Hesabım
    Kızkaçıran Ekibiyle Keyifli Röportaj Beyazperde.com'da!

    2016'nın iddialı komedi filminin başrol oyuncularıyla bir araya geldik!

    Ayhan Metin

    2016'nın keyifli yerli yol komedisi Kızkaçıran'ın başrollerinden bomba gibi röportaj geldi! Gerçek hayatta da evli olan Ceren Benderlioğlu ve Emir Benderlioğlu ile Beyazperde.com ekibi hem filmi konuştu, hem de sinemaya dair derinlikli bir sohbete imza attık.

    Filme dair detaylar, ikilinin en sevdiği yol filmi, sinemaya bakış açıları röportaj sayfalarımızda! 

    Fotoğraflar: Ayhan Metin

    Öncelikle karakterlerinizi bir tanıyalım. Kimi canlandırıyorsunuz? Ceren Benderlioğlu: Gül yetim bir kız. Fakir bir hayat sürmüş, Ahmet'e çok aşık olmuş ancak çok sevmesine rağmen br yuva kuracağına inanmıyor. Zengin bir iş adamıyla evlenmeye karar veriyor. Tabii Ahmet boş durur mu? Emir Benderlioğlu: Ahmet çok sıradan bir tip. Yani şapşal, bir baltaya sap olamamış, beş parasız.Ancak bir o kadar sempatik, saf, komik bir Anadolu çocuğu. Gül'e aşık oluyor. C.B: Ve Gül'ü kaçırıyor düğünden. Ancak damadı da kaçırıyor... C.B: Maalesef. E.B: İkisi de fakir, yetim büyümüşler. Gül de hayatı boyunca çok sıkıntı çektiği için Ahmet'le evlenmek istemiyor. Çünkü evlenirse hayatı yine sıkıntı ve fakirlikle geçecek. Zengin bir adamla mantık evliliği yapmaya karar veriyor. Ahmet de kızı düğünden kaçırıyor. C.B: Ahmet'in dramı diyorum aslında ben buna.

    Korhan Uğur'la çalışmak nasıldı? C.B: Müthişti. Çok rahattı. Çünkü daha sete çıkmadan önce karakterleri bize oturtturdu. Kendi gözünde de. Sonra sete çıktık. Bakış açısı çok daha farklı. Ben onunla çalışmaktan çok keyif aldım. Şimdiye kadar çalıştığım yönetmenlerde ilk 5'e girer. E.B: Yani ben kendisine de söyledim. Yazdığı senaryolarda kendisini de oynatması lazım çünkü çok komik bir adam. İzleyince siz de göreceksiniz. Film gişe yapar mı bilemem ama izleyen herkes filmi çok sevecek. Çünkü Korhan abinin kafası çok değişik bir yapıda. Bizim senaryo sadece oturup komedi yazmakla oluşan bir şey değil. Bir şey anlatmaya çalışan bir senaryo. Korhan abi ölüm ve aşk gibi birbirine zıt iki olguyu kaynaştırıp komedi çıkartmasını bilen bir adam. Bence sinema eleştirmenleri de bu filmi beğenecek. Korhan abiyle çalışmak çok zevkli, enerjisi çok yüksek bir adam, çalışmaktan çok keyif alan bir adam. Oyuncularla da sinerjisi tutunca çok keyifli bir set oldu. C.B: Hem yazıp hem yönetiyor olması çok ayrıca başka bir özellik.

    Karakterin hiç duygusal olarak çöktüğü bir an oldu mu? Emir Benderlioğlu: Film öyle başlıyor. Filmin başlangıç noktası, Ahmet karakterinin işe koyulmaya başladığı nokta dip noktası. Artık bittiği nokta. Senaryonun kendi bütünlüğü içerisinde her yeri beni yakaladı. Orası da enteresan bir nokta. Yol komedisinin kendine göre zorlukları var. Çekimler ne kadar sürdü, zor oldu mu? Ceren Benderlioğlu: Bence değildi. Çünkü yol filmi çekmeye alışmış, profesyonel, küçük bir ekip vardı. Ama herkes ne yapacağını bilerek yola çıkmıştı. 21-22 gün gibi bir sürede filmi bitirdik. Hava da yardımcımızdı. Kasım ayında Çeşmeliler bile "biz böyle bir hava görmedik" dediler. Çeşme bizi havasıyla çok güzel karşıladı, biz döndükten sonra da arkamızdan ağladı. Bitti, final dedik, ertesi gün herkes yola çıkarken yağmur başladı.

    Senaryo ve teklif nasıl geldi? Evli bir çift rolü için sizin evli oluşunuz mu göz önüne alındı? Ceren Benderlioğlu:  Bu filme dahil olan herkes seçmelerle dahil oldu. Korhan abiyle Serpil Hanım karakterleri görmek istediler, yaşatmak istediler. Emir Benderlioğlu: Onlar düşünüyorlarmış beni. Ben de senaryoyu okuyunca olmak istediğimi söyledim, daha tanışmadan. Hemen ertesi gün tanıştık. Keyifli bir uyum yakaladık. Birkaç deneme çektik, hemen oldu. Ondan sonra sıra Gül'e geldi. C.B: Serpil ve Korhan Emir'e bakarlarken benimle fotoğrafını görmüşler. Sonra birkaç videomuzla karşılaşmışlar. Aslında Emir'e de sormuşlar kimi düşünürsün yanında diye, o da güzel olurdu demiş. Senaryoyu okuduktan sonra "Bu iş çok güzel, klasik olmaya aday" demiştim. Serip Altın beni bana inandırdı. Ben komedi her yiğidin harcı değil diye düşünüyordum ancak Serpil beni bu işi yapabileceğime inandırdı. Ve şimdi her sahneyi izlerken "iyi ki yapmışım" diyorum. Şimdiye kadar yaptığım işler arasında kendimle gurur duyduğum nadir işlerden bir tanesi.

    Çift olarak karşılıklı oynamak nasıldı peki? Ceren Benderlioğlu: Aslına bakarsanız bizim 3. birlikte aynı sette oluşumuz. Kısa filmlerimiz de var. Biz buna alıştık. Sete gidiyorum ve çalışıyorum. Tabii ki onunla çalışmanın verdiği bir rahatlık var. Burada huzurla durmamı sağlıyor. Emir Benderlioğlu: Bizim aramızda oyunculukla ilgili bir kompleks yok. Bizim arkadaşlarımız bizim oyuncu olduğumuzu unutuyor. Yani bir evde oyuncu değiliz, o kimliği sette bırakıyoruz. Sette o kimlikleri bürününce her şey daha kolay oluyor. Rahattık, keyifliydi. Bir oyuncu olarak Ceren'den çok keyif alıyorum. C.B: Ben sette Emir'le çok eğleniyoruz. Ben çok keyif alıyorum. Gerçek hayatta, canlandırdığınız karakterlerin bir şansı olur muydu sizce? E.B: Gerçek hayatta bu hikaye ya çok daha komik olur ya da hiç komik olmaz. C.B: Evet çok acı da olabilir, çok komik de olabilir. Çok da eğlenebilirler. İnsanlar durumlarından eğlenebiliyorlar. Zaten orada komedi başlıyor. E.B: Komedi acılarla beslenir. Komedi lüksle değil sıkıntıyla beslenir.

    Emir Bey sizi hep sert rollerde gördük. Komedi filmi nasıl bir değişiklik oldu? Emir Benderlioğlu: Ben kendim sert bir insan değilim. Ceren Benderlioğlu: Hatta ben Emir'i neden bu kadar sert rollerde oynatıyorlar diye kızıyorum çünkü en komik erkeklerden biri. Hem yakışıklı olup hem komik olmayı başaran nadir erkeklerden biri. Güzel çıkartıyor ama. Panzehir'deki oyunculuğunu çok beğeniyorum mesela. Şu aralar yerli yapımlar Türk sinemasının baş tacı. Sizce neden yerli seyirci komediyi bu kadar sevdi? E.B: Yaşadığımız konjektürde çok doğal değil mi? İnsanların gülmek istemesi, kendini eğlendirecek şeyleri talep etmesi çok doğal değil mi? Mesela Avrupa sinemasında komedinin zirve yaptığı nokta 2. Dünya Savaşı'dır. Dikkat edin o savaşın acılarından sonra Fransız, İtalyan sinemasında 50'lerde 60'lardaki komedi patlaması acıları silme çabasıdır. Maalesef bizim yaşadığımız toplumda güllük gülistanlık değil. O yüzden insanlar komediye yöneliyor. Biz de komik bir toplumuz. O da var. Bizim kendi toplumumuzun komedisinin beyazperdeye yansıması da ayrı bir nokta oluyor.

