Hesabım
    İlk Bakışta Aşk'ın İstatistiksel Olasılığı
    Ortalama puan
    3,3
    5 Puanlama
    İlk Bakışta Aşk'ın İstatistiksel Olasılığı hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 1.894 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    19 Kasım 2023 tarihinde eklendi
    Senaryosunu, Jennifer E. Smith'in "The Statistical Probability of Love at First Sight" (2011) isimli romanından uyarlayarak Katie Lovejoy'un kaleme aldığı...

    Ve...

    Yönetmen koltuğunda da, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini çekmekte olan Vanessa Caswill'in oturmakta olduğu "Love At First Sight"; 90 dakika boyunca, enerjisinden herhangi bir şeyi yitirmeyen...

    Bir "rom-com (romantic comedy)" olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan ve Netflix platformunda kendine yer bulabilen; ACE Entertainment yapımı, bu bağımsız (indie) Amerikan filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Söz konusu havalimanının, bekleme salonlarından birinde oturmuş; William Shakespeare'in oyunlarından, "A Midsummer Night's Dream" (1595 veya 1596) isimli komedisini okumakta olan "anlatıcının (narrator)" (Jameela Jamil) ifadesiyle...


    "20 Aralık, John F. Kennedy Uluslararası Havalimanı'nı kullanmak için en kötü gündür... O gün gelen ve giden yolcu sayısı, 193 binden fazladır... Ve bu, check-in'ler de 23 dakikalık gecikmeye... Güvenlikteki kuyrukta da, 117 dakikalık beklemeye sebep olmaktadır...


    Ama bu rahatsız edici günde bizim açımızdan, rahatsız olan yolculardan; sadece birinin hikayesi önemli...

    Çünkü bugün, o yolcu gecikti...

    Ve...

    Amerikalı Hadley Sullivan (Haley Lu Richardson), Londra uçuşunu; dört dakikayla kaçırmak üzere...


    TA-5120 uçuşunda; 367 insan, 412 parça bavul, 344 kişisel eşya, dört duygusal destek hayvanı ve 62 boyun yastığı bulunuyor... Bu yolcular birlikte, 6 saat 47 dakika yolculuk edecek... Hadley olmaksızın...


    Kimisi, dört dakikayla uçuş kaçırmak; şanssızlık der... Ya da, her şeyin bir nedeni var da diyebilirsiniz...


    Hadley'in o dört dakikası, hiç de talihsiz geçmeyecek... Zira yakında, bir kızla bir erkek tanışacak ve bu; her şeyi değiştirecek...

    Yanlış anlamayın, bu bir aşk hikayesi değil...

    Kime sorduğunuza göre değişse de... Bu, bir kader hikayesi... Yahut da istatistik...


    Kızın adı, Hadley Ella Sullivan... 20 yaşında... 165 santimetre boyunda... Yüzde 21 oranda, hep geç kalıyor... Ve ne tesadüftür ki, telefonunun ortalama şarjı da bu...

    Üç şeyden korkuyor... Biri mayonez... Diğerleri, küçük yerler ve diş hekimleri...

    Ancak korkacağını hiç düşünmediği, bir şey daha vardı ki... İtiraf etmeye hazır değildi ama, korku listesinde; ebeveynlerinin boşanması, mayonezin çok üstüne çıkmıştı..."


    ***

    İşte şimdi bu Hadley...

    Oxford Üniversitesi'nde, Shakespeare şiirleri okutmanlığı yapan babası Andrew Sullivan'ın (Rob Delaney); Charlotte Engleby (Katrina Nare) adındaki bir kadınla evleneceği, düğününe yetişmeye çalışmakta...

    Ve de şansına...

    Bir sonraki uçuşta, Business Class'ta da olsa...

    Kalan iki biletten birisini, kendine alabilecektir...

    ***

    Derken...

    Hadley'in, telefonunu şarj etme çabasına girdiği ve imdadına; kullanmasına izin vereceği kendi şarj cihazıyla, Oliver Jones'un (Ben Hardy) yetiştiği bir esnada...

    Yeniden...

    Aynı zamanda, Hadley ile Oliver'ın birlikte uçacakları uçağın kabin görevlileri arasında yer almasının yanı sıra pasaport polisi, barmaid, otobüs şoförü ve kendisine adres sorulan bir Londralı gibi daha pek çok karakteri canlandırırken göreceğimiz filmin anlatıcısına, kulak kabartıyoruz...


    "Bu da, tahmin edebileceğiniz gibi erkek... Oliver Martin Jones... 22 yaşında... 180 santimetre boyunda... Yüzde 94 oranında, her şeyi zamanında yapıyor... Ve yine ne tesadüftür ki, telefonunun ortalama şarjı da bu...

    O da, hep üç şeyden korkmuştur... Bakteriler, karanlık ve (kendisi henüz 8-10 yaşlarındaki küçücük bir çocukken; annesi Tessa Jones'un - Sally Phillips kanser hastalığının, aniden ortaya çıkması gibi) sürprizler...

    Oliver o zaman, bir daha asla; öylesi bir sürprize uğramamaya karar verdi...


    Çünkü Yale'de istatistik okuyan İngiliz vatandaşı Oliver'a göre...

    'Hayatımızdaki her şey, verilerle ölçülüyor... Sosyal bağlantılar, satın alma alışkanlıkları, günlük adımlar...

    Yani nihayetinde bir gün; hayatımızdaki her şey, tahmin edilebilecek...'


    Sürprizlerden korktuğunuzda, hiçbir şeyi şansa bırakmamak daha iyidir... Ta ki bu, şarjı bitmiş bir Amerikalı kızla tanışana dek sürecektir...


    Normalde, Hadley'in sürekli gecikmesi ve şarjı bitik telefonu; başını belaya sokardı... Bugün ise, Oliver ile tanıştırdı...

    Sonraki 6 saat 47 dakika boyunca; Hadley Sullivan ve Oliver Jones, aşık olacaklar...

    Fakat indikten 18 saat sonra, kalabalıkta ayrılacaklar ve bir daha da asla görüşemeyecekler...

    Tabii birbirlerinin; adını, telefon numarasını, e-postasını, Instagram'ını, Linkedin'ini, Twitter'ını, Facebook'unu almazlarsa...


    Gerçekte, birçok başka seçenek de mevcut..."


    ***

    Çok geçmez...

    Havalimanındaki restoranlardan birinde, birlikte bir şeyler atıştıran Hadley ile Oliver...

    Uçakta da, Oliver'in oturacağı Economy Class koltuğunun; emniyet kemerinin bozuk olması sayesinde, Business Class koltukta...

    Yan yana oturup, sohbet ederek...

    Birbirlerini, daha yakından tanıyarak seyahat edeceklerdir...

    ***

    New York'tan kalkan uçakları...

    Londra'daki Heathrow Havalimanı'na vardığında...

    Her ikisi de, Birleşik Krallık vatandaşları ile yabancılara tahsis edilmiş olan kendi pasaport kontrol noktalarına doğru uzaklaşırlarken...

    Son saniyede, atik davranan Oliver; kendi numarasını, Hadley'in telefonuna yazarken...

    "Çaldırırsan, ben de seninkini kaydederim..." diyerek uzaklaşacak...

    ***

    Ancak...

    Yolculardan birisiyle çarpışan Hadley'in telefonu, yere düşer düşmez ekranından hasar alırken...

    Şarjı da tükenecek ve böylelikle de...

    Oliver'ın numarasını rehberine ekleyemeyecektir...

    ***

    Yeri gelmişken, hemen belirtmiş olalım ki...

    Her ne kadar Hadley başlangıçta, bir elbise çantası taşıyor olması yüzünden; onun da, bir düğüne katılacağını farz etmiş olsa da...

    Oliver Londra'ya, kemoterapi ve antiinflamatuar diyete başlamayı reddeden annesi Tessa'nın; tüm yakın dostlarına, diğer oğlu Luther Jones (Tom Taylor) ile kocası Val Jones'un da (Dexter Fletcher) katılacakları...

    Henüz hayattayken vereceği, Shakespearean tarzdaki "veda partisi" için gelmiştir ve tedaviyi kabul etmeyen annesinin bu tavrı karşısında da; ziyadesiyle üzgündür...

    Dakika 31...

    ***

    Dört dakika farkla kaçırılan bir uçak, bozuk bir emniyet kemeri ve ilk bakışta aşkın yol açacağı bir öykünün nereye varacağının görüleceği filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; Haley Lu Richardson ile Ben Hardy'nin performanslarının damgasını vuracağı, 60 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top