Hesabım
    Levan Akin ve Levan Gelbakhiani ile "Ve Sonra Dans Ettik" Röportajı

    And Then We Danced'ın yönetmeni Levan Akin ve başrol oyuncusu Levan Gelbakhiani ile Ayvalık'ta buluştuk.

    • Call Me By Your Name karşılaştırmaları hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz?

    Levan Akin: Bence büyük iltifat, çünkü harika bir film. Ama aynı zamanda bunun tembel bir gazetecilik tarzı olduğunu düşünüyorum. Çünkü her zaman batıdan eşdeğer bir şeyler buluyorlar. Tema olarak baktığınızda aynı gelebilir, çünkü Call me By Your Name aşık olma hakkında bir aşk hikayesi. And Then We Danced ise kendini bulmak ve gelenekler üzerine. Yani benim filmimdeki aşk hikayesi, karakterin özgürlüğünü ilan etmesine sebep olan bir güdü. Başrolde oynayan oyuncuları da fiziksel olarak benzetmiş olabilirler. Diğer taraftan bu filmi yaptığımıda Call Me By Your Name'i izlememiştim yani bu karşılaştırmalar tamamen tesadüfi.

    • Peki Miyazaki desem;

    Levan Akin: Miyazaki'yi çok seviyorum mama Levan daha büyük bir hayranı, hatta dövmesi var. Sizin de farkettiğiniz gibi, filmin bir sahnesinde odasındaki tüm posterleri söküyordu ama Miyazaki kalıyordu duvarda. Duvarda kalan bir fotoğraf daha vardı, bir kedi fotoğrafı. O da benim kedimdi.

    • Filmin final sahnesindeki audition bir anda bir isyana dönüyor ve Merab hem abisinden hem de Mary’den aldığı güçle kararını veriyor. Tek kelime etmeden sadece dans figürleri ile bu sonu izlemek beni oldukça etkiledi. başkaldırıyor. Bu final hep var mıydı?

    Levan Akin: Beni de çok etkiledi. Bu çok klasik bir hikaye ve gerçekten basit olsun istedim. Filmin başlangıcı, ortası ve sonu belliydi. Başlangıcta geleneksel dans sahnesi, ortada kır evi sahneleri ve finaldeki dans sahnesi. Aralardaki şeyler ise ilham ve hikayede gördüklerimden oluştu. 

    • And Then We Danced bir kendini buluş hikayesi. Siz bir yönetmen olarak kendinizi buldunuz mu?

    Levan Akin: Televizyona ve sinemaya bir çok iş yaptım, filmler çektim. Ama bunların sonucunda geldiğim yerde hissettiğim şey; "film çekiyorum, tv dizisi yapıyorum ama o işlerden keyif almıyorum." oldu. Yaptığım işlerin güzel olduğunu, güzel geri dönüşler aldığımı biliyordum ancak tam olarak hissetmek istediğim enerji bu değildi. 30'lu yaşlarıma geldiğimde bu burjuva hayattan, rahatlıktan, mobilya satın almaktan sıkıldım. Evet bu film benim gözümde de, kendi adıma bir 40 yaş krizi. Ama iyi sonuçlanan bir kriz. Bu film benim için ilk gençlik yıllarıma dönüp, ilk kez aşık olmak gibi. Gençler o yaşlarda potansiyellerinin farkında olmuyor. Bu da filmdeki temalardan biri aslında. Bir an gençsin, elinde sigara ile ABBA şarkılarında dans ediyorsun, bir sonraki anda kendini tüm hayatını etkileyecek bir söz vermek üzere kilisede buluyorsun. Gençlik yıllarıma bu şekilde geri dönmek, benim için gerçekten çok duygusaldı.

    • Çok teşekkürler, Oscar yarışında ve yeni projenizde bol şans.

    Levan Akin: Ben teşekkür ederim.

    Röportaj: Hande Kara

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top