Hesabım
    Blade Runner 2049: Bıçak Sırtı
    Ortalama puan
    3,9
    yayın
    • Sabah
    • Arka Pencere
    • Habertürk
    • Milliyet
    • Hurriyet
    • Sözcü

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    Sabah

    Yazar: Olkan Özyurt

    Sinemada efsaneleşmiş filmlere dokunmak zor iş. Ama son zamanların da modası. Yeniden çevrim ya da devam filmleriyle 70 ve 80'lerin başyapıtları, güncelleştirilmeye çalışılırken içi boşaltılıyor ya da onlara vasat halkalar ekleniyor. Blade Runner gibi bir efsanevi filmin devamının çekileceği duyrulunca herkesin ilk kaygısı buydu. Fakat Dennis Villeneuve, Ridley Scott'ın ilk filmde yarattığı dünyanın hem atmosfer hem hikaye olarak izinden giderek çok zorlu bir işin altından alkışı hak eden bir başarıyla kalkıyor. Blade Runner'ın büyüsünü bozmadan sağlam bir bilimkurguya imza atıp şimdiye kadarki en iyi filmini çekiyor. Yeni filmde bizi duyguları olan hologramlarla tanıştıran Villeneuve, bırakın insanı, androidi hologramların bile yaşama hakkına saygı gerek diyerek ve farklı türlerin bir arada yaşama ve ortak gelecek kurma hakkı olduğunu söyleyerek Blade Runner dünyasına anlamlı bir katkı sunuyor. Ridley Scott'ın yapımcı olarak dahil olduğu 152 dakikalık yapım, sadece bu yılın değil son 10 yılın en iyi bilimkurgu ve devam filmlerinden biri... Kaçırmayın deriz.

    Eleştirinin tamamı için: Sabah

    Arka Pencere

    Yazar: Burçin S. Yalçın

    Denis Villeneuve ilk filmin özünü, ruhunu sonuna kadar koruyor. Scott'ın filmi gibi, onun filmi de oltra plan bir göz görüntüsüyle açılıyor. İlk dakikasından son dakikasına kadar da müthiş bir 'Blade Runner' dünyası inşa ediyor. Elbette, dünya 2049'da 2019'dakinden besbeter durumda. Her yer çölleşmiş, çoraklaşmış ve daha da yozlaşmış. İnsanlar ve android'ler arasındaki sınır iyiden iyiye bulanıklaşmış. Villeneuve ilk filmdeki varoluşçu temayı da müthiç bir biçimde tersyüz ederek koruyor.

    Eleştirinin tamamı için: Arka Pencere

    Habertürk

    Yazar: Mehmet Açar

    Bir devam filmi, sevdiğiniz dünyaya ve karakterlere geri dönüş fırsatıdır. “Blade Runner 2049” daha fazlasını başarıyor. Kendi dünyası ve kendi karakterleriyle hikâyeyi sürdürüyor, farklı şeyler söylüyor. İleride bir klasik olarak kabul edilir mi, bilemem. Tek bildiğim, karizmatik bir kötü adam olması için uğraşılmış klişe Wallace karakteri dışında filmi çok sevdiğim... Son olarak, “Blade Runner 2049”un bir aksiyon filmi olmadığını, hatta biraz abartma pahasına büyük bütçeli bir “sanat filmi” olduğunu söyleyebilirim.

    Eleştirinin tamamı için: Habertürk

    Milliyet

    Yazar: Nil Kural

    Yakın dönemin hızlı çıkış yapan yönetmenlerinden Denis Villeneuve, bir önceki filmi “Geliş / Arrival”la yeni “Blade Runner” filmi için doğru isim olduğunun sinyallerini vermişti. Ağırkanlı, güçlü bir atmosfere sahip olgun bilimkurgu “Arrival”ın verdiği işaretler yanıltmadı ve “Blade Runner 2049”u kayda değer bir devam filmine dönüştürdü. Villeneuve, öncülünün sisli atmosferini, hikayesini sakince açan yapısını ve filmin kalbinde yatan soruları yeni filme de taşıyor. Bu filmde de öncülü gibi insan sömürüsü, bellek ve kimlikle ilgileniyoruz. Filmin dili ve görsel yönetimi ise yakın dönemin en güçlü yönetmenliklerinden birini barındırıyor. Villeneuve, bir klasiği devam ettirmenin sorumluluğunu öncülüne saygıda kusur etmeyen ancak onun eğreti bir karbon kopyasına dönüşmeyen bir dengeyle kuruyor. Çoğu devam filminin düştüğü tuzaklara düşmeyen “Blade Runner 2049”, bilimkurgu sevenler için paha biçilmez bir armağana dönüşüyor.  

    Eleştirinin tamamı için: Milliyet

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    En son karşımıza geldiği ‘Arrival’da uzaya açılan (daha doğrusu uzaylıları aramıza davet eden) Villeneuve, doğrusunu söylemek gerekirse ‘Blade Runner 2049’da, el attığı meselenin orijinaline halel getirmemiş. Senaryosunu Hampton Fancher (ki Scott’ın filminin ortak yazarıydı) ve Michael Green’in kaleme aldığı yapım, atmosfer yaratma ve ‘öncüsüne saygı’ açısından gayet iyi. Özellikle arka plandaki mimari etkileyici; eski, ihtişamlı zamanların uzantısı, boşluğa, yalnızlığa terk edilmiş devasa yapılar, tıpkı 1982’deki orijinal filmde olduğu gibi sürekli yağan bir yağmur (ki bu Fincher’ın ‘Se7en’ına da ilham vermişti vakti zamanında), multi-kültürel manzaralarla yüklü kaotik şehir hayatı, birtakım şirket isimleriyle süslü billboard’lar, panolar vs. Yetmedi, tarih sahnesinden fırlayıp öyküye dahil olan Elvis Presley, Marilyn Monroe, Frank Sinatra... Roger Deakins’in enfes görüntü çalışması (ki birçok Batılı eleştirmen ‘En İyi Görüntü Yönetmeni’nde Oscar’ı ona vermiş bile) da cabası.

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet

    Sözcü

    Yazar: Burak Göral

    Filmin bütün ses ve ses tasarımları, atmosferi ilk filmle bir bütünlük sağlıyor elbette ama hikaye bizi ilk filmdeki kadar sarsacak güce sahip değil maalesef. Sanki 'hadi devam filmi yapalım' dendiğinde ilk akla gelen hikaye çekilmiş gibi. Tabi ki usta işi ellerden çıkmış bir film olduğunu her karesinden belli eden "Blade Runner 2049" 163 dakikalık süresini çok da hissettirmeden başından sonuna ilgiyle izlenen bir bilim-kurgu. Zaten eski filmlerdeki aynı tadı artık hangi yeni filmde alabiliyoruz ki?

    Eleştirinin tamamı için: Sözcü
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top