Korkuya konuyu nerelerde arıyorsunuz? Nasıl bir araştırma yapıyorsunuz?
Alper Mestçi: İkiyi yaparken üçüncüyü de ne yaparız diye düşünüyoruz. Çıkış noktasının gerçek hikayeler olmasını tercih ediyorum. Fantastik öğeleri ekliyoruz, sonuçta gerçek hikaye beş dakikada bitiyor. Bunun da bir hikayesi var, hatta haber olmuş. Issızcuma’da olmuş. Zaten filmdeki kadar şey yaşansa kimse anlatamaz. Etrafımızda bu tarz şeyler yaşayan insanlar da var, hepsi bu tarz değil hastalık vs. de var.
Peki biz neden yaşamıyoruz? Bu ilgili olmak, kurcalalamakla mı ilgili biraz?
Alper Mestçi: Bu tamamen seninle modunla ilgili, senin kapıların kapalı oraya. Kapıları açtığın zaman tamam. Ama dünyadaki her şey için bu geçerli değil mi zaten. Ben çocukken çok korku yaşayan bir çocuktum. Daha sonra da yaşadım ama korkmadım çok. Reel hayattan çok korkunç gelmiyor bana, her an her şey olabilir. Görünmeyen şey reel hayattan daha korkunç değil bence.