji ve cinsellik ögesinin fazlaca kullanıldığı bu filme normal bir tepki verilemez.
    Deccal (2009) Ağlayan kadın, hile yapan kadındır.. Yönetmenliğini Lars von Trier üstlenirken oyuncu kadrosunda Willem Dafoe, Charlotte Gainsbourg ve Storm Acheche Sahlstrøm gibi isimleri izleyeceksiniz.. Film Gerilim-Psikolojik-Erotik türlerini barındırıyor.. Konusuna gelecek olursak, Çocuklarını kaybeden çiftin acılarını unutmak için şehirden uzaklaşarak ormanda bir kulübede yaşamaya başlarlar bu süre zarfındaki yaşantılarına şahit olacaksınız.. Bu kendilerinden her şeyden kaçış aslında büyük bir soruna yol açacaktır.. Yönetmen Lars von Trier izlediğim ilk filmi olmasına rağmen tarzını sevdim diyebilirim.. Filmin konusu biraz karışık olduğu için yorum (SPOILER İÇERİR) Filmin herkese hitap edeceğini düşünmüyorum filmin adından bile seyirci bir korku filmi beklerken karşılarına psikolojik travma konulu bir film çıkıyor buna hazırlıklı olmalılar.. Filmdeki erotik sahneler filmin derinliği bakımından gerekli buna fazla takılmamak gerekir.. Film tamamıyla erotik film olmaktan zaten konusu bakımından ayrılıyor filmde çocuklarının kaybetmelerinin yani olayın sorumluluğunu kendilerinde bulmaları daha çok annenin kendi içinde verdiği savaş ve babaya karşı oluşan bir nefret zaten filmin gidişatını aşırı derecede değiştiriyor.. Cinsellik sonucu ihmal edilen bir çocuk.. Babanın çocuklarının ölümünden sora dağılan anneyi ayakta tutma çabaları.. Annenin bu olayın tek sorumlusu olarak kendini ve babayı gösterip cezalandırmak istemesi.. Yani bu üç bölümden oluşan filmde yönetmen birazda film bittikten sonra seyirciye ne mesaj alırsa alsın derdinde zaten filmi hayranı olduğu efsane yönetmen Andrey Tarkovskiy adamış zaten Tarkovskiy sineması da öyledir yönetmenin nereden ilham aldığı çok açık.. Tabi diğer filmlerine de göz atmak gerek elime geçerse Lars von Trier filmlerini izlemeye çalışırım.. Filmin zaten iki başrol oyuncusu var gerçekten usta oyuncu Willem Dafoe herkesin altından kalkamayacağı bir karakteri muhteşem performansı ile canlandırmış.. Diğer başrol kadın oyuncusu Rüya Bilmecesi filminden tanıdığım Charlotte Gainsbourg içinde aynı şeyler geçerli.. Filmdeki erotik sahneler aşırıya kaçılmış şiddet sahneleri ile atmosferi bakımından oldukça sakat bir film izleyeceksiniz.. Bir çok ülkede film bu saydıklarım yüzünden yasaklanmıştır. Filmden sonra muhtemelen iğrenç erotik deyip atacaksınız ya da kafanızdaki soru işaretlerini benim olduğum gibi kendi çapınızda cevap bulacaksınız.. İmdb puanı: 6.6 olduğunu söylemekte fayda var benim gözümde daha fazlasını hak edenlerden.. Psikolojik türünün tutkunlarına tavsiye edebileceğim bir film birazda Lars von Trier sinemasına ilginiz kısaca kaçık olmanız gerekiyor.. Beni film genel anlamda etkisi altına almayı başardı.. 8.0 ::SEKS NASIL YORUMLANIR::
    Yaşar A.
    Yaşar A.

