Zodyak Şövalyeleri eleştirileri

Senaryosunu...

Masami Kurumada'nın 1985 - 1990 tarihleri arasında yayınlanan, "Saint Seiya: Knights of the Zodiac" isimli 28 kitaplık Japon manga serisinden uyarlayarak...

Josh Campbell, Matt Stuecken ve Kiel Murray kaleme alırlarken...

Yönetmen koltuğunda da Tomasz Baginski'nin oturmakta olduğu "Knights of the Zodiac"; bünyesinde barındırdığı, birbirinden maharetli süper kahramanlar sayesinde...

Aksiyon dozunun giderek arttığı, fantastik bir macera olarak geliyor karşımıza...

***

Gelin isterseniz, 60 milyon dolarlık bütçesinin de sağladığı avantajla...

Yeşil perde ve görsel efekt teknolojileriyle başarılı makyaj uygulamalarının yanı sıra zorluk derecesi yüksek sahnelerindeki koordinatörlüklerini; Andy Cheng'in üstlendiği, dublör oyuncuların performanslarına yaslanılarak çekilen...

Ve nihayetinde de...

Brüt 7 milyon dolarlık bir hasılat rakamı ile de...

Resmen gişeye çakılarak...

Yapımcılarını, ciddi anlamda zarara sokmuş vaziyetteki bu filme biraz daha yakından bakalım...

***

Film...


"Efsanevi günlerde tanrılar, gökyüzünde dolaşır ve ölümlülere eziyet ederdi...

Savaş ve bilgelik tanrıçası Athena'da, insanlığı yok etme gücüne sahipti... Ama o, bizleri korumayı seçti...


Böyle olunca da...

Dünyanın dört bir yanından cesur genç şövalyeler de, ona bağlılık yemini ettiler...

Bunu yaparken de...

Cosmo'dan yararlanmayı öğrendiler...

Yıldızların gücünden...

Athena'nın ölmesini isteyenlere karşı yapılan savaşlarda da, yumruklarını göğe yükselttiler...


Zamanla...

Tanrılar geri çekilerek efsane haline geldiler...


Ama sonra...

Bundan tam 18 yıl önce, Athena çaresiz bir çocuk olarak yeniden doğdu...

Altın zırhlı bir şövalye, Dünya'ya düşerken onu korumak için hayatını verdi...

Ve böylece onu, kollarında yatarken buldum...

Bir tanrının gücüne sahip, ölümlü bir kız olarak...


O günden beri de, yeni nesil şövalyeler arıyorum, Athena'yı ve Dünya'yı korumak amacıyla..."


Şeklindeki...

İleride daha yakından tanıyacağımız Alman Kido'nun (Sean Bean) bilgilendirmesiyle başlarken...

***

"Kendimizi korumak için savaşıyoruz... Ama birbirimizi korumak için de savaşıyoruz...Her zaman senden daha büyük bir şey vardır, Seiya... Bunu korumak için de savaşmanız gerekecek..." diyen...

Ve kaçırılan kız kardeşi Patricia'yı (Kaylan Teague) ararken de...

Octagon'daki ringlerde...

Dans eder tarzdaki dövüşleriyle beğeni toplayan...

Sokak Çocuğu namıyla ün salmış Seiya'da (Mackenyu)...

Filmde devreye girer...

***

Ki...

Ardında da...

Aynı Seiya kendini...

Rakibi olarak dövüşeceği Canavar Jaki'nin (David Török) karşısında bulacak...

***

Fakat...

Seiya'nın danslarına tahammül gösteremeyen...

Ve ani bir tekmeyle Jaki'yi devre dışında bırakan Octagon'un işletmecisi ve şampiyon dövüşçüsü Cassios (Nick Stahl)...

Onun yerine ring de...

Seiya'nın karşısındaki yerini alacak...

***

Ve...

İşte o Cassios ile dövüşmek mecburiyetinde kalırkan...

Mavi bir ışık da yayan Seiya...

Mücadelenin tamamlanmasını beklemeden ringi terk ederken...

Kendisine kız kardeşi de dahil...

Her konuda yardımcı olmak isteyen...

Docrates (TJ Storm), Alman Kido ve Kido'nun asistanı Mylock (Mark Dacascos) ile tanışacaktır...

***

Zira...

Farkında olmadan Cosmo yeteneğini...

Işıklar saçarak...

Cassios'un karşısındayken ring de sergileyen Seiya'nın peşine...

Alman Kido'nun eski karısı Vander Guraad'ın (Famke Janssen) adamları düşmek üzeredir...

***

Elbette...

Buna kolaylıkla izin vermek niyetinde olmayan varlıklı iş insanı Alman Kido...

Athena'yı korumakla görevlendirilmiş Pegasus Şövalyelerinden biri olduğunu iddia ettiği Seiya'yı kaptığı gibi uçağıyla...

Athena'nın reenkarnasyon hali olduğuna inanılan Sienna'nın da (Madison Iseman) yaşadığı adasına götürecek...

***

Ancak...

Geleneksel üslubumuz gereği...

"Spoiler" vermek suretiyle, henüz seyretmemiş olanların ağızlarının tadını kaçırmak istemediğimiz için biz de kendi anlatımımızı...

Filmdeki tüm heyecanın start alacağı...

Burada noktalayacağız...

Dakika 27...

***

Kartal Şövalye Marin'in (Caitlin Hutson) yanında eğitimini tamamlayan Seiya'nın...

Guraad ve ekibine karşı vereceği mücadelenin damgasını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; finalinde, bir devam filmine de göz kırpılan, 85 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

***

Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

Keyifli seyirler,