Her Şeyin Teorisi
Ortalama puan
4,2
175 Puanlama

19 Kullanıcı yorumları

5
4 Eleştiri
4
10 Eleştiri
3
4 Eleştiri
2
1 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
Turgay Buğdacıgil
Turgay Buğdacıgil

Takipçi 2.331 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
8 Nisan 2021 tarihinde eklendi
Senaryosunu, Jane Hawking'in "Travelling to Infinity: My Life with Stephen" (2007) isimli anılarından uyarlayarak Anthony McCarten'ın yazdığı “The Theory of Everything”, yönetmen koltuğunda bol ödüllü "Man on Wire" (2008) ile kazandığı belgesel deneyimine de sahip olan James Marsh'ın oturduğu biyografik bir drama...

O nedenle de Stephen Hawkink karakterini sıra dışı bir performans ile canlandıran Eddie Redmayne'in, yılın "En İyi Erkek Oyuncu" kategorisinde Academy, Golden Globe ve BAFTA ödüllerinden üçüne de el koyduğu bu filmi, hiç uzatmadan BAFTA ödüllü senaryosu üzerinden değerlendirmeye çalışacağız...

Yıl 1963 ve aynı isimli üniversitenin de bulunduğu İngiltere'nin Cambridge kentindeyiz...

Olaylar, bilimin ışığı ile aydınlanmış bir ateist de olan kozmolog Stephen Hawking'in arkadaşı Brian (Harry Lloyd) ile halen bisiklete binebildiği ve Pazar ayinlerini aksatmayacak kadar dindar olan müstakbel karısı Jane Wilde (Felicity Jones) ile bir partide tanışarak telefon numarasını aldığı neşeli günlerden biriyle başlar...

Tabii aynı zamanda Cambridge'de modern kozmolojinin babalarından biri olarak bilinen Dennis Sciama'nın (David Thewlis) gözetmenliğinde fizik doktorasına başlamasının yanı sıra hastalığının ilk belirtilerinin hafif hafif ortaya çıktığı günlerdir de bunlar...

Yine o Pazar ayinlerinin birinin ardından Stephen sanat öğrencisi Jane'i, annesi Isobel (Abigail Cruttenden), babası Frank (Simon McBurney) ve kız kardeşleri Mary (Lucy Chappell) ve Phillipa (Charlotte Hope) ile tanıştıracağı öğlen yemeği için evlerine davet eder...

İyice yakınlaşan Stephen ile Jane, üniversitenin Mayıs balosuna da beraber giderler...

Bir sunumunda, daha sonra birlikte bir teorem de gerçekleştireceği Nobel fizik ödüllü Roger Penrose'un (Christian McKay) kara delik teorisini duyarak etkilenen Stephen'ın fikirleri de artık olgunlaşma aşamasındadır...

Fakat ne yazık ki, beyni dışında kalan bütün organlarının etkileneceği rahatsızlığı da tamamen su yüzüne çıkmış olup üniversite hastanesinin kıdemli doktorunca (Adam Godley) yüzüne karşı, sadece iki yıl ömrünün kaldığı da söylenmiştir...

Üzüntüsünden içine kapanarak Brian ve Jane'den uzaklaşmaya çalışsa da Jane Stephen'i terk etmez ve evlenirler de...

Derken Robert (Lottie Hamilton) adında bir erkek çocuğuna sahip olmalarının yanı sıra Stephen doktora derecesini de kazanmıştır...

Ancak çift bastonla ayakta durabilen Stehen'ın durumu günden güne kötüleşmektedir...

Yeme ve içme gibi günlük sıradan faaliyetler, onun için bir işkence halini almıştır neredeyse...

Ve mecburen ilk tekerlekli sandalyesi de alınır kendisine...

Dakika 45...

Geride filmin bir konferans sahnesinde Hawking'e, "Tanrıya inanmadığınızı söylemiştiniz, size yardımcı olan bir hayat felsefesi var mı?" şeklinde bir soru yöneltildiğinde, verdiği yanıt ile hayatının akışı içinde, çatırdayan evliliği dahil yaşanan diğer şeyleri de içeren öyle bir 78 dakika daha var ki, kesinlikle koltuklarınıza çakılarak pür dikkat bir biçimde izleyeceksiniz...

