Netflix'in, Nickelodeon'un aynı adlı animasyon dizisinden uyarladığı canlı aksiyon "Avatar: The Last Airbender" dizisi yılın en çok merak edilen yapımlarından biri. Animasyon dizinin hayranları, M. Night Shyamalan'ın felaketle sonuçlanan filminden bu yana, başarılı bir canlı aksiyon uyarlama görmek için can atıyor.
Netflix dizisinin, daha önce hevesi kırılan hayran kitlesini nihayet memnun edebileceği umuluyordu ancak ortaya çıkan son detaylar, hayranları oldukça kızdırdı. Katara karakterine hayat veren Kiawentiio ve Sokka karakterine hayat veren Ian Ousley'in Entertainment Weekly ile gerçekleştirdiği röportajda, Netflix'in Sokka karakterinin cinsiyetçiliğini önemli ölçüde azaltacağı ortaya çıktı.
Cinsiyetçilik ve "kızlar pantolon tamirinde erkeklerden daha iyi, erkekler ise avlanma konusunda daha iyi" gibi ifadeler, animasyon dizideki orijinal Sokka'nın karakter gelişimi için oldukça önemliydi. Karakter yaşadıkları doğrultusunda hayatındaki güçlü kadınların varlığını kabullendi ve görüşleri değişime uğradı.
Tam da bu nedenle, Netflix'in bu adımı canlı aksiyon uyarlamayı merakla bekleyen hayran kitlesini son derece kızdırdı. Bir Twitter kullanıcısı, Netflix'in bu yaptığını "kötü yazarlık" olarak nitelendirdi ve şunları söyledi:
"Netflix'in Avatar: The Last Airbender canlı aksiyonunun, Sokka'nın cinsiyetçiliğini ortadan kaldırması kötü bir yazarlık. İnsanlar her zaman mükemmel şekilde aydınlanmış değildir. Sokka su kabilesinin bir ürünü, onların da cinsiyetçi idealleri var ve dünyayı gördükten sonra büyümesi karakter gelişimi için gerekli"
Diğer bir kullanıcı, karakterin başlangıçtaki bakış açısının dizinin mesajı açısından ne kadar önemli olduğunu vurguluyor:
"Bunu yaparak, aslında Avatar'ın açıkça cinsiyetçilik karşıtı mesajını yok ediyorlar. Sokka'nın erken dönemdeki kadın düşmanlığı yalnızca olağanüstü bir karakter gelişimine yol açmakla kalmadı, aynı zamanda cinsiyetçiliğin bu kadar yaygın olduğu bir dünyada mücadele eden her kadın dövüşçünün daha da etkileyici görünmesini sağladı."
Karakterin yoluna çıkan kadınları görüp tanıdıkça görüşlerinin değişmesi de önemli bir unsur olarak vurgulanıyor:
"Sokka'nın Avatar animasyon serisindeki cinsiyetçiliği şaka ya da kötü niyetle oynanmamıştı; bu onun gelişiminin bir parçasıydı; cehaletini fark etmesini sağlayan inanılmaz derecede yetenekli ve güçlü kadınlarla karşılaştıkça büyüyüp olgunlaştığı bir karakter kusuruydu. Bunu neden götürelim ki?"
Netflix'in bu adımı, beraberinde kaçınılmaz olarak getirdiği kültürel çıkarımlar nedeniyle de çok konuşuluyor. Kısa videolara alışan yeni nesil izleyicilerin, uzun hikaye ve karakter süreçlerini takip etmeye sabrı olmaması ve bağlamın tamamen göz ardı edilip her şeyin politik olarak doğru karaktere indirgenmesi eleştiri noktaları arasında:
"Sekiz yaşındaki çocuklar için anlaşılır olacak şekilde yazılmış ahlak hikayeleri içeren bir dizinin, 20 yıl sonra aynı sekiz yaşındaki çocukları hedef alan ve *daha az* zorlayıcı olacak şekilde yeniden yapılması kültürel olarak bizim hakkımızda ne söylüyor?"
"'Şunu dedin seksistsin, bunu giydin ırkçısın' tarzı, örüntü tanımaktan ibaret tepkiler, birkaç saniyelik videolarla yetişen insanlara uygun bir ilericilik şekli. Bağlamı hiç düşünmek zorunda kalmadığın için, herhangi bir eğitime, çabaya ihtiyaç yok, herhangi bir kafa karışıklığına imkan yok, doğrudan ekspres yargı dağıtabiliyorsun. Kötülükten ziyade tembellik aslında."
"Avatar" hayranlarının Netflix'in dizisinde gördüğü tek fark Sokka'nın cinsiyetçiliği olmayacak. Showrunner Albert Kim daha önce, dizinin animasyon serisiyle aynı şekilde başlamadığını söylemişti. Canlı aksiyon dizi aynı zamanda, animasyonda sadece bahsedilen Hava Bükücü halkının soykırımını ve Ateş Ulusu'nun yükselişini de gösterecek.
"Avatar: The Last Airbender" 22 Şubat'ta Netflix'te!
