Hesabım
    "Hashtag" Ekibi, Filmi Anlattı!

    Ela Yörüklü, Ergülcan Akıncıoğlu, Burak Çoban, Özüm Çakır, Eren Emingil, Gülderen Güler ve İrem Diri, Hashtag'i anlattı.

    Hashtag bir gerilim filmi, bu filmde yer almakla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyim?

    İrem Diri: Bir sinemasever olarak her türü izlemeye çalışıyorum, eski yeni fark etmeksizin. Ama gelin görün ki izlerken en zorlandığım tür her zaman gerilim ve korku olmuştur. İlk işimin türü de gerilim ve korku olunca “Herhalde hayatın bir cilvesi” diye içimden geçirdim. Açıkçası başlarda endişelerim vardı. Çünkü ne olacağını bilmiyordum. İlkler unutulmaz derler ama gerçekten çok şanslıydım. Her şey yolunda gitmeyebiliyor her zaman. Hastalanabiliyoruz, ufak tefek aksilikler olabiliyor. Ekibimiz o kadar iyiydi ki, birbirimize karşı destek ve samimiyet anlamında oldukça bonkör bir ortama sahiptik. İyisiyle kötüsüyle hiç bu kadar keyif alacağımı tahmin edemedim sete koşa koşa gidiyordum.

    Biraz rolünüzden bahseder misiniz?

    İ.D.: Gülben o kadar keyifli, eğlenceli bir karakter ki, yaptıklarını görünce bazen üzülüyor bazense gülüyordum. Özellikle şarkısı… Şimdiden duyanların dillerine takıldı bile. Çok hassas bir kız Gülben, en önemli eksiği olayları ve durumları ölçüp tartmadan hareket etmesi. Rüzgar nereye eserse oraya giden biri. Kendisini oynamak çok eğlenceliydi. Gerçekte onun gibi biriyle karşılaşmak biraz zor, bu projenin güzelliği de buradan geliyor.

    Çekimler sırasında yaşadıklarınızı bizimle paylaşır mısınız?

    İ.D.: Bu soru bütün set sürecini gözümün önünden geçirmeme yetti. Bir sahnede gülüp eğlenirken diğer sahnede harap olabiliyorsunuz. Profesyonel bir oyuncunun o duygu durumları iyi bir şekilde yönetebilmesi gerekiyor. Aksi halde psikolojik olarak zorlayabilir. Bazı sahneler bizi tahminimizden fazla zorladı tabii ki. Üstesinden kolaylıkla gelebildiysek kesinlikle Başaran hocanın sayesindedir. Onunla çalışmak çok rahattı, çok da keyifliydi. Muhakkak her sahne öncesi bir konuşmamız, bir hazırlık sürecimiz oldu. Bunun yanı sıra ekibimizin hakkı çok büyük. İyi bir şey çıkması için verilen emek gerçekten paha biçilemez. O kadar fazla insan tanıyorsunuz ki ve herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor. Bir kişide bile ciddiyetsizlik görmedim. Bu işte en önem verdiğim şey disiplin, ilişkiler ve değerlerdir. Umarım aynı ekiple yeniden bir araya gelebilirim.

    Pandemide neler yaptınız, bu süreci nasıl değerlendirdiniz?

    İ.D.: Ailemi çok fazla göremediğim için onların yanına Gaziantep’e gittim. Sürecin en zirve yaptığı zamanlarda oradaydım. Hem şehrimde olmak, hem de sevdiklerimle olmak beni o kötü psikolojiye sokmak yerine daha iyi bir halde kalmamı sağladı. Ben tam bir eğitim sevdalısıyım aynı zamanda öğretmenim de zaten. O kadar kurs eğitim koşturuyorum ki arkadaşlarım bana “kurskolik” lakabını taktılar. Yani süreç eğitimlerle geçti. Uzun süredir yapmadığım bir şeyi yaptım, yazmaya başladım yeniden. Bol bol okumaya ve izlemeye vakit ayırdım. Hep kendimi geliştirmeye yönelik şeyler anlayacağınız. Ama sadece kendime değil, yapabildiğim kadar çevreme de yardım etmeye çalıştım.

    Bu süreçte hiç sinemada film izlediniz mi? İzlediyseniz neler hissettiniz? Seyirciye sinemada film izlemeleri konusunda neler söylersiniz?

    İ.D.: Pandemiden önce müsait olabildiğim zamanlarda gitmeye çalışıyordum. Bu süreçte sinema yerine daha çok tiyatroya gittim. İnsanlar mesafeli şekilde oturdukları için açıkçası rahatlıkla izledim. Bu süreç korkutucu hepimiz için. Ama sanattan uzak kalmakta işin içinde olalım ya da olmayalım biraz zor benim için. Hem kişisel hem de genel önlemler alındıktan sonra bir sıkıntı olmadı bende. O yüzden dikkat edildiği sürece gidileceğini düşünüyorum. Bu farklı tarzdaki korku filmimize de herkesi bekliyoruz

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top