Keyifli seyirler,
volkanick
volkanick

Takipçi 683 değerlendirmeler Takip Et!

3,0
18 Şubat 2015 tarihinde eklendi
Bu yılın en iyi aktör Oscar adaylarından Eddie Redmayne'ın harika oyunculuğu ile göz kamaştırdığı, en iyi film Oscar adaylarından biri olan orta karar bir biyografi.
Alp T.
Alp T.

Takipçi 301 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
21 Ocak 2015 tarihinde eklendi
Her Şeyin Teorisi, (The Theory Of Everything) oldukça dramatik ve gerçekçi bir film. Oldukça başarılı ve acelesiz bir şekilde işlenmiş. Oldukça gerçekçi ve başarılı olmuş. Hatta, bunu kanıtlamak için de Stephen Hawking ile ilgili küçük bir araştırma yaptım. Hawking hakkında yazan bilgiler ile filmdeki olaylar birebir uyuşuyor. Olayları birebir uyuşturmak da zor iş. Bu arada film o kadar gerçek ile uyuşmuş ki Stephen Hawking, bu filmi izlerken gözyaşlarına boğulmuş. Bu da filmin olumlu ve izlenilebilir kılan etkenlerinden birisi.

Film Hawking'in hayatı ile ilgili 1960-1990 (kabaca yazdım) yılları arasında, ALS hastalığına yakalanmadan ve eşi Jane Wilde ile olan aşkının öncesi ve sonrasını işliyor. Yani bunlar daha çok ön planda, bilim ile ilgili olan çalışmalar -genellikle geçse de- biraz arka planda kalmış. Bu yüzden bütün filmin bilime dayalı olduğunu düşünüyorsanız, beklentinizi bu yandan düşük tutun. Ama öteki yandan sizi oldukça dramatik ve romantik bir deneyimin beklediğini söyleyebilirim.

Filmdeki oyunculuklar için de Felicity Jones ve Eddie Redmayne'den bahsedeceğim. Felicity Jones'u bu yılki İnanılmaz Örümcek-Adam 2'deki performansından bildiğim için ona benzer bir şeyler beklemiştim. Ama bu filmde karakterine hakim bir şekilde, profesyonelce bir performans sergilemiş. Kötü değildi, bence başarılıydı. Eddie Redmayne ise enfes bir şekilde oynamış. Hatta oynamamış, resmen yaşamış. Onu izlerken sanki gerçekten de Stephen Hawking'i izlediğimi zannettim. Bu yılki Oscar ödüllerinde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kesin Eddie Redmayne ya da Michael Keaton'ın alacağına hiç şüphem yok.

Bu arada, filmin bu kadar iyi tarafından bahsettim de hiç mi kötü tarafı yoktu? Aslında yoktu ama bir yetersizlik vardı sanki. Film boyunca hafiften bunu hissettim ve finalde de hafif askıya alınmış gibi geldi. Ama bunun dışında film başarılıydı bence. IMDb'deki puanını (7.8/10) hak ediyor. Ben de filme 7 verdim 10 üstünden. Bence izlenmeli. Tavsiye ederim. Ödül sezonunun izlenilesi filmlerinden birisi. İyi seyirler.

Not: Film normalde 27 Şubat'da vizyona girecek ama bence filmi ev sinemasından da izlerseniz büyük bir şey kaçırmazsanız. Bu yüzden "illaki de sinemada izlenmeli bu film" derdine düşmeye gerek yok bence.
Haluk T.
Haluk T.

4 değerlendirmeler Takip Et!

3,5
26 Mart 2015 tarihinde eklendi
Film, bir bilim adamının yaşam öyküsü ve akademik kariyeri olarak değil, dramatik bir aşk hikayesi olarak izlenirse fena sayılmaz. "Zamanın Kısa Tarihi" kitabını okuyup sevenler ve bu filmde de kitaptaki konuların işleneceğini umanlar düş kırıklığına uğrayabilir. spoiler:
Daha Fazlasını Göster
  • En son Beyazperde eleştirileri
  • En İyi Filmler
  • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler