En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Polat KILIÇ
19 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
28 Temmuz 2023 tarihinde eklendi
Filmin Konusuyla, verdiği mesajıyla, oyuncularının kalitesiyle tartışmasız bir film sonu belki tatmin etmeyebilir ancak muhtemel 2 yi çekmeyi düşünüyorlar ki inşallah çekerler super bir film
Film bence Tanrinin herseyi kusursuz yarattigindan, herkese yetecek kadar nimeti yeryuzune gonderdiginden ust tabakadaki insanlarin ise bu nimetleri hoyratca kullandigindan bahsediyor. Filmin ana karakteri insanlari duzeltmeye calisiyor, filmin sonuna dogru bakarsaniz arkadasimiz hz isa nin temsili figurune benzedi. Filmin sonunda ise sence basarabilecek mi? Mesaj ulastimi konusu bence filmi ozetledi.
Bu filme dahi bu seviyede eleştiri yapan bir kitlenin, film eleştirilerini ciddiye almamanızı öneririm. Bence bu film Netflix'in en iyi yapımı yapımı olabilir. İzlenmensi gereken en iyi filmler arasında :) Bu filmi sadece Kapitalist insan yiyiciler beğenmez öyle diyim. 5/5
Hayatımda izlediğim en kotu en saçma en mantıksız filmdi resmen 2 saat dışarı çıkıp gökyüzüne baksaydim daha cOk faydalı olurdu gidip Hind filmi izleyin daha mantıklı buna 5 puan verenler gözü kör olmuş
Hayatımda izlemeye dayanamadığım nadir film. Pardon çöplerden. Film çekelim derken içlerindeki vahşet ve pisliği dışa vurmuşlar. Bunuda en iğrenç şekilde yapmışlar. Nerde o eski yönetmenler. Tavsiyemdir boşa izleyipte hayatınızın 2 saatini iğrençlikle geçirmeyin
Hayatım da izledim en ama en mantıksız hatta mantıgın M bile yok o platform nasıl gidiyor neye baglı bir kere herkez de bıçak var masa boyutu matematiksel olarak o kata yetemez eşit yeseler bile ye te mezzz zaten eşit zaman da hereket ediyor fakat sona boş tabaklar kalıyor tabaklar da cam karşında kini camla da öldürebilirsin diye bunu çekerken harcanan elektrik e yazık izlenilen ki elektrik e yazık bu arada hintli filmlere rakip Bi flim
Bu bir filmden ziyade hayatın kendisi. İnsanı insana anlatan bir film. Ruhundaki saflığı, temizliği unutup onnu kirleten, doyumsuz hale getiren, ihtiyaçları ya da zevkleri için başkalarını harcamaktan çekinmeyecek olan içimizdeki canavarı bize gösteren bir film. Çarşıda, tatil merkezlerinde, otellerde, varoşlarda, gettolarda gördüklerinizin belkide büyük bir kısmı bu filmde sahnelenenler kadar acımasız. Tek farkları isteyerek ya da istemeyerek oluşturdukları şartların sonuçlarını kendileri ya da biz filmdeki gibi görmüyoruz. Dolu bir masa yemek ile 333 kata belkide yetmeyeceği bilenen bir servis yapılıyor. Fedakarlığın olmadığı bir hayatta bir kısım insanlar hayat hakkını kaybedecek. Çocuklar, yaşlılar, bakıma muhtaçlar, hastalar. film bu fedakarlığı "yemek" üzerinden göstermeye çalışıyor. Paylaşmak, iyilik yapmak ve hep iyi kalmak gerekiyor.
anlatıldığı kadar çok güzel bir film değil ama akıcı sonunu ben anlayamadım ne oldu ne bitti derken bitmiş geçer bir film ama daha berbatlarıda mevcuttu
dünyadaki adaletsizliği bir çukur ve yemek dağtımı üzerinden sorgulayan ender güzellikte netfiz ispanyol filmi.. Sürükleyici.. Oyunculuklar iyi… sonu bir tık havada kalmış… sanki bir yere bağlayamamışlar… o biraz sıkıntı…
Filmin finalini çok karmaşık yapmışlar. Film guruları bile biraz anlamakta güçlük çekebilir. Başta süper giden akıcılığı finalde bozmuşlar sanki. Bir yere bağlanmamış gibi dursa da aslında film bir yere çoktan bağlanmış oluyor siz finali seyrederken. Ana tema aç gözlü insanların, paylaşmaması sonucu aç kalan kesimin mücadelesi anlatılıyor. En üst tabakada ki insanlar zengin aşağıya doğru inerken fakirleşen halk. Ama herkes kendini düşünüyor. Hele zenginler elimdeyken ne kadar çok alırsam o kadar iyidir felsefesi ile aşağı kattakileri ölüme terkediyor. Oysa ki paylaşsalar, bazen fedakarlık yapsalar kimse aç kalmayacak herkes doyacak ve o hapishaneden daha kısa sürede kurtulacak. Tıpkı dünyada zenginlerin bu hayatı paylaşarak yaşanabilecek bir ortam haline getirmek elindeyken daha fazlasını istediği için dünyayı cehenneme çevirmesi gibi bir ortam...
Özgürlük adı altında sunulan kapitalist sistemin insan doğasının en vahşi yönlerini metaforik bir dille bile olsa kör göze parmak dercesine ortaya seren sürükleyici, güzel bir film. Bu sistemde kimse erdemini koruyamaz. Üst katlarda olan karnını tıka basa doyurup alttakileri aşağılamaktan haz duyarken, alt katta aç kalanlar yeter ki yaşayayım ötesi yok diyerek karşısındakini öldürüp yemek niyetine yiyor. İnsan böyle bir cehenneme nasıl düşer? Filmi yorumlarken dış dünyadaki yaşadıkları ortamı da düşünmek gerekir. Goreng’in sorgu odasındaki nizami düzen, İmogouri’nin kıyafeti, aşçıların çalışma şekline bakacak olunursa dışardaki düzen oldukça katı görünüyor. Taksirli ölüme sebep olan Trimagasi’ye dışardaki sistem deli hastanesi veya delik seçeneğini sunuyor. Katı cezalandırma yoluyla dışarda da saat gibi işletilmek istenen bir sistem var. Bunun diğer bir örneği yine aşçılardaki mükemmel ürünler çıkarma çabasıdır. Dışarıyla ilgili diğer bir ipucu diploma meselesi. Trimagasi Goreng’in 6 ay kendi rızasıyla kalması karşılığında kendisine diploma verilmesinden rahatsız oluyor ve kendisinin iki tane hak etmesi gerektiğini düşünüyor. Bu diploma belki bir çeşit statü, belki bir çeşit özgürlük sağlayan bir nesne fakat her neyse dışardaki hayatı kolaylaştıran önemli bir araç olduğu kesin. Bu baskıcı ortamda yaşayan kişiler deliğe gönüllü veya gönülsüz girebiliyorlar fakat tam olarak neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlar. Goreng içeriye sigarayı bırakmak, Don Kişot okumak ve diploma almak için giriyor. Aslında oldukça masum görünüyor fakat içerde bu kadar vahşi bir ortamla karşılaşacağını bilseydi tercih eder miydi? Deliğe insan bulmak için son 8 yıldır mülakat yapan İmoguiri de içerde neler döndüğünü bilmiyor. İçerde spontan dayanışma denilen bir şeyin gerçekleşeceği bilgisi dışında bir malumatı yok. İmogouri kanserinin iyileşemeyeceğini anlayınca yardım etmek için deliğe girmeye karar vermiş. Peki, böyle bir sistemin varlığından nasıl kimsenin haberi olmaz? Filmde Trimagasi dışarıya oda arkadaşının çıktığını söylüyor. Deliğe girenlerde içerinin koşullarını bilmediklerine göre dışarıya çıkmaya hak kazananlar ya öldürülüyor ya da Trimagasi yalan söylüyor; her iki durumda da çıkan sonuç şu ki sistemin kölesi olmaktan kurtulmazsınız. Dışarının baskıcı ortamından deliğe geçiş yapanlara sisteme uymaları koşulu ile her türlü serbestlik tanınmış. Aşağıdakinin yüzüne dışkılamaktan, insan eti yemeğe kadar her türlü özgürlük. Ancak en yukardakiler bile mutlu değil. Yukarıdaki katlarda karakterin uygun değilse karnını doyurduktan sonra amaçsızlaşıp intihar edebiliyorsun. Eğer birisini öldürecek yüreğin yoksa aşağıda da uzun süre yaşayamazsın. Dışardaki baskıcı sistemin de etkisiyle insanların beyinleri öylesine yıkanmış, öylesine örgütlü düşünceden uzaklaşmış ki yemeğini paylaşmayı düşünmek bile komünistlik suçlamasına maruz kalmana neden oluyor. Bana kalırsa tek başına yukarıya mesaj taşımaya çalışmanın yukarısı için hiçbir anlamı yok. Onlardan mesaj karşılığında bir medet ummak alt sınıf psikolojisinin ve ezilmişliğin farklı bir yansımasıdır. Nerdeyse 50. Kattan sonra insanlar birbirlerini öldürmeye başlıyor. Muhtemelen her ay en az yüz kişinin ölmesi beklenen bir şeydir. Yukarıya verilecek en iyi mesaj herkesin yettiği kadar yemesini sağlayıp insanların katlarını değiştirmeye geldiklerinde kimsenin ölmediğini görmeleridir. Goreng ve Baharatın ilk amacı içerde düzen sağlamaya odaklanmak olmalıydı. Hem mutluluğu hem de insan olmanın değerlerini çok az bir şans da olsa sağlayabilirlerdi. En azından Goreng bunu başlattı ve mesihvari görevini tamamladı. Yine de umudu kaybetmemeli. Kendisinde Don kişot olmaktan fazlasını gören bir lider mutlaka bunu başaracaktır.
"Ulan bu adam ne demek istiyor acaba?" diye uzun uzun düşünüp kafa yormak istemiyorsanız, "düz bir film izleyip geçeyim'", diyorsanız, asla izlemeyin. Kan ve vahşetten ve igrençlikten başka birşey yok.
bir mesaj vermek istiyorsan hayvanlaşmana gerek yok, insan gibi çek filmini eyyy senarist yönetmen vs.:) izlemeyin yav
Seni o platform arası katlarda öyle bir sarsıyor ki.. gerçekliğin , farkındalığın soğuk yüzü ile kendine geliyorsun film bitiminde.. yani inşallah geliyorsunuzdur. Çünkü anlamak ve farkındalık kişiye özel bir durum. Anlayası yoksa bir insanın, farkındalığı yoksa eğer, 'bu ne diyor abi' modunda hayal ütopyasında yaşıyorsa film onun için basit sadece bir film olacaktır.. beni anlayanlara iyi seyirler, anlamayanlara sevgiler..:)
Ya bu neydi yaa mükemmel bi film. Farklı değişik enteresan. Ve alt metin çook dolu sonuda apayrı güzel ha çok tatmin etmedi o ayrı bişey ama film gerçekten izlenmeli...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.