En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Hilal S.
Takipçi
63 değerlendirmeler
Takip Et!
3,0
9 Mayıs 2018 tarihinde eklendi
Haberlerde Leonarda Di Caprio'nun vizyondan kaldırılan ilk filmi olarak okuyup, hemen ardından izleme kararı almıştım. Evet bence Leonarda Di Caprio'nun en kötü filmi ama yine de izlenmeye değer. Çünkü ancak aşırı bir film tutkunuysanız filmin sonunu bulursunuz. Bunun dışında senartist'in sizi şaşırtmasına hazır olun. Heyecan dolu tek bir sahnesi bile yokken yine de izlettiriyorsa kendini bunun sebebi tamamen Leonardo Di Caprio'dur.
Fazlasıyla harikaydı ya film bitti ama hâlâ sorguluyorum. Psikolojikmen insanı allak bullak eden bir film. Sonundanda emin olabilseydim keşke. Gerçekten deli miydi yoksa deli olduğuna mı inandırıldı? Anlayan varsa anlatsın lütfen
Öncelikle bu filmi 2 kere izledim ve yorumumu ona göre yapıyorum arkadaşlar bu filmi ilk izlediğimde adamın deli olduğunu kabul edenlerdendim ikinci izleyişim ise 5 sene sonra oldu ve daha ayrıntılı izledim bu film beyin yıkama deneyini anlatıyor arkadaşlar ince ayrıntıları şöyle söyleyeyim 1. Adamın rüyaları başta farklıyken sonda farklı oluyo adamın karısı yangında ölmüş başta rüyası bu şekildeyken sonra rüyalarında karnında kan akmaya başlıyor o küçük kız başta kampta ölenler arasındayken sonrada kızı oluyo ve gölden ölüsünü çıkarıyor 2. Adamın 2 tane acısı var karısının ölümü ve o kamptakileri kurtaramamak bunun üzerinden zaten aklıyla oynuyorlar gölde 3 çocuğu ölmesine rağmen neden sadece kız çocuğuna suni teneffüs yapıp onla ilgileniyor dersiniz çünkü diğer iki çocuk sadece olayın dramatik yönünü artırmak için adamlar tarafından uydurulmuş çocuklar. 3. Madem bu Kişiler gerçekten ordakileri rehabilite ediyorsa neden c bölümündekiler yatağı bile olmayan hücrelerde kalıyor insanları önemseyen hiç bir yer o şartlara müsade etmez birde duvarda işkence resimleri var tabi işkenceye karşıysanız o resimleri Yok edersiniz duvara asmak yerine. 4. İğneyi vurup bayılttığı doktorun bi sözü var ki çok manidar İNSANIN YARALARINDAN Bİ CANAVAR YARATABİLİRSİNİZ bu filmin konusunu açan anahtardır işte adamın Deniz korkusu o kampta ölen küçük kız çocuğu ve karısı onun yaraları işte onlar üzerinden adamın aklıyla oynadılar. 5. C bölümündeki arkadaşının karın öldü onu unutmalısın demesi bu yüzden o sahne herşeyi anlatıyor zaten bu sana oynanan bi oyun demişti birde ortağıma güveniyorum dediğinde onlar kazanmış demişti 6. Karısına karşı ilgisiz olduğunu söylemişlerdi fakat rüyalarında karısı da oda hep birbirlerini sevdiğini söyledi sonuç olarak adamın beynini o verdikleri haplar ve hastalar üzerinden anlattıkları hikayelerle yıkadılar ve o hikayelerin kahramanı bizim leonardo oldu bunu neden mi yaptılar çünkü hastane hakkında kimsenin bilmediği şeyleri leanordo biliyordu c bölümündeki o arkadaşınıda zaten ona herşeyi anlattığı için geri getirmişlerdi
