Hesabım
    Zero Dark Thirty
     Zero Dark Thirty
    8 Şubat 2013 Sinemada | 2s 29dk | Aksiyon, Gerilim
    Yönetmen Kathryn Bigelow
    |
    Senarist Mark Boal
    Oyuncular: Jessica Chastain, Jason Clarke, Joel Edgerton
    Basın
    3,6 5 Eleştiri
    Üyeler
    3,1 39 Puanlama, 7 Eleştiri
    Beyazperde
    2,5
    Puanım :
    0.5
    1
    1.5
    2
    2.5
    3
    3.5
    4
    4.5
    5
    İzlemek İstiyorum

    Özet

    11 Eylül 2001'de Manhattan'daki Dünya Ticaret Merkezi kuleleri yerle bir edildikten sonra, yakın dünya tarihini değiştiren bu saldırıyı El-Kaide terör örgütü ve ABD'nin en azılı düşmanlarından biri olduğunu iddia eden Usame Bin Laden üstlenmişti. Önce Afganistan'da başlayan savaş, diğer Orta Doğu ülkelerine de yayıldı ve Pentagon saldırıların bir numaralı sorumlusu olarak gösterdiği Bin Ladin'i köşe bucak aramaktan asla vazgeçmedi. Pakistan'ın Abbottabad kentinde köşeye sıkıştırılıncaya kadar ABD'ye milyonlarca dolara mal olan bu arayış ve 'insan avı' operasyonu 1 Mayıs 2011'de düzenlenen gizli bir operasyonla nihayete ermişti.

    Senaryosunu Mark Boal’ın gerçeklere sadık kalarak kaleme aldığı filmde, Bin Ladin'in saklandığı yeri tespit eden ve bu timin organizasyonunu yürüten Maya adlı CIA ajanı, böyle operasyon ve bölge için oldukça genç olmasına rağmen, kendisine olan güveni ve üstün istihbarat başarısıyla Bin Laden'in yakalanmasını sağlıyor.

    Filmin yönetmenliğini Oscarlı sinemacı Kathryn Bigelow üstlenirken başrol Maya olarak yükselen yıldız Jessica Chastain yer alıyor. Kadrodaki diğer isimlerse Joel Edgerton, Chris Pratt, Mark Strong ve Jennifer Ehler...

    Beyazperde Eleştirisi

    2,5
    Geçer
    Zero Dark Thirty

    İyi işçilik her şey mi?

    Yazar: Ali Ercivan
    Üç sene önce Ölümcül Tuzak (The Hurt Locker) ile Oscarları toplayan ve en iyi yönetmen kategorisinde Akademi Ödülü'nü kazanan ilk kadın olarak tarihe geçen Kathryn Bigelow, yine Ortadoğu ve 11 Eylül sonrası Amerika'nın terörle mücadelesi ekseninde bir filmle karşımızda. Senaryosunu yine Mark Boal'un yazdığı Zero Dark Thirty, Usame bin Ladin'in ölü olarak ele geçirilme sürecini anlatıyor. 5 dalda Oscar'a aday gösterilmiş olan yapımın en çok dikkat çeken yönü ise CIA'in bu süreçte işkenceyi bir bilgi edinme yöntemi olarak kullanmasını meşrulaştırdığı tartışması.Ölümcül Tuzak,  koyu Amerikan milliyetçiliği, ırkçı ve şoven bir yaklaşıma sahip olmakla suçlandığında belli ölçüde filmi savunmuştum. Çünkü o filmin özellikle Irak'ın işgaliyle ilgili olmadığını, dolayısıyla o konuda kelam etme derdi bulunmadığını, aslen bir savaş psikolojisini anlatmaya çalıştığını ve Irak'ı buna sadece güncel bir
    Zero Dark Thirty Orijinal Fragman 1:14
    Zero Dark Thirty Orijinal Fragman
    7.503 gösterim
    Öneriler

