Melis Zararsız: Evet, bence de işin tatlı tarafı... Bütçe kısmı nasıldı? Baştan neler düşünüldü, çünkü hani eli yüzü düzgün uzun metraj bir sinema filmi olacağı belli, kısılacak bir durum da yok gibi; telif bile baştan öngörülmüş bir kalem olmalı sonuçta bütçede. Nasıl ilerlediniz?
Tunç Şahin: Amaç hayal ettiğimiz filmi olduğu gibi gerçekleştirmekti, evet. Bir Film bu konuda her şeyi, ama her şeyi yaptı. Filmde bir metafor var, dönmek üzerine. Balerin dönüyor, çocuk dönüyor, Ulaş heyecanlanınca herşey dönüyor, dünya dönüyor. Açılış jeneriğinde kamera duvarları tarayıp yukarı çıkıyor ve Ulaş’ı buluyor ve Ulaş odanın içinde dönüyor. Bunun için bir odanın sıfırdan hazır olması ve özel bir teknik aletin olması gerekti, bu odayı bana sağladılar, ki hiç kolay olmadı, pahalı işler bunlar. Yapım kısmında sıkıntı yaşamadık. Her şey öngörülmüştü, aştığımız şeyler olmuştur ama tam öngördüğümüz tarihte ve o kadar sürede çektik. O anlamda aşmadık. Bütçe yetmediği için çekmediğimiz yapmadığımız, kaynak eksikliği çektiğimiz hiçbir şey olmadı.