Hem kovalamaca hem aşk var bu filmde. Bir kere hikaye şimdiki zamanı aşıyor ve tamamen gelecekte bir yerde geçiyor. Üstelik burası ziyadesi ile göz kamaştıran bir şehir. Adı Metropolis. Duke Red, kötü niyetli biri olarak Ziggurat’ın tepesinden dünyaya hakim olup yönetmenin derdindedir. Tek bir düğmeye basarak tüm dünyadaki makineleri çalışamaz hale getirmeyi ummaktadır. Bir yandan da kaçak bilim adamı Dr. Laughton’a gizli bir laboratuar vermiş, ölmüş kızını örnek alacak çok güzel ve kusursuz bir robot olan Tima’yı sipariş etmiştir. Duke’ün oğlu Rock laboratuarı keşfettiğinde kıskançlık krizine girer ve ortalığı yakıp yıkar. Bu esnada Japonya’dan Dedektif Shunsaku ve yeğeni Kenichi şehre gelirler. Hedefleri Laughton’u enselemektir. Kenichi, Tima’nın gerçek bir insan olduğunu sanarak onu yıkımdan kurtardığında yeni bir kovalamaca başlar... ve de çok güçlü bir aşk!
Bilimkurgu söz konusuysa animelerin farklı bir havası oluyor. Orjinal film elbette önemlidir. Konu bakımından etkileyicilik filmin hakkıdır. Anime de gözümüzü okşuyor. Yalnız çocuk olmaları garip cidden. Sanırım çocuklara izletmek için böyle düşünmüşler. Ya da daha sevimli gelmiştir. Güzel gibi.
mg750
Takip Et!
Eleştirisini Oku
4,5
26 Mayıs 2009 tarihinde eklendi
güzel bir anime hele bazı çizim sahneleri varki beni oldukca etkilemiştir
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.