Bu yılki festivalde Dünya Sineması, Türkiye Sineması ve Kısa İyidir gibi klasikleşen bölümlerin dışında yalnızca Tuncel Kurtiz’in Sürgün Yılları bölümünün yer aldığını görüyoruz. Önceki yıllarda ise festival programında daha fazla bölüm ve daha fazla film gösterimi vardı, yönetmenlerin hazırladığı seçkiler yer alıyordu. Gezici Festival’in, 26. yılında daha az bölümün yer almasının sebepleri nedir?
Cevap çok kısa ve basit: Pandemi.
Dünya Sineması bölümünde gösterilecek filmleri seçerken belirli bir tema ya da kriteri baz aldınız mı?
Dünya Sineması hep yılın en sevdiğimiz filmlerini gösterdiğimiz bir bölüm oldu. Herhangi bir tema söz konusu değil. Ancak bu yıl tür olarak da oldukça çeşitli ve renkli filmler var. İstenmeyen bir hamileliğin bir araya getirdiği iki kadının dostluğunu ele alan bir Kosta Rica filminden, bir çeteyle başı dertte olan oğluna yardım etmek için Tiflis’ten Brooklyn’e seyahat eden bir eski güreşçinin hikâyesini anlatan bir Gürcü filmine, fonda faşizmin ayak seslerinin yer aldığı dokunaklı bir aşk hikâyesinden, İtalyan gençliğinin gözünden geleceğe bakmaya, bir ilköğretim okulunda öğrenci göçmen çocukların öğretmenleri ile kurdukları ilişkiyi ve uyum süreçlerini anlatan bir belgeselden, iki genç kızın yaz arkadaşlığına, Pavarotti olma hayalleri kuran bir çocuğun yetişkinliğe geçiş hikâyesinden, işlediği günahlardan kurtulabilmek umuduyla doğduğu kasabaya geri dönen sorumsuz bir adamın hikâyesine, Meksikalı bir suç şebekesi tarafından kaçırılan kızını arayan Cielo’nun hikâyesinden, küçük bir kasabada durağan hayatlarından sıyrılmak isteyen bir grup kadının hikâyesine çok geniş bir yelpaze içeren 10 filmin 6’sının yönetmeni kadın olduğunu da belirtmek isterim. Umarım izleyicilerimiz severek izlerler.