    14 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    29 Ocak 2016 tarihinde eklendi
    Aşırı sarsıcı bir film. Cidden etkisinde bırakıyor. Çok ama çok yoğun bir film. İzleyin kesinlikle izleyin çünkü şahsen benim hayatımda izlediğim en garip filmdi.
    JeanClaudeVanDamme
    JeanClaudeVanDamme

    Takipçi 1.209 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    17 Ekim 2012 tarihinde eklendi
    Yeri geldiğinde filmi için bir hayvanı öldürebilecek kadar insanlıktan uzak,hastalıklı bir beynin yansıması olan faşist Lars Von Trier'den ancak kendisinin çekebileceği ve muhtemelen kendini tatmin etmek için ortaya çıkardığı hastalıklı bir filmimsi.İzleyiciye göstermek için olur olmaz sergilenen erkek ve kadın cinsel organları,erotizmle alakası olmayan alenen porno bölümleriyle her izlediğinden sanatsal çıkarımlar yapan zavallılara bir başucu hikayesi.Gayet de başarılı olmuş ki bu site de dahil pornodan bile sanatsal yönler bulabilen kuş beyinli elitistler ağızları kulaklarında izleyip müthiş film çözümlemelerine devam ediyorlar.Tam bir aptal ayracı.
    kemerlee
    kemerlee

    Takipçi 693 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    4 Şubat 2012 tarihinde eklendi
    Faşist, sapkın sinemacı Lars Von Trier; inançları için savaşan katleden silahsız insanları öldürenler için tanrı onları affeder affetmeyeceği tek şey tarafsız kalıp savaşmayanlarıdır(barış istiyenlerdir) diyerek nazilere hayranlığını anlatan(europa), sınıf ayrımının gerekliğini savunan fakir ama gururlu insanların olmayacağını alt sınıfların bunları hak ettiğini söyliyen (Dogville), Köleliğin kaldırılmasının büyük yanlış olduğunu belirttiği beyaz üstün ırk tarafından yönetilmedikten sonra zencilerin bir hiç olduğunu söylediği Manderlay'dan sonra.Bu filmiyle yüzyıllardır şiddete uğruyan ezilen katledilen kadınların bunları hak ettiğini içilerindeki şeytani kötülükten ve sapkınlıktan kaynaklanarak en masum insanın bile kadınlara şiddet uygulamasının normal olduğunu belirttiği bir film ntichirst. Yani yıllardır çektiği her filmde ezilen, katledilen, işkence gören, kullanılan, soykırım yapılan insanların bunları hak ettiğini ve bunların olmasının yaşamın doğal bir sonucu olduğunu bu şiddeti uygulayanların sıçlu olmadıklarını belirtiyor Ari ırka mensup nazi hayranı faşist Megolomanyak Lars Von Trier.
    Ilknur K
    Ilknur K

    Takipçi 1.236 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    28 Ağustos 2011 tarihinde eklendi
    Herkes türkçe ismine takılmış bu filmin. Ama Antichrist'tin tam türkçesi zaten deccal demektir. Fim oldukça rahatsız edici can sıkıcı sahnelerle dolu.
    poltergeist
    poltergeist

    Takipçi 12 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    30 Haziran 2011 tarihinde eklendi
    Tüm zamanların en iyi filmlerinden biri. 10/10
    Torrance
    Torrance

    Takipçi 5 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    4 Şubat 2011 tarihinde eklendi
    bu film bu kadar düşük bir puanı kesinlikle haketmiyor.. hepten 4 puan almış yahu.. bu kadar düşük olmamalı.. filmi bazı beklentilerle izlemek, tatmin olmayınca da düşük puanlar vermek çok saçma.. tamam korkutmuyor olabilir ama filmde asıl anlatılmak isteneni de mi anlamadınız.. kapalı bir anlatımı da yoktu yani.. hiç korkunç bir film değildi deyip de düşük puan vermek olmaz.. film biraz gizem ve en çok da psikoloji içeriyor.. bunları da unutmamak lazım..
    ibrahimacer38
    ibrahimacer38