    Son Haberler

    Yakın Plan: Chris Pratt
    Haberler - Sanatçılar
    21 Haziran 2018 Perşembe
    Oscar Adayı Filmler Vizyonda!
    Haberler - Gündemdeki Filmler
    Lincoln, Zero Dark Thirty ve Tepelerin Ardında filmlerinin yanı sıra Penguen Kral ve Mutlu Aile Defteri sinemalarda!
    7 Şubat 2013 Perşembe
    Gelecek Program: Zero Dark Thirty!
    Haberler - Gündemdeki Filmler
    5 dalda Oscarlara aday olan film 8 Şubat'ta gösterime giriyor!
    2 Şubat 2013 Cumartesi
    Zero Dark Thirty CIA'yi Memnun Etmedi
    Haberler - Gündemdeki Filmler
    Usame Bin Ladin'in yakalanış serüvenini anlatan film hakkında CIA açıklama yaptı...
    24 Aralık 2012 Pazartesi
    Los Angeles ve Boston Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri Açıklandı!
    Haberler - Festival ve Ödüller
    Los Angeles'ta En İyi Film “Amour”, Boston'da ise “Zero Dark Thirty”...
    10 Aralık 2012 Pazartesi

    Oyuncular

    Jessica Chastain
    Rolü : Maya
    Jason Clarke
    Rolü : Dan
    Joel Edgerton
    Rolü : Patrick - Squadron Team Leader
    Jennifer Ehle
    Rolü : Jessica

    İzleyici eleştirisi: sevdiler

    En iyi ve en faydalı yorumlar
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    24 Şubat 2013 tarihinde eklendi
    Bigelow çıtasını yine yüksek tutuyor. Son on yılda tüm dünyayı sarsan bazı olayları, temelde terör olayları tabii ki, adeta bir belgesel gibi sunuyor önümüze. Ama tabii ki bu bir belgesel değil. Kendisi de pek çok açıklamasında güncel olaylardan bahsetmeyi, onları filme çekmeyi sevdiğini söylemişti. Yine yakın tarihimizin en önemli olaylarından (operasyonlarından) biri ile karşımızda. Başarılı kurgu, sürece ...
    Devamını oku
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    2 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    ORTALAMA BİR FİLM OLMASINA RAĞMEN ÇOK BEKLENTİYE GİRMEDEN İZLENEBİLİR “Erkek filmleri çeken kadın yönetmen” olarak nam salan Kathryn Bigelow sinemasını “1982 – 2000” ve “2002 – 2012” olarak iki farklı dönemde incelemek gerekiyor. 1982-2000 arası dönemde tür sineması konusunda “Near Dark” (1987), Point Break (1991), Strange Days (1995) gibi yetkin örnekler veren Bigelow, 2002’deki “K:19: The ...
    Devamını oku
    Ogulcan B.
    Ogulcan B.

    Takipçi 236 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    9 Şubat 2013 tarihinde eklendi
    Süresi uzun bir film olmasına rağmen ben pek sıkılmadım hatta filmin sonlarına doğru oldukça heyecanlandım evet genel olarak filmde fazla olay olmuyor genellikle diyalog üzerine ve başrol karakterlerinin birilerini bulmaya çalışmasıyla geçiyor fakat ben izlerken dediğim gibi pek sıkılmadım aksine izlerken keyif aldım ayrıca izlerken bir müslüman olarakta hiç alınabileceğim bir şey filmde göremedim bir tek "o bir ...
    Devamını oku
    Alp Turgut
    Alp Turgut

    Takipçi 39 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Şubat 2013 tarihinde eklendi
    işkencenin fazlasıyla etkili bir yöntem olduğunu gösteren, feminist ve militarist tavrıyla rahatsız eden "Zero Dark Thirty"den (00:30) Osama bin Laden'i çıkarttığımız takdirde geriye sadece oldukça sıradan ve düz bir hikaye kalıyor. Mark Boal'ın harikulade gazeticiliğiyle ön plana çıkan filmin en büyük eksiği ise tek boyutlu ana karakteri ve yakalanma operasyonunu bir kadının intikam hikayesi haline getirmesi. Yine de ...
    Devamını oku

    Fotoğraflar

    Bunları Biliyor musunuz?

    Ödüller ve Adaylıklar

    2013 Altın Küre Ödülleri Adaylıkları : En İyi Kadın Oyuncu : Jessica Chastain (Kazandı)En iyi Yönetmen :Kathryn Bigelow En İyi Film En İyi Senaryo2013 Akademi Ödülleri Adaylıkları : En İyi SenaryoEn İyi KurguEn İyi Ses KurgusuEn İyi Film En İyi Kadın Oyuncu : Jessica Chastain Kazandığı Ödüller AFI Yılın Filmi Austin Film Critics Association : En İyi FilmBoston Society of Film Critics Awards : En İyi Film ve En İyi YönetmenBroadcast Film Critics A Devamını oku

    Setten Detaylar...