Film efsane izlemenizi tavsiye ederim. spoiler: Şöyle bir sıkıntı var adam deli ise cidden ve son sahnede hemşirin elindeki demir iğneler lobotomi aletleriydi. lobotomi gerçekten orada yapılan bir şeyse adam deli değil çünkü bunu mağradaki doktor ona anlatmıştıspoiler:
İki dedektif, en tehlikeli ve ciddi delilerin tutulduğu adaya giderek oradaki esrarengiz olayları ve sırları çözmeye karar verir. Film gerçekten çok değişik bir yapıt.Kafa bulandıran cinsten.Filmi beğenmeyenler iyi takip edememişlerdir. O yüzden filmi iyi takip ederek izleyin.. Martin Scorsese ve Leonardo'nun en beğendiğim filmi süphesiz ki Zindan Adası. Bu başyapıtı ve dünyanın sayılı filmlerinden biri olan filmi daha fazla beklemeden izleyin 10/9
Zindan Adası filmini uzun bir süre önce dvd rafıma koymuş ve de izlemenin doğru olacağı bir zamanda izlemeyi kafaya koymuştum. Bu yılın başında ise bu filmi izledim, birkaç ay sonra tekrar izledim ve de Zindan Adası filmi gerçekten müthiş bir film bence. Hatta benim gizem türü içerisinde izlediğim en iyi iki üç filmden biri şimdiye kadar ve hayatımda da izlediğim en iyi filmler arasına bile koyabileceğim bir film. Oldukça meraklandıran konusu başlarda zaten kendi gerilimini ufak ufak hissettirmeye başlasa da sonrasında artan gizem ve de filmin psikolojik yanları ile gitgide meraklanmaya başlıyorsunuz, sonlara doğru da olay çözülmüş gibi dursa da en sonunda oldukça kafaları karıştırmayı başarıyor. Tümünü anlamak ve oturtabilmek için iki kere izlenmesini tavsiye ederim ancak bir kere izlenince de anlaşılabilir diyebilirim. Kısaca karşımızda mükemmel bir senaryo var ve de çok başarılı bir şekilde uyarlanıldığını (Dennis Lehane'in romanından Laeta Kalogridis'in uyarladığı) bizlere gösteriyor. Performanslara gelecek olursak, Leonardo DiCaprio, mükemmel bir performans sergiliyor desek yanlış olmaz. Bunun yanında Michelle Williams ve Emily Mortimer da çok başarılı performanslar sergiliyorlar. Diğer oyuncuların da performansları bir o kadar iyi. Açıkçası karşımızda alıştığımız bir Scorsese yapımı yok ancak Scorsese çok iyi bir iş çıkartıyor diyebiliriz. Müziklerinden görsel yapısına kadar da çok başarılı bir iş olduğunu söylemek yanlış olmaz. Oldukça sürükleyici ve çok etkileyici olan bu yapımı kaçırmayın derim!
Filmin bence hiç bir yönü tartışmaya açılamayacak kadar üst düzeyde. Allak bullak ediyor sizi. Hadi canım diyorsunuz. Eleştirebileceğim bir yönü olmayan nadir filmlerden birisi. Oyunculuklar ve senaryo çok üst düzeyde. Sonuç ise harikulade. Akıl oyunları, İskelet anahtar ve Zindan adası her zaman ilk önereceğim filmlerdir bu filminde katılmasıyla. Bu başyapıtı beğenmeyenler için çok samimi söylüyorum ; başka alanlara yönelin. Çünkü böylesine şahane filmleri anlamadığınız gibi birde karalamaya çalışmanız çok saçma. Susam sokağından da başlanabilir.
İyi kurgulanmış filmleri seviyorsanız ve filmin başında sonunun nasıl biteceğini tahmin etmek istemiyorsanız ya da tahmininizin sizi yanıltmasını istiyorsanız kesinlikle kaçırmamanız gereken bir film. Yönetmen Martin Scorsese filmi mükemmel bir kurgu içerisinde çekmiş ve Leonardo DiCaprio, bu adama artık Oscar'ı verin!