    Takipçi 3 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    25 Ocak 2011 tarihinde eklendi
    kadın delirmekte haklı...:)
    Ismail S
    Ismail S

    Takipçi 133 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    10 Ocak 2011 tarihinde eklendi
    Charlotte Gainsbourg, delirme aşamasına gelmiş bir acılı anne rolünde.Willem Dafoe ise mesleği psikolog olan acılı bir baba rolünde,ki performansı görülmeye değer.
    Filmin arva eşliğinde etkileyici bir açılış sahnesi var.
    Kadın erkek ilişkilerine, tarihe değinen gerilim dozu yerinde bir film,biraz da rahatsız edici.
    Filmi iyi buldum.Açılış sahnesi, olayların gelişimi(özellikle son 20 dk.),oyuncu performansları tatmin edici.Ama diyaloglar da biraz sıktı beni.Bazen filmin içine girmekte zorlandım.Yine de tavsiye ederim,tabi herkesin kaldırabileceği bir film değil.Biraz hareket isteyenler sıkılabilir,bazı anlar bende olduğu gibi.
    Beyazperde puanını kesinlikle haketmiyor.10 üzerinden 4 sinepuanı.pehh!en azından bi 6-7 olmalı derim.bendeki puanı 8... :))
    Siyahatlyprens
    Siyahatlyprens

    65 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    9 Ocak 2011 tarihinde eklendi
    kesinlikle amaçsız bir film düşünüyorum.. izleyipde değerli vaktinizi boşa harcamayın. ayrıca filmin başındaki aryaya da sakın aldanmayın, ilerleyen dakikalarda film size o arya sahnesini çok aratıyor.

    son olarak editörler artık puanlamaya "0" puanı da eklesinler istiyorum.
    Jef---Costello
    Jef---Costello

    Takipçi 152 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    1 Ocak 2011 tarihinde eklendi
    birkere şunu söyleyim;

    film kesinlikle sıradan izleyecinin burun kıvıracağı türden bir film..

    Hastalıklı Yönetmen Trier'den yine hastalıklı bir film Deccal..

    Bresson-Polanski-Lynch ve Haneke ile birlikte İnsan psikolojisini filmlerine iyi yansıtan yönetmen Trier'dir..öyle haz alınacak yönetmenler değildir bunlar.

    film şu;

    delirmekte olan bir kadın ve bir o kadar onun kadar deli olan kocası'nın yaşadıkları tranva ve içlerinde yaşatıp biriktirdiklerinin dışavurumu..bazı sahnelerde kusmanız olası.psikolojiniz de bozulabilir..bn beğenmedim ama son dönemlere baktığımda, "nitelikli film çıkaramama fobisini bu filmle yenmiş sinema sektörü"..9/10
    Arda Can Yazgan
    Arda Can Yazgan

    7 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    19 Aralık 2010 tarihinde eklendi
    antihrist hakkında bilginiz varsa ve tuhaf ön yargılarınız yoksa gerçekten kaçırmamanız gereken bir film bir an önce dvd sinin çıkmasını bekliyorum.hayatımda izlediğim en iyi filmlerden birisi...
    Figen-Ay-e
    Figen-Ay-e

    Takipçi 88 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    13 Ekim 2010 tarihinde eklendi
    Filmin başındaki o 'arya' hala kulaklarımda çınlıyor, muhteşem ötesi bişeydi...
    Azerate-2
    Azerate-2

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    10 Ekim 2010 tarihinde eklendi
    Çok fazla uzatmak istemiyorum ancak bu tarz filmleri anlamayan ve kaldıramayan kişilerin bu filme not vermesi bile saçma. Bu film, Lars Von Trierin şuana kadar yapmış olduğu görsel ve tema olarak en başarılı filmdir. Notu da en az 8 olmalı. Filmin derinliğini anlayamıyorsanız not vermeyin lütfen...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top