Dünyanın en güçlü gizli servislerinden biri olan CIA’i keşfetmeye hazır mısınız?
Edward Wilson, Amerika’nın liderlerini yetiştirmekle ünlü Yale Üniversitesi’nde okuyan, ülkenin ve dünyanın sorunlarına duyarlı bir vatanseverdir. Üniversitede katıldığı kardeşlik örgütü, ileriki yıllarda olaylar karşısında gösterdiği keskin zeka ve ülkesine bağlılığı, yeni yeni şekillenmeye başlayan Amerikan gizli örgüt yapısı için önemli bir insan haline gelmesini sağladı.
İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile birlikte, CIA’in öncülü sayılan Strateji Servis Ofisi’nde görev alması ile dünyanın en büyük gizli servislerinden biri olacak bir örgütün kuruluş dönemlerinde yer aldı. Soğuk Savaş’ın keskin yüzünün ajanlar için büyük tehlikeler barındırdığı bir dönemde, Edward da hem zihinsel hem de fiziksel olarak çok yıpranır. Karısı ve oğluna karşı görevlerinde gösterdiği ihmalkarlıklar da dahil, görevi uğruna katlandığı tüm bedellere rağmen katı sadakatinden vazgeçmeyecektir.
Forrest Gump, Köstebek, Munih gibi filmlerin de senaristliğini yapmış olan Oscarlı Eric Roth tarafından yazılmış olan Kirli Sırlar, ikinci yönetmenlik denemesindeki Robert De Niro tarafından yönetiliyor. Oyuncu olarak da yer aldığı filmin oyuncu kadrosu da Matt Damon, Angelina Jolie, Alec Baldwin, Joe Pesci gibi isimlerle oldukça zengin.
Beyazperde Eleştirisi
2,5
Geçer
Kirli Sırlar
Yarı Kurmaca Bir CIA Belgesi
Yazar: Orkan Şancı
İlgi alanınızdaki kızın sizi sevip sevmediğini nereden anlarsınız? Siz arabaya binerken emniyet mandalını açmak için uzanıyorsa sizi seviyordur...Sanırım aşağı yukarı böyle bir tespitti. Robert De Niro, 1993 tarihli ilk yönetmenlik denemesi A Bronx Tale’de aşka böyle bir yorum getirmişti. İlk denemesi olmasına rağmen kamera arkasında özellikle anlatımdaki ustalığıyla keyif vermişti. Oğlunun 'adam' olmasını isteyen, mahalledeki 'aile'den uzak tutmaya çalışan dar gelirli şoför rolünde kendisine de ufak bir yer vermişti. Tıpkı 13 yıl aradan sonra yönettiği Kirli Sırlar’daki kısa ama etkileyici perfomansı gibi. 11 Eylül’ü anlamakta zorlanan, garipseyen, yabancılaşan ABD toplumunda son dönemde 'yakın tarih'e ilginin arttığı muhakkak. De Niro’nun filmi bu yakın tarihin belki de en hassas dönemine, 2. Dünya Savaşı ve sonrasındaki Soğuk Savaş’a, CIA’in kuruluş yıllarına kamerasını netliyor. Böy
film gerçek anlamıyla tam olarak açık bir şekilde yansıtılmasada genele yakın olarak bilgilenmemizi sağlıyor. oyunculuk açısından matt damon yeterince iyi oynamış film boyunca tek bir tebessüm bile yok karakterine yeterince bağlı kaldığını görebiliyoruz. izlenmesi için tavsiye edilir. 10/7
snowman72
Takipçi
210 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
27 Ocak 2007 tarihinde eklendi
de niro'yu "bronx tale" adlı filminden sonra ikinci defa yönetmen koltuğunda görüyoruz.durağan bir film izlenmim vermekle beraber,iç dünyaalrı ve karmaşayı hedefleyen bir film gibi geldi bana.bekliyorum bu filmi.
rudeonerudeone
Takipçi
1.698 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
17 Mart 2010 tarihinde eklendi
robert de nironun yönettiği iki film var.biri a bronx tale,diğeri de bu.ikisi de gayet güzel,kaliteli,büyük oyuncuya yakışan filmler.kendi açımdan a bronx tale daha fazla etkilemişti beni ama the good shepherd da kesinlikle buralarda da yazıldığı gibi ağır tempolu,sıkıcı,olaysız vs. bir film değil,aksine mükemmel oyuncu kadrosunun da sayesinde istediğini gayet net anlatabilen,belki görkemsiz,belki savaşsız mavaşsız ...
Devamını oku
e-ergener
Takipçi
337 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
3 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
Her konunun biraz işlenmeye çalışıldığı güzel bir film olmuş bence.. Ama daha da üzerine düşülerek belki biraz hareket katılabilirdi.. Yavaş bir film olması hasebi ile biraz sıkıcı gelebilir, ama 'baba' versiyonu filmleri özleyenlere de izlemeden geçmeyin derim..
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.