    Sizin en sevdiğiniz yol filmleri hangileri? Emir Benderlioğlu: Che Guevara'yla arkadaşını anlatan Motorsiklet Günlüğü var. En sevdiğim yol filmlerinden bir tanesi. Little Miss Sunshine da çok güzeldi. Robert De Niro'nun bir filmi vardı, Herkesin Keyfi Yerinde, çocuklarının peşinden gidiyordu. İzlediğim en iyi yol filmi ise Sam Peckinpah'ın "Bana Alfredo Garcia'nın Kellesini Getirin" filmi idi. Mükemmel bir yol filmiydi.

    O kadar çok yerli komedi örneği var ki, Kızkaçıran'ın farkı nedir, seyirciyi neresi yakalar? Ceren Benderlioğlu: Doksan dakika boyunca kendi filmim olmasına rağmen, senaryoyu bilmeme rağmen ilk 6 izleyişimde "Nasıl bitti, ne ara bu kadar oldu" diyorum. Temposu hiç bitmiyor. 5. dakika itibariyle gülmekten kaçırdığınız yerler oluyor. Ege'de, Akdeniz'de, Anadolu'da karşılaşılabilecek insanlarla karşılaşıyoruz filmde. Her yerde karşılaşabileceğimiz insanlarla karşılaşıyoruz. Emir BenderlioğluKorhan Uğur sinemasında gerçekten sinir bozucu iniş çıkışlar var. Az önce ölüm olgusundan bahsettik ya, iniş çıkışlardan yararlanan, insan duygularıyla beslenen bir komediden bahsediyoruz. Setteki en eğlenceli anlar neydi? Bizimle paylaşır mısınız? E.B: Biz sette paydostan sonra müzik açıp göbek atıyorduk, o kadar eğlenceliydi.

    Türkiye sinema konusunda bir geçiş aşamasında. Bir yandan Avrupa sinemasına kaymaya çalışıyoruz, öbür yandan Türk kültürüne ait de bir altyapımız var. Siz nasıl görüyorsunuz bu durumu? Emir Benderlioğlu: Yerli sinema son yıllarda nicelik olarak çok sınıf atladı. İzleyicisi sayısı Fransa'yla, İtalya'yla yarışıyor. İzleyici sayısı bayağı sağlam. Tabii bu niteliğe yansıyor mu tartışılır. Bizim box office'imizin yurtdışından farkı nedir? Çok lokal olması. Kendi hikayelerimizi evrensel bir dille insanlara anlatacak bir senaryo diline ihtiyacımız var. Ticari sinema da özellikle. Bu festival sinemamızda yapılıyor ama ticari de yapamıyoruz. Burada senaryoların tercümanlığa, evrensel bir dile ihtiyacı var. Ceren Benderlioğlu: İzler kitle artık film seçebiliyor. Film izleyicisi kitlesi oluştu. Artık hangi filmi izleyeceğini seçiyor. Çünkü bu sebepten dolayı diyor. Ne kadar film çekilirse yavaş yavaş yurtdışı kanalına da gireceğiz. Çok iyi sinemacılarımız da var. Tabii bu Türkiye'de tanınıyor mu, ilgi uyandırıyor mu? Hayır ama yavaş yavaş seyirci onları da görecek. Sinemasız olmaz.

    Sizin en beğendiğiniz, çalışmak istediğiniz yönetmenler kimler? Emir Benderlioğlu: Ben Reha Erdem'i çok beğenirim eskiden beri. Onun sinemasında yer almak isterim. Tür önemli değil. Reha Erdem sineması gerçekten sinema. Ben çok beğeniyorum yaptığı işleri. Ceren Benderlioğlu:  Çok iyi yönetmenler var. Sadece sinema olarak bakmıyorum, dizi olarak da bakıyorum. Zeynep Günay Tan var, Çağan Irmak var, Nuri Bilge Ceylan var, Korhan Uğur var, Serpil Altın var. Hepsiyle çalışmak isterim.

    Seyircilere bir mesajınız var mı? Emir Benderlioğlu: Filmimizin yaş sınırı 7. Yani aileler çocuklarıyla gönül rahatlığıyla gelebilirler. İkincisi akıl sağlığı yerinde olan her insan bu filmi beğenecek. Ben iddialıyım bu konuda. Ceren Benderlioğlu: Bu senenin en iddialı komedilerinden bir tanesi. 90 dakika boyunca sürükleyiciliği sebebiyle kahkahalardan kaçıracağınız yerler olacak.

    facebook Tweet
    Öneriler
    Yorumlar
    Back to Top