    Bin Ladin'in saklandığı yerde bulunuşu, tamamen gerçeğine uygun şekilde yeniden yaratıldı. bu set Ürdün'de kuruldu. Filmin diğer çekim mekanları arasındaysa Hindistan, Amman ve İngiltere yer alıyordu.

    Oyuncular Hakkında

    Filmde aslında yüzlerce rol ve figüran var. Ve bunların bir kısmı Maya'yı izleyen monitörler aracılığıyla görünüyor. Yönetmen Kathryn Bigelow bu videoları birbirinden bağımsız küçük filmler şeklinde çevirmiş. Yönetmen bu konuyla ilgili şu yorumda bulunuyor: "Bu durum fazlasıyla çok ve güçlü oyuncu yarattı. Ama ben seçimlerin içgüdüsel olarak yapılması gerektiğine inanıyordum. Bütün roller için bir ritm, 'işte bu!' diyeceğim bir gerçeklik arıyordu Devamını oku

    Teknik bilgiler

    Ülke ABD
    Dağıtımcı Chantier Films
    Yapım yılı 2012
    Metraj uzun metrajlı film
    İlginç Detaylar 8 başlık
    Bütçe 20 000 000 USD
    Dil İngilizce
    Görüntü formatı -
    Renk Renkli
    Ses formatı -
    Yapım formatı -
    Viza numarası -

    Bu Filmi Beğendiysen, Şunlara da Göz At:

    Bu filmi sevdiyseniz, şunlar da ilginizi çekebilir: : Yılın en iyi filmleri 2012, En iyi film: Aksiyon, {Genre} türündeki en iyi filmler : 2012.

