Sezgin (Erol Keskin) yıllarca adalet sistemine hizmet etmiş, dürüstlüğe ve hakkaniyete inanan bir ağır ceza hâkimidir. Fakat hayattaki biricik varlığı kızı Belgin’in öldürülmesi sonrası, sanık olarak yargılanan damadı İlker’in (Mustafa Uğurlu) beraatine karar verilmesi emekli hakime ağır gelir. Hem mesleğine hem de ülkenin adalet sistemine olan inancını yitirir ve yaşadığı şehri terk ederek, bir sahil kasabasına inzivaya çekilir...
Fakat, damadı İlker'in mahkemede temiz çıkmış olmasını içine sindiremez ve kızının katilini kendi yöntemleriyle cezalandırıp, adaleti sağlamak ister. İlker’i kaçıran Sezgin onu yaşadığı villanın mahzenine hapseder ve kendi ölümüne kadar onu bu hücrede tutmaya karar verir. Öte yandan Sezgin'in kendisi gibi emekli olan meslektaşları Fuat, Nedim, Erdal ve onun eşi savcı Nazan, sevdikleri ve saydıkları hâkimin, kızının düşen davası sonrası içine kapanarak, İstanbul'u terk etmesini içlerine sindiremezler ve yalnız kalmaması için arada ziyaretine giderler. Fakat damadının ortadan kaybolmasıyla, Sezgin'in inzivaya çekilmesi aynı tarihlere denk gelince, her birinde benzer şüpheler uyanır. Meslektaşları Sezgin'i, hissettirmeden köşeye sıkıştıracaktır...
Yönetmenliğini Ali Özuyar ve Mahur Özmen'in gerçekleştirdiği filmin senaristliğini ve yapımcılığını ise gene Mahur Özmen üstleniyor. İlk gösterimi 13. Anadolu Üniversitesi Eskişehir Uluslararası Film Festivalinde yapılan film Mustafa Uğurlu, Erol Keskin, Serap Sağlar, Alp Öyken gibi tiyatro kökenli oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor...
Beyazperde Eleştirisi
2,0
Yetersiz
Adalet Oyunu
Adalet Oyunu
Yazar: Misafir Koltuğu
Türk sineması sezonu tamamlamasına ramak kala son taşlarını da döküyor eteğinden. Yaz rehavetine kavuşmadan bizi suç ve ceza kavramlarının içine iten ve bunu gayet didaktik ve tiyatral yapan Adalet Oyunu iyi bir senaryo yakalamanın etrafında iştahlı bir şekilde dönmeye çalışıyor ama ne yazık ki hep aynı düzeyde bir tansiyon yakalıyor. Oyuncular tiyatrocu kimliklerini gizleyemedikleri için sanki bir tiyatrodaymışım gibi izledim filmi. O gözle bakınca akan bir şeyler var elbette. Haftanın diğer filmlerinden Ömrümüzden Bir Sene de tam tiyatroluk bir film ama su gibi akıp gidiyor, dramı ve komedisiyle tam bir doyum sağlıyor. Film adalet sistemine kendince büyük eleştiri getirmeye çalışıyor. Yasaların yapamadığını bireyler yapabilir mi diyor inceden. Aslında sinemanın hak ve hukukla arası iyidir, kör gözüm parmağına yapmadan her filmde bir 'suç ve ceza' imgesi bulabiliriz. Yani bunun için mah
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.