''Bu kadar aksiyon Ten Ten'i yorar''. Filmi bu kadar net ve güzel açıklamış Radikal gazetesinin sinema eleştirmenleri. Gazeteyi okumadan benim aklımdan geçen şeylerde aşağı yukarı bu yöndeydi. 10-15 yaş civarında Ten Ten çizgi romanlarını çokca okumuş ve Tv'de yayımlanan çizgi filmlerini defalarca izlemiş birisi olarak sinemada karşılaştığım şey beni fazlasıyla şaşırttı. Çizgi romanlarında ve çizgi dizisinde Ten Ten bir dedektifti, olaylara usulca, ayrıntılarına dikkat ederek yaklaşıyor, en küçük ayrıntıyı bile titizlikle araştırıyordu. Çizgi romandaki ve çizgi dizideki Ten Ten üslubu Hitchcock filmleri ve Agatha Christie öykülerine yakın tondaydı bir anlamda. Filmde ise bu üslubun yerinde yeller esiyordu. O araştıran, ince eleyip sık dokuyan kahraman gitmiş, yerine oradan oraya koşturan, adeta Transformers filmlerindeki Shia LaBeouf 'un oynadığı karakterin çakması bir kahraman gelmişti. Bu da benim gibi eski Ten Ten severler için bir ızdırap demekti. Ortalık aksiyon filminden geçilmez iken Hollywood bir çizgi romanın daha ruhunu mahvedip, filmi boş aksiyon filmlerinden birisi haline getirip bırakmış. Bu gidişle herhalde Kubrick filmleri de ''çok yavaş ya bunlar'' denilip ''bol aksiyon, son sürat'' tarzında yeniden çekilecek. Herhalde ''Otomatik Portakal''daki Alex'i elinde silah, altında son sürat bir otomobille oradan oraya koştururken izlemek zorunda kalacağız yakın zamanda :) Son olarak eski Ten Ten'lerden habersiz olup, macera ve aksiyon dolu, animasyon kalitesi de iyi bir film izlemek isteyenler filmi rahatlıkla izleyebilirler. Benim gibi ''old school''lara önereceğim bir film değil ama.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.