Shutter Island, Martin Scorsese ve Leonardo DiCaprio ikilisinin yeni bir şaheseri. Film son yılların en iyi filmlerinden birisi. Film önce Teddy ile Chuck polis ikilisinin bu adaya gelmesiyle başlıyor. Filmin başları biraz sıkıcı olsa da daha sonra olaylar gelişiyor, sağdan beklerken soldan vuruyor. Filmin geneline bakarsak öncelikle Shutter Island (Zindan Adası)'ın atmosferi çok etkileyici. Normal, sakin bir yer gibi gözükürken bu akıl hastanesinin altında nelerin yattığını öğreniyoruz. Ya da öğrenemiyoruz? Aslında filmin konusu Teddy ve Chuck'ın adada kayıp birisini bulma araştırması gibi gözükse de aslında durum çok farklıymış. Konuya daha çok filmde kaybolan hasta Rachel'ın yazdığı not örnek gösterilebilir: "67 kim?" Aslında bundan sonra adada 66 hastanın olduğunu öğreniyoruz fakat bir 67. hasta var ve bu kim? (Film hakkında spoiler vermeden bu kadar oldu ancak) Yönetmen Scorsese, adanın o gergin havasını filmin senaryosu, çekimleri ve müziği ile çok iyi yansıtmış. Oyunculuklara gelirsek filmin önemli karakterlerinden birini canlandıran Ben Kingsley, önceden aldığı Oscar'ın hakkını bu filmde yeniden vermiş. Başroldeki ünlümüz Leonardo DiCaprio ise gerçekten başarılı oynamış. Hatta o kadar başarılı oynamış ki "Artık şu adama bir Oscar verin" performanslarından biri olmuş. Chuck'ı oynayan oyuncu ve şimdi çoğumuzun The Avengers'dan tanıdığı Mark Ruffalo bu filmde biraz sönük kalmış. Yanda DiCaprio parıldarken Ruffalo, bütün film boyunca biraz fısıltı gibi olan sesiyle oynamış bu filmi. E haliyle sönük kalacak böyle. Bunların dışında filmin bazı yerleri bu film ile aynı yılda vizyona giren yine DiCaprio'nun filmi Inception ile ortak noktalar taşıyor. "Şu an gerçek mi yoksa bu bir rüya mı?" tarzında. Sonuç olarak gizemli gerilim tarzını, DiCaprio-Scorsese ikilisini sevenlerin kaçırmaması gereken etkileyici bir film bu. Film yüksek ve heyecanlı temposuyla ilerliyor ve sürpriz finali ile seyirciyi hiç sıkmadan bitiyor. Tavsiye ederim. 4/5
İzlediğim en iyi psikolojik-gerilim filmidir diyebilirim. Filmi izlerken ne olacağını tahmin edemiyorsunuz, etseniz bile bir sonraki sahnede sizi şaşırtmayı başarıyorlar. Özellikle sonu gerçekten çok iyiydi.
Zannetmiyorum ki en ilk kez izlendiğinde anlaşılabilsin. Ayrıca son sahnede erkek sağlık görevlisinin elinde tuttuğu metal demirler lobotomi için kullanılan ameliyat malzelemeleri. Doktor ortak diye yanına gittiğinde Leo’nun iyileşip iyileşmedini anlamaya çalışıyor. Sonra iyileşmediğini anlıyor. Asıl mesele Leo’nun bunu bilerek yapıp yapmaması . Çünkü aklı yerini geldiğinde gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalıyor bence o sahnede de her şeyin farkındaydı ama son replikte bir canavar olarak mı ölmek daha iyi yoksa iyi bir insan olarak mı dedi. Yani her şey hatırlaması kendisine çok kötü hissettiriyordu ve akıl sağlığı yerinde ölmektense lobotomi yapılarak duygusuz ve hissiz ölmeyi hiç bir şey hatırlamamayı tercih ediyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.