Hesabım
    Anayurt Oteli
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,5
    Muhteşem
    Anayurt Oteli

    İstemeden Kirleniyor İnsan

    Yazar: Misafir Koltuğu

    Psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temalarını işleyen Anayurt Oteli, Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından Yusuf Atılgan imzası taşıyor. 1973 tarihli bu kült roman, 1987 yılında Türk sinemasının önemli yönetmenlerinden Ömer Kavur tarafından beyazperdeye uyarlandı.  Filmin başrollerinde Türk sinemasının yaşayan iki usta oyuncusu Macit Koper ve Serra Yılmaz isimleri var.  1987 Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen” ödüllerinin sahibi olan Anayurt Oteli, İstanbul ve Venedik Film Festivali dahil bir çok festivalden ödülle döndü. 

    Ömer Kavur’un filme yeni bir yorum katmaktan ziyade, romana sadık kalmakta özen gösterdiğini söyleyebiliriz. Kitap ve film arasındaki ilk farklılıktan biri kitabın 1960’larda, filmin ise 1980’lerde geçiyor olması… Bu sebepten uyarlamada 1980 darbesinin karanlık atmosferi de yer yer filme yansıyor. Otele gelen kaçaklar, gazete manşetlerindeki kötü haberler ya da meyhanedeki tutuklamaları bu yansımaların örneği olarak verebiliriz. 

    Zebercet; iki boyutlu, katmansız, derinliksiz, tekdüze bir adam. Kendine güveni olmayan, pısırık, duygularını açık edemeyen, cinsel kimliğini bulamamış aslında henüz yaşarken dahi kendi otelinin hayaleti… Ancak tüm bu sığlığı Yusuf Atılgan öyle ustaca anlatıyor ki, bu sıkıcı adamı okumaya doyamıyorsunuz Tabii kahramanımızın böyle olmasının geçmişe uzanan sebepleri var. Okulda, askerlikte, gençliğinde hep hor görülüp, dışlanmış bir insan olmuş. Kitapta yazar Zebercet’in tüm o itici hallerini ve sapkınlıklarını açıkça ve derinlemesine anlatmakta sakınca görmezken filmde o denli çarpıcı sahneler göremiyoruz. Tüm bu hiçbir yere ait olamama ve dışlanma zaman içinde katlanarak obsesif kahramanımız için bir deliriş öyküsüne dönüşüyor.

    İşte gecikmeli Ankara treniyle otele gelen gizemli kadın, tam da bu dönüm noktasında Zebercet’in hayatına giriyor ve onu dönüşü olmayan bir karanlığa, kendi sonunu yazmaya hazırlıyor. Hem edebiyatımız hem de sinema tarihimiz açısından pek kıymetli bu eseri yıllar sonra hem de tertemiz kopyasıyla beyazperdede izleyecek olmak büyük fırsat. Kaçırmayalım ve gerekli ilgiyi gösterelim ki yenileri ile buluşabilelim. İçinizdeki Zebercet ile yüzleşmeniz dileğiyle…

    Gizem Ertürk

    Daha Fazlasını Göster

    Yorumlar

    Back to Top