Hesabım
    Kirli Sırlar
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Kirli Sırlar

    Yarı Kurmaca Bir CIA Belgesi

    Yazar: Orkan Şancı

    İlgi alanınızdaki kızın sizi sevip sevmediğini nereden anlarsınız? Siz arabaya binerken emniyet mandalını açmak için uzanıyorsa sizi seviyordur...

    Sanırım aşağı yukarı böyle bir tespitti. Robert De Niro, 1993 tarihli ilk yönetmenlik denemesi A Bronx Tale’de aşka böyle bir yorum getirmişti. İlk denemesi olmasına rağmen kamera arkasında özellikle anlatımdaki ustalığıyla keyif vermişti. Oğlunun 'adam' olmasını isteyen, mahalledeki 'aile'den uzak tutmaya çalışan dar gelirli şoför rolünde kendisine de ufak bir yer vermişti. Tıpkı 13 yıl aradan sonra yönettiği Kirli Sırlar’daki kısa ama etkileyici perfomansı gibi.

    11 Eylül’ü anlamakta zorlanan, garipseyen, yabancılaşan ABD toplumunda son dönemde 'yakın tarih'e ilginin arttığı muhakkak. De Niro’nun filmi bu yakın tarihin belki de en hassas dönemine, 2. Dünya Savaşı ve sonrasındaki Soğuk Savaş’a, CIA’in kuruluş yıllarına kamerasını netliyor. Böylesine karmaşık, kimi ayrıntıları gün yüzüne çıkmamış, belki de hiç bir zaman tam olarak anlaşılamayacak bir döneme el atmak, ancak De Niro gibi cesur sinemacıların işi denilebilir. Ancak boyundan büyük lokma yutmaya çalışmamak da önemli.

    167 dakikalık süresiyle hayli hacimli Kirli Sırlar’ın senaryosu, Forrest Gump, Köstebek, Ali ve Munich gibi üst düzey filmlere imza atmış Oscarlı Eric Roth’a emanet edilmiş. Kalburüstü isimlerden oluşan oyuncu kadrosu (John Turturro bir fenomen) ve 80 milyon doları aşan bütçesiyle neresinden baksanız iddialı, büyük oynayan bir filmle karşı karşıyayız. Kabul etmemiz gerekir ki, son derece karmaşık olaylar zincirini mümkün olduğunca sade biçimde seyirciye sunuyor. Neredeyse her olay, gerçekteki halinin minyatürü gibi. Birçok olay, imalarla ya da akıllıca yazılmış satır aralarıyla aktarılıyor. ABD’nin Domuzlar Körfezi bozgunu sırasında bölgede cirit adan CIA ve KGB ajanlarının yan yana sohbetleri hayli ilgi çekici ve öğretici. Yönetmenin ekranın altına yazdığı kadarıyla 20 yıllık bir dönemi anlatıyor film; bu iyi olmuş zira gözlük modelini değiştirmese Matt Damon’ın yaşlandığını anlayamazdık.

    Edward Wilson (Damon), ülkesini herşeyden, ailesinden bile üstün tutan, cüretkar hizmetleriyle CIA’in kurucuları arasına giren, KGB ajanlarının 'Anne' lakabını uygun gördüğü karakter. Üniversite sonrası Bush Ailesi’nin de üye olduğu 'Kafatası ve Kemikler' örgütünde üzerine işenmesine göz yumması, vatan sevdası uğruna daha nelerden vazgeçebileceği, ne kadarına tahammül edebileceği film boyunca izleyiciyi kışkırtıyor. Damon, önceki bazı işlerinden de aşina olduğumuz somurtkan ifadesini takınarak film boyunca ’buz gibi adam’ havası estirmeye çalışıyor. Ne var ki, gözlük modeli (evet sevmedim), yağmurluğu ve şapkasıyla, filmdeki herkesten daha çok ajan görünmekten de kaçamıyor.

    Hafif alaycı bir eleştiriye kayan yazımızı toparlamak, hem de filme gerçek hakkını vermek için De Niro’nun genel olarak o döneme bakış açısındaki isabete ve dürüstlüğe şapka çıkartmakla devam edelim. Wilson’ın ve onu CIA’in kurucuları arasına alan General Bill Sullivan (bizzat De Niro)’ın söyledikleri çarpıcı. Wilson’un bir göçmene (harika bir Joe Pesci) 'Amerika Birleşik Devletleri'nin sahibi biziz, siz sadece ziyaretçisiniz' demesi; diğer yandan General Sullivan’ın 'Bu örgütün ABD'nin kalbi, ruhu değil gözü ve kulağı olmasını istiyorum' diyerek CIA’in ne denli acımasız bir örgüt olacağını müjdelemesi(!) gibi dikkat çekici replikler var.

    Kirli Sırlar, hatalı oyuncu tercihleri, anlatmaya çalıştığı olayların karmaşıklığına rağmen uzun süresini ekonomik kullanamaması, olay zincirindeki tıkanıklığı aşayım derken ritmi de bozan başarısız paralel kurgu denemeleri gibi son derece sübjektif eleştirilerimize maruz kalabilir. Ancak bazen filmler, birer sinema örneği olmaktan çok birer belge olarak da işimize yarar. CIA’in kuruluş yıllarına yarı-kurmaca da olsa göz atmak, o dönemin atmosferinin hiç değilse bir kısmını solumak için bence birçok kişinin fazladan 167 dakikası vardır; olmalı...

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top