    Yorumlar

    • UGUR-TAZEG?L
      ORTALAMA BİR FİLM OLMASINA RAĞMEN ÇOK BEKLENTİYE GİRMEDEN İZLENEBİLİR“Erkek filmleri çeken kadın yönetmen” olarak nam salan Kathryn Bigelow sinemasını “1982 – 2000” ve “2002 – 2012” olarak iki farklı dönemde incelemek gerekiyor. 1982-2000 arası dönemde tür sineması konusunda “Near Dark” (1987), Point Break (1991), Strange Days (1995) gibi yetkin örnekler veren Bigelow, 2002’deki “K:19: The Widowmaker” filminden itibaren “siyasi” ve “milliyetçi” yapısı ön planda olan filmler çekmeye başladı. 2009 yılında daha minimalist tarzda olmasına karşın görece vasat filmi “The Hurt Locker” ile, “Avatar” (2009) ve “Inglouirous Basterds” (2009) gibi güçlü filmler karşısında “Film” ve “Yönetmen” Oscar’larına sahip olarak haksız bir galibiyet aldı. Zero Dark Thirty ise kuşkusuz Bigelow’un 2000 sonrası çektiği filmler içerisinde “sinema duygusu”, “teknik altyapısı” ve “siyasi tutumu” bakımından açık ara en iyi filmi.11 Eylül saldırılarının ardından yıllardır aranan Usame Bin Ladin’in öldürülüşünü ele alan film, bunu kendisini “dişli köpek” olarak tanımlayan kadın ajan Maya (Jessica Chastain) ‘nın mücadelesi ekseninde anlatıyor. Bigelow, sonunu başından bildiğimiz bu hikayenin 2003 – 2011 arasındaki “yakalama süreci”ne odaklanıyor ve Mark Boal’un gerçeklere ve gizli belgelere dayanan senaryosu ekseninde bir “operasyon filmi”ne dönüşüyor. Konusal bazda olmasa da kısmi olarak David Fincher’ın “Zodiac” (2007) ‘ıyla benzeştirmek mümkün filmi, çünkü ikisi de gerçek bir olaydan uyarlama. Birisi dedektif filmi konseptinde ilerlerken, diğeri CIA filmi tabanını eksen alıyor. Fakat Zero Dark Thirty’deki karakterlerin Zodiac’taki gibi derinlemesine ele alındığını söylemek mümkün değil.Zero Dark Thirty ile ilgili yakın zamanda yapılan eleştirilere baktığınızda “film eleştirisi” ve “ideoloji eleştirisi” olarak ikiye ayrıldığını göreceksiniz. Bunların büyük kısmı ise filmin içerisinde barındırdığı tüm başarıları görmezden gelip “İşkenceyi savunuyor, Amerika’yı yüceltiyor, Kahrolsun Bigelow!” türündeki cümlelerden oluşuyor. Açıkçası durumun bu noktaya gelmesinden epey rahatsız olmuş durumdayım. Örneğin, Robert Zemeckis’in bu yılki son filmi “Flight” (2012)’ı ele alalım. Gece boyunca alkol alıp ayağa kalkamayacak durumda olan Whip Whitaker’ın bir saat sonra mahkemeye çıkması gerekmektedir. Ve avukatı, Whip’i ayık duruma getirmek için ona kokain çektirir. Ki Whip zaten kokain kullanmaktadır. Ondan sonra kendine gelir ve mahkemeye çıkar. Şimdi bu noktada kokaini özendiriyor mu demeliyiz? Tabii ki hayır. O anki durum çerçevesinde “etik” olmasa dahi Whip’i kendine getirmek için yapılması gereken yapılıyor. Kaldı ki, Flight gerçek bir olay değil “bir senaryo”.Şimdi Zero Dark Thirty’nin çok konuşulan işkence sahnelerine gelelim. Karakterlerin Usame Bin Ladin’e ulaşabilmesi için onun örgüt militanlarını konuşturma amacıyla işkence yapılıyor. Yapılan işkenceler teröristleri konuşturuyor ve sonunda adım adım gerçekleşen operasyonlar sonucunda Ladin’i yakalamayı başarıyorlar. Bu gerçek bir olay olduğundan Ladin’i yakalayış sürecinde CIA’nin söylediği gibi gerçekte kimseye işkence yapılmadığını düşünmek elbette bir ütopya. Dünyanın en büyük teröristlerinden birini yakalamak için ona aşırı derece bağlı militanlarını kolay bir şekilde konuşturamazsınız. Peki bu noktada Bigelow işkenceyi mi savunuyor? Yine hayır. Kendisinin de dediği gibi “Ben olanı gösterdim.” CIA’nin ve filmi izleyen çoğu kişinin “Asla işkence yapmadık” diye şiddetle karşı çıkmalarına rağmen Bigelow aslında Amerika’yı eleştirmiş bile oluyor. Peki Bigelow teröristlere işkence yapmadan onları konuştursaydı, aynı eleştirmenler bu sefer gerçekleri yansıtmadığını, kahramanları sevimli hale getirmeye çalıştıklarını, olayları Amerika’nın kendi işine geldiği gibi yorumladığını iddia etmeyecekler miydi?İşkence sahnelerine gelirsek abartıldığı kadar “aşırı” olduğunu söyleyemeyeceğim. Bir insanı konuşturmak için yapılan işkenceler arasında “yüzüne gece boyu ışık verip uyutmamak”, “son ses metal müzik açmak” ya da “waterboarding” gibi yöntemlerin olduğunu zaten biliyoruz. Ki diğer işkence yöntemleri düşünüldüğünde bunlar “hafif” bile kalıyor. Bigelow zaten bu sahneleri mümkün oldukça “kansız” ve “pornografi” sınırlarında dolaşmadan yapıyor. Bu da Bigelow’un işkenceleri gösterirken “yumuşatma” yoluna gittiğini ve hatta yapılan çoğu işkence yöntemini de göstermediğini kanıtlıyor. Peki filmde “milliyetçi” dokunuşlar yok mu? Elbette var. Fakat bir Amerikan filminden bahsediyoruz. Elbette Amerika, “Argo”, “Lincoln” ve “Zero Dark Thirty” gibi filmler çekecek. Ama biz bunlara bakış açımızı “Amerika’yı övüyorlar işte. Çöp!” kıvamına getirip filmlerdeki tüm yönetmenliği, teknik altyapıyı ve oyunculukları görmezden geliyorsak “sinema” adına kendimizi sorgulamamız gerek diye düşünüyorum.Filme tekrar dönersek Kathryn Bigelow’un inanılmaz yönetmenliği filmin her karesinde gözümüze gözümüze çarpıyor. . Amerika’da Zero Dark Thirty hakkında büyük ihtimal kulisler açılıp yapılan “işkence” sahnelerine eleştiriler. Oysa Bigelow, herkesin dillerinden düşmeyen, son yarım saatteki olağanüstü “baskın sekansı”nın haricindeki ilk 2 saat içerisinde de “güçlü bir CIA filmi” tabanı yaratıyor. Üstelik kimseyi “şovenist bir kahraman”a dönüştürmüyor, “Yaşasın Amerika!” demiyor. Şahane kurgusunun altında hafiften sürekli kendisini devam ettiren Alexandre Desplat notaları da filme büyük güç katıyor. Özellikle yine Bin Ladin’in öldürülmesini konu alan bu seneki bir başka film “Seal Team Six: The Raid on Osama Bin Laden” (2012) ile karşılaştırdığımızda Bigelow’un yönetiminin ne kadar “büyük” olduğunu çok daha iyi anlıyoruz. Aynı baskın sahnesinin farklı ellerde nasıl “önemli” ya da “önemsiz” hale gelebileceğini görmek için diğer filmin de izlenmesi gerekiyor.Karakterlerinin çok derinlikli yazılmaması kuşkusuz filmde tek bir amacın olmasından kaynaklanıyor. “Usame Bin Ladin’i yakalamak!” Bunu yaparken en çok takdir ettiğim şey ise kendini “dişli köpek” olarak adlandıran “Maya”nın, bir kadın olarak kendini erkeklere sunmadan bu işi başarabilmesi. Bu noktada filmi “feminist” olarak niteleyenler da olacaktır. Jessica Chastain’in üstün performansının ise büyük payı var. “Silver Linings Playbook” (2012) ‘taki rolüyle bu yılki rakibi Jennifer Lawrence gibi “yüzüne odaklı” abartılı ve gösterişli mimiklerle oynamayı tercih etmiyor, aksine filmdeki 8 yıllık süreç içerisinde bakışlarının ardında barındırdığı bir sürü duyguyu aynı gerçeklikte yansıtıyor ve yürüyüşüne kadar kademe kademe kendini değiştiriyor. Filmin güçlü ve kalabalık oyuncu kadrosu da bir “Toplu Performans” adaylığını hakediyor açıkçası. Jason Clarke, James Gandolfini, Kyle Chandler, Jennifer Ehle, Mark Strong, Joel Edgerton gibi oyuncular yan rollerdeki performanslarıyla filmi “diri” tutmayı başarıyorlar.Zero Dark Thirty, “işkence” ve “ideoloji” tartışmalarıyla devam ededursun, Bigelow’un 2000 sonrasında çıkardığı “en iyi iş”. Yönetmenlik anlamında ise kariyerinin “en iyisi” bile diyebiliriz. Bize ise Bigelow’un böyle bir “yönetmenlik-oyunculuk-kurgu-sinematografi-müzik” bileşiminde “kusursuz” bir iş çıkarmasını takdir etmek ve böyle işler ortaya koymaya devam edecekse “inandığı yolda ilerlemesini” dilemek kalıyor.
    • Anılcan Yılmaz
      En azından terörist başını,Bin Ladin i, öldürüyorlar,bizim gerzekler gibi bir adaya koyup besleyip,müzakere etmiyorlar...
    • Suayip A.
      Bu kadından ve sinemasından neftet ediyorum
    • greendestiny
      aynen katılıyorum..izlemedim ama tahminimde yanılmamışım
    • kayseri38
      Hadi bir film çekelim dünyaya reklam yapalım herkes duysun içerisinde gizli mesaj bulunsun sonrada kendime oscar verelim dedikleri 1 film daha söyleyecek söz bulamıyorum...
    • ?nder Mert
      yine konuşma konuşma konuşma konulu bir american filmi
    • ch?mera
      gerçek hayatta bi halt beceremeyen Amerika nın "bi film çekelim ve kendimize bi kaç oscar verelim de moralimiz yükselsin" konulu bi sosyal atağı daha..
    • Gurkan
      .
    • Alp K.
      amerikan hükümeti destekli bir film daha. . bu tür filmlerle bilinçaltına mesaj yollayan amerika, dünyada estirdiği terörü legalize etmeye çalışıyor!!!
    